“Milletimize ve değerlerine karşı ‘post-modern’ bir yöntemle uygulamaya konulan 28 Şubat darbesinin çeyrek asırlık serencamını ibretle ve hayretle takip ettik. Görünüşte halk iradesi ile iktidara gelen hükümeti hedef alan ancak esas hedeflerinin milletimiz ve temel değerleri olduğunu müşahede ettiğimiz bu zihniyet toplumda çok derin etkiler meydana getirdi. Milletimizin bu pespaye mihraklara, uzaktan kumandalı kafaya prim vermemesi, faşist ve Jakoben anlayışı vicdanlarında mahkûm etmesi en büyük tesellimizdir.
Olmadık yöntemlerle ve farklı kesimlerin ortak çabasıyla uygulamaya konulan darbe zihniyetini kökünden reddediyoruz. Darbeci kafanın dinimizi ve değerlerimizi hedef almasını anlayabiliyoruz: Sözcüsü oldukları, taşeronluklarını üstlendikleri kesimlerin sesi, eli, kolu ve uzuvları olarak hareket ediyorlar. Tanzimat’la başlayan yabancılaşma ve yozlaşma döneminin bu gayrimeşru çocuklarını yakından tanınıyoruz. FETÖ’cü alçakların önünü açarak, milletin evlatlarını hedef alan yapılanma miadını doldurdu. 1000 yıl süreceği söylenen dönem, kısa sürede hak ettiği tepkiyi aldı.
Öte yandan, bu dönemde başlatılan eğitim sistemimizi, sosyal düzenimizi, kültürel varlığımızı dejenere eden girişimlerin tamamının ortadan kaldırıldığını söylemek zor. Mecrasından çıkarılan eğitim, bağlamından kopartılan değerlerimiz, boşluğa itilen gençlik ve en değerli varlığımız aileye yönelik salvolar halen devam ediyor.
25. yılında 28 Şubat’ın sadece silahlı güçlerden ibaret olmadığını, yargı, bürokrasi, akademi, medya, iş dünyası, kültür ve sanat sektörü başta olmak üzere her alanda gizlenmiş, korunmuş işbirlikçilerinin bulunduğunu görüyoruz. Oyunlarını açık etmek suretiyle bunların gerçek yüzlerini göstermek, ama bir taraftan da mutlaka iyiliği hâkim kılmak Sivil Toplumun ana görevidir. Karanlığa küfretmeyi bırakıp, mumlar yakmak suretiyle iyiliği yaygınlaştıracağız inşallah. Toplumun desteğini arkasında hissettiğimiz oranda bu hainlere daha güçlü biçimde karşı koyabiliriz.
Bu girişimlerin tekerrür etmemesi için çabalarımızı yoğunlaştırarak, güçlerimizi birleştirmeliyiz. Derin ihaneti unutmayalım, unutturmayalım ve genç kuşakları bilgilendirelim. Karanlığı aydınlatan, gerçekleri ortaya çıkaran, hak ile batılı ayırt eden ve tuzak kuranlara en büyük tuzağı kuran Yüce Allah yar ve yardımcımız olsun.”
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.