Kırkgöz, “Ülkemizin neresinde olursa olsun, tarihi ve milli bir bilinçle üzerimize düşen tüm sorumluluğu yerine getirmek için gece gündüz çalışıyoruz. Ziraat mühendisleri olarak ülkemiz adına 176 yıldır üretime destek veriyor; gelecek nesillerimiz için tarımın bir bağımsızlık simgesi ve milli ekonominin temeli olduğu anlayışıyla hareket ediyoruz. Konya ziraat mühendisleri olarak sorumluluklarımızı biliyor, bu doğrultuda birlikte hareket etmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.” dedi.
“SÜ ZİRAAT FAKÜLTESİ, 8 BİN 500 MÜHENDİSİ SEKTÖRE KAZANDIRDI”
Zirai eğitimin, 10 Ocak 1846 yılında İstanbul’da başladığını hatırlatan Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeki Bayramoğlu da “Bugüne kadar bütün ziraat fakültelerinden 110 bin ziraat mühendisi mezun oldu. Şu anda 49 ziraat fakültesinde 18 bin ziraat mühendisi adayı eğitim görüyor. 1982 yılında kurularak eğitim öğretime başlayan Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi, 1986 yılında ilk 6 mezununu verdi. 2001 yılında yıllık 300 mezuna ulaştı, bugüne kadar 8 bin 500 öğrenci sektöre kazandırıldı. Şu anda 150 akademisyenin görev yaptığı Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesinde bin 600 lisans, 550 lisansüstü öğrencimiz eğitim görüyor.” diye konuştu.
“HEDEFİMİZ; KENDİ KENDİNE YETEN BİR TÜRKİYE’YE HİZMET ETMEKTİR”
Zirai eğitimin önemli üslerinden birinin de Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi olduğunu vurgulayan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy da “Fakültemiz, dünyadaki modern eğitimin oluşturulmasında da öncü oldu. Bünyesindeki laboratuvarlarıyla, teknik alt yapısıyla, akademisyenlerimizin bilgi ve birikimleriyle, modern zirai eğitim ve öğrenimin önemli bir merkezi haline geldi. Ziraat Fakültemiz, zirai üretimin modernizasyonunda, Konya’nın zirai anlamdaki başarısında önemli bir rol üstlendi. Üreten ülkelerin ön plana çıktığı bir dönemde Selçuk Üniversitesinin, üreten Türkiye’ye yapmış olduğu katkılar göz ardı edilemez. Ziraat Fakültemiz tarafından geliştirilen yerli ve milli tohumlarımızın toprakla buluşmasıyla tarımsal üretimin yerli ve milli olması noktasında önemli bir yol kat edeceğiz. Çünkü bizim hedefimiz; bilimde, teknolojide, ekonomide, tarımda kendi kendine yeten bir Türkiye’ye hizmet etmektir. Bu sebeple tarımı, üreticiyi, yerli tohumu desteklemek için var gücümüzle çalışıyor, geleceğimiz için üretiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“TARIMIN STRATEJİK BİR SEKTÖR OLDUĞU ANLAŞILDI”
KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bayram Sade de “Pandemi döneminde dünyada kapanma çok yoğun bir şekilde yaşandı. Bu da tedarik zincirinde önemli sorunlara yol açtı. Bunun sonucu olarak tüm dünyada gıda arzında sorunlar yaşandı. Gelişmiş ülkelerin gıda raflarının boş kaldığını seyrettik. İnsanların gıda ürünlerini almak için saldırıya geçtiğini gördük. Salgınla birlikte tüm dünyada ve ülkemizde tarımın nihayet stratejik bir sektör olduğu anlaşıldı. Ülkemizde üretim durmadı, tedarik de ciddi anlamda aksamadı. Raflarımız boş kalmadı. Gıda ürünlerinin ihracatı arttı, bu da iç piyasada fiyat artışına neden oldu.” şeklinde konuştu.
Başak Gecesi Programı, müzik dinletisi ve meslekte 35. yılını dolduran üyelere plaket takdimi ile sona erdi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
