Toplantıya ev sahipliği yapan Kazakistan Müslümanları Dini İdaresi Başkanı Naurızbay Taganuly'na teşekkür eden Erbaş, "Bizler aynı mazinin mensupları ve aynı istikbalin yolcularıyız. Aynı geçmişe ve kültürel mirasa sahibiz." dedi.
Müslümanların risaletin başlamasının ardından bir asır içinde İslam’ın rahmet mesajını, Afrika’dan Orta Asya’ya dünyanın pek çok yerine taşıdığını ifade eden Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gittikleri coğrafyaları İslam’ın barış, merhamet, adalet ve güzel ahlak ilkeleriyle mamur ettiler. Devletler, medeniyetler kurdular. En güçlü oldukları dönemlerde dahi camilerinin yanına diğer inanç mensuplarının ibadethanelerini de yaptılar. 7. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar ilmin bütün dallarında insanlığa öncülük ve rehberlik ettiler. Dünyanın hemen her yerine ilim-irfan, bilgi-hikmet taşıdılar."
"Yeryüzü, İslam'ın aydınlık ilkelerine her zamankinden daha çok muhtaçtır"
Erbaş, bugün dünyanın savaşlar, yoksulluk, terör eylemleri, ümitsizlik gibi devasa sorunların kuşatması altında tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşadığına şahitlik edildiğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Yeryüzü, İslam'ın aydınlık ilkelerine, paylaşım ahlakına, kardeşlik hukukuna her zamankinden daha çok muhtaçtır. Bu değerleri insanlıkla tanıştırmak ise elbette Müslümanların, ilim adamlarımızın, dini teşkilatlarımızın sorumluluğudur. Müslümanların, eğitimden sanata, ekonomiden psikolojiye kadar bütün alanlarda yeryüzündeki herkese umut olacak cümleler kurması, teklifler ve vizyon ortaya koyması gerekir. Bunun için Türk devletleri dini teşkilatları olarak yaptığımız bu çalışmaları çok önemli bulduğumu ifade etmeliyim."
İslam’ın rahmet ilkeleriyle yeryüzüne umut olması gereken Müslüman dünyasının da ciddi problemlerle karşı karşıya kaldığının altını çizen Erbaş, "Bugün, İslam toplumları, içtenlik ve samimiyetle bir araya gelerek kendi sorunlarını müzakere etmek zorundadır. Zira Müslümanların kendi aralarındaki dağınıklığı neticesinde, İslam'ın evrensel insanlık ilkeleri de sahipsiz kalmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu (FETÖ) sadece Türkiye’nin iç meselesi değildir"
Din istismarı ve dini kullanan terör örgütleriyle mücadele ile bilgi ve eğitim alanlarında yoğun iş birliği ve güçlü çalışmalar yapılmasının zorunluluk olduğunu vurgulayan Erbaş, "Coğrafyamızın en hayati ve acil sorunlarının başında; İslam’ın istismarı geliyor, dinin kötü temsili geliyor. Bilgiden, hikmetten, sanattan, zarafetten yoksun; kaba, dışlayıcı, şekilci, sloganist bir yöntemle ortalıkta dolaşanlar İslam’ın hayat veren ilkelerini gölgeliyor." diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, DEAŞ, FETÖ, Boko Haram, Eş-Şebab gibi terör örgütlerinin en çok zararı Müslümanlara ve İslam coğrafyasına verdiğini ve bunların en tehlikelisinin de FETÖ olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Zira tam bir ikiyüzlülükle kendini profesyonel şekilde kamufle etmektedir. Bu sadece Türkiye’nin iç meselesi değildir. Tüm İslam coğrafyasında bir fitne ve istismar hareketidir. Emperyalistlerin hesabına hareket eden bir ihanet şebekesidir. Dünya Müslümanlarının yüzde 99'u bu örgütün hain emellerinin farkına varmış ve gerekli tedbirleri almıştır. Ancak bir iki yerde halen bu terör yapısıyla arasına mesafe koymayan, tavrını açıkça ifade edemeyen kişi ve kurumların varlığı dikkat çekmektedir. Açıkça ifade etmeliyim ki, bizim FETÖ ile hareket eden hiçbir kişi ve kurumla beraber çalışmamız mümkün değildir. Bu, Türkiye’nin kırmızı çizgisidir. Bu yapıya müsamaha göstermek bilgisizlikten kaynaklanıyorsa gaflet, bilinçli yapılıyorsa ihanettir.”
Kazakistan Müslümanları Dini İdaresi Başkanı Naurızbay Taganuly’nın ev sahipliğinde ilk kez Türkistan şehrinde düzenlenen Türk Halkları Müftüleri Birliği Toplantısı'na, Türkiye'nin yanı sıra Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan’ın Başmüftüleri, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Baghdad Amreyev, Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Darhan Kıdırali, Kazakistan Enformasyon ve Toplumsal Kalkınma Bakanı Askar Umarov da katıldı.
Toplantı kapsamında "Türk halklarının İslam medeniyetine katkısı" konulu uluslararası bilimsel konferans da yapıldı.
Başmüftüler, daha sonra Türkistan’daki Hoca Ahmet Yesevi Türbesi’ni ve şehrin kültürel mekanlarını ziyaret etti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.