Cuma namazını Selimiye Camiinde kılan İnce, Mevlana Müzesini de ziyaret edip, Hz. Pir’in kabri başında dua etti.
Cuma namazının ardında Bedesten Çarşısında esnaf gezisinde bulunan başkan Muharrem İnce, esnafın sıkıntılarını dinledi, vatandaşlarla bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi.
Muharrem İnce, Konya programı kapsamında Sultan Selim Camisi’nde kıldığı cuma namazının ardından Mevlana Meydanı'nda gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Türkiye'yi karış karış dolaştıklarını, yakın zamanda da partilerinin Konya örgütünü kuracaklarını söyleyen İnce, Konya'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
"İki ayda yüzde 30'luk bir döviz artışıyla karşı karşıyayız"
Ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan İnce, şunları kaydetti:
"Bugün partimiz adına avukatlarımız Merkez Bankası ve Para Politikası Kurulu üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunacak. Merkez Bankası Kanunu çok açık. Para Politikası Kurulu ve Merkez Bankası yöneticilerine, fiyat istikrarını koruma, bağımsız karar alma ve bu konuda politika uygulama yetkisi veriyoruz. Yani Merkez Bankası Kanunu, Merkez Bankası yöneticilerine ve Para Politikası Kurulu üyelerine 'Bağımsız karar alın' diyor. Kanun bunlara yetki veriyor, 'Fiyat istikrarını koruyun' diyor. Böyle olmasına rağmen karşılaştığımız olay çok net. Döviz artışı. İki ayda yüzde 30'luk bir döviz artışıyla karşı karşıyayız. Bu, fakirleşme demektir. Bu, cebimizdekinin kaybolması demektir. Bu döviz artışı, enerji fiyatlarında artış demektir. Enerji fiyatlarında artış ayrıca ham maddede artış demektir ve diğer tüm girdilerin fiyatını arttıracaktır. Bunun sonucunda karşımıza enflasyon olarak çıkacaktır."
Merkez Bankası'nın bağımsız kararlar alamadığını savunan İnce, "Enflasyon düşmeden faiz indirirsen, döviz artar. 50 kere söyledik. 51'inciyi bir daha söyleyelim. Enflasyonu düşürmeden bu işlemi yaparsan sen takıntılı bir adam olursun, hiçbir işe yaramaz bu. Fakirin, milletin işine yaramaz, varlıklıların işine yarar." diye konuştu.
İnce, bir gazetecinin "Kılıçdaroğlu'nun, Ekrem İmamoğlu için 'pop yıldızı' benzetmesine ilişkin ne düşünüyorsunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Bize öğretmenlerimiz eğitim fakültesinde şöyle öğretirlerdi; sınıflardaki camların altını boyarlardı, çocuklar dışarıya bakmasın, öğretmenle ilgilensin diye ama bizim öğretmenimiz şöyle derdi 'Sınıf camının altını boyayıp çocuklara kendini zorla dinlettirmek öğretmenlik değildir. Öğretmenlik; boyasız camlar olacak, dışarı bakmak serbest olacak ama sen dersi öyle güzel anlatacaksın ki öğrenciler seni dinleyecek. Öğretmenlik o' derdi. Yani ister pop yıldızı ol, ister artist ol, ister başka biri ol. Milletin gönlüne giriyorsan, oy alıyorsan başımın üzerinde yerin var. Öyle pop yıldızı falan diyerek kimse küçümsenmemeli. Yoksa camları boyayıp millete zorla ders anlatmaya kalkmak daha kötü. Pop yıldızı olsun ama milletin gönlüne girsin, oy alsın bence daha makbuldür."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
