Arkın'ın ailesi, sanatçı dostları ve sevenlerinin katılımıyla gerçekleşen, oyuncu Atılgan Gümüş'ün sunduğu, törende filmlerinden kesitler gösterildi.
Törene katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sanatçının ailesine sabır dileyerek, "Yüreğimize bir burukluk, bir ağırlık çöktü. Zira Cüneyt Arkın ismi bir sanatçı adı olmanın ötesinde, bir duruş ve kararlılık ifadesiydi. Dram, romantik, komedi, sinemada hangi türde olursa olsun, canlandırdığı karakterin hakkını sonuna kadar verdi. Ama hepsinden öte, Türk tarihine sinema perdesi üzerinden eşsiz bir kapı açtı. Popüler kültürün asimile eden, özünden koparan, akıl çelen etkilerine, sanat ve direnişin akla gelen ilk ismi Cüneyt Arkın oldu ve bütün bunları yokluk ve imkansızlıklara rağmen başardı. Bildiği, inandığı yolda devam etti." dedi.
Arkın'ın daima hatırlanacağına işaret eden Ersoy, şunları kaydetti:
"Bu denli uzun soluklu, zengin, üretken bir sanat hayatının sinemamızda bıraktığı izler asla silinmeyecektir. Ne kadar zaman geçerse geçsin mihenk taşı gibi değer ölçüsü olmaya, yol göstermeye, hafızamızı tazelemeye devam edecektir. Bugün onu uğurlarken dilimizde sadece şükran ifadeleri olması, her şeyi anlatan bir özet zaten. İyi ki vardın, iyi ki bildiğin ve inandığın yolda sebat ettin. Yönünü, yolunu değiştirmeden sanatını icra ettin. Adın gibi yaptıkların da bizimle seni örnek alarak yetişenlerle, tarihini, kültürünü, sanatını seven, nesillerle yaşamaya devam edecek."
Bakan Ersoy, Cüneyt Arkın'ın anısını, ismini yaşatmada en büyük sorumluluğun Kültür ve Turizm Bakanlığına düştüğünün altını çizerek, "Biz, biliyorsunuz iki sene önce Beyoğlu'nda Atlas Sineması'nı ve Türk Sinema Müzesi'ni hayata geçirdik. Kendisi Kovid-19 salgını sebebiyle açılışa katılmamıştı. 'Koronavirüs geçer geçmez bakalım. Beraber gezeriz inşallah' demişti. Şimdi biz ailesinin öngördüğü şekilde Atlas Sineması'nda bir köşeyi Cüneyt Arkın'a ayıracağız. Bize bıraktığı mirası gelecek nesillere aktaracak şekilde yaşatacağız. En kısa zamanda ailesiyle birlikte bunu gerçekleştireceğiz." diye konuştu.
- "Üç kuşağın sevgilisi, kahramanı oldu"
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da Arkın'ın gençlik yıllarının kahramanı olduğuna dikkati çekerek, "O güçsüzlerin yanındaki güç, kötünün karşısındaki iyiydi. Malkoçoğlu'ydu, Kara Murat'tı, Battalgazi'ydi, Öğretmen Kemal'di, hem doktor Fahrettin Cüreklibatur hem Cüneyt Arkın olarak yüreğimizdeki vatan ve millet sevgisinin iyilik ve dürüstlüğün beyaz perdedeki temsilcisiydi. Çok ama çok güzel bir insandı." değerlendirmesinde bulundu.
Usta oyuncunun "Benim kahramanım Türk halkıdır." sözüne işaret eden Yerlikaya, "(Cüneyt Arkın) Babamın kahramanı, benim kahramanım, evlatlarımın da kahramanı. Öyle dolu bir hayat yaşadı ki merhum, üç kuşağın sevgilisi, kahramanı oldu. Kolay değil bu izi bırakabilmek, gönüllerde bu algıyı oluşturabilmek. Hep birlikte gönülden dua ediyoruz, Rabbim onu rahmetiyle kuşatsın. Mekanı cennet olsun." ifadelerini kullandı.
- "İstanbul'da anısını yaşatmaya hepinizin huzurunda söz veriyoruz"
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da Cüneyt Arkın'ın unutulmaz filmlere imza attığını, kendisinin de Arkın'ın bir filmiyle sinemayla tanıştığını söyledi.
Sanatçının vefatıyla ev halkından birisini kaybettiği hissini yaşadığını dile getiren İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mütevazılığı, vatan sevgisi, babacanlığı, abiliği, nezaketi ile bunu hissettiren bir insandı. Yakın bir zamanda kendisini ziyaret edip, doyumsuz, uzun uzun sohbet etme şansına sahip olmak beni açıkçası çok mutlu etti. Hiç unutmayacağız Cüneyt Arkın'ı. Unutmamız mümkün değil ama bir de yaşatmak önemli. Yaşatmak konusunda da sorumluluk sahibiyiz, sorumlu olduğumuz makamlardayız. Ailesiyle, eşiyle, çocuklarıyla hatta torunlarıyla sohbet ederek en güzel, ismine yakışır bir biçimde İstanbul'da anısını yaşatmaya hepinizin huzurunda söz veriyoruz. Allah rahmet etsin."
- "Türkiye'de en büyük çocuk hastanelerinden birini yapmak gibi bir ideali vardı"
Eskişehir Belediye Başkanı, aynı zamanda Arkın'ın okul arkadaşı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen de sanatçının yalnızca iyi bir oyuncu değil, aynı zamanda iyi bir edebiyatçı olduğuna dikkati çekerek, "Dönemin sanat dergilerinde hikayeleri çıkardı. Kendisi Abdullah Ziya Kozanoğlu'nun bizler için yani bizim kuşaklar için yazmış olduğu kahramanlık hikayelerini resimlerdi. Ben de Ömer Seyfettin'e aşıktım. Onun hikayelerini resmederdim. Eğer sinema dünyasına katılmasaydı belki de Türkiye'de en büyük çocuk hastanelerinden birini yapmak gibi bir ideali vardı." dedi.
Büyükerşen, belediye olarak Arkın'ın canlandırdığı "Kara Murat" filmindeki haliyle hazırlanan balmumu heykelini sergileyeceklerini dile getirdi.
Yeşilçam'ın usta oyuncularından Ediz Hun ise "Sene 1963, sevgili Cüneyt'le birlikte sinemaya girişimizin yılı. 59 yıl geçti. Olağanüstü bir insandı. Her rolün üstesinden gelebilecek kabiliyete haizdi, emsalsizdi. Çok çalışkan ve çok azimliydi. O zaman Medrano Sirki vardı Dolmabahçe'de. Onların çadırında haftalarca eğitim aldı. Her türlü rolün üstesinden başarıyla gelebilmiş çok büyük bir sanatçıydı." ifadelerine yer verdi.
- "Hayatında hep 'milletim, halkım, vatanım' dedi"
Sanatçının oğlu Murat Arkın, babasının vatan ve millet sevgisine vurgu yaparak, şöyle konuştu:
"Hayatında hep 'milletim, halkım, vatanım' dedi. Biz her şeyi ondan öğrendik. Satrançta yaptığım her hamlede o var. Attığım her adımda o var. Yüzerken attığım her kulaçta o var. Muhabbet ettiğim her insanın gözünde o var. Pek medyaya, sosyal medyaya bakamadım ama gelen mesajlardan, söylenenlerden şunu gördüm ve gurur duydum bir kez daha, dini, dili, ırkı mezhebi, rengi, politik görüşü ne olursa olsun, tüm insanlarımızın üzerinde anlaştığı, uzlaştığı birleştirici bir unsur olmuş Cüneyt Arkın. Ne mutlu bize, böyle bir değerimiz oldu." ifadelerini kullandı.
Oğlu Kaan Polat Cüreklibatır ise şunları anlattı:
"Babam hayatı çok zor ama dolu dolu yaşamış. Hafızalara kazınan filmleriyle ölümsüz karakterleriyle büyüdük. En önemlisi de (filmlerini) vatanına ve milletine olan sevgisini birleştirerek yapması oldu. Bir röportajında 'Çocuklarınızı nasıl yetiştiriyorsunuz?' diye sormuşlardı. Şu cevabı vermiş; 'Ben çocuklarımın gülmesini, mutlu, iyi insan olmasını istiyorum.' Çocuktum. Tabii iyi insan nedir anlamamıştım. Filmlerini izleye izleye iyi insan olmayı öğrendim. Sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, mütevazılığı, en önemlisi iyi insanların hep kazandığını, kötülerin bir şekilde kaybettiğini öğrendik. Son kitabının yazılarını bana yazdırmıştı. Bütün bedeninin, ruhunun bana geçtiğini hissediyorum. Orada bir makalede şöyle diyordu; 'Hayatı yaşamak cesaret ister'. Aslında kitabın özetiydi bu. Yaşama cesaretinin kendisiydi o."
Törende sanatçının eşi Betül Cüreklibatır ile kızı Filiz Canlı Cüreklibatır da yer aldı.
Cüneyt Arkın'ın cenazesi, konuşmaların ardından dualarla AKM'den uğurlanarak, Teşvikiye Camii'ne cenaze namazı için götürüldü. Usta sanatçının Teşvikiye Camii'nde öğle namazını müteakip cenaze namazı kılındı ve son yolculuğuna uğurlandı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.