Sendika binasında düzenlenen basın toplantısına Eğitim Bir-Sen Konya 1 Nolu Şube Başkanı, Memur-Sen Konya İl Temsilcisi Nazif Karlıer'in yanı sıra, Eğitim Bir-Sen Konya yönetim kurulu üyeleri de katıldı. EBS Konya Şube Başkanı Nazif Karlıer, “Öğretmenlik Meslek Kanunu beklentileri karşılayacak şekilde çıkarılmalıdır” dedi.
“Ülkemizde fiilî olarak görev yapan öğretmen sayısı 1 milyon 200 bini aşmış iken, öğretmenlerin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar olan her aşamayı içeren, öğretmenlik mesleğini bütün olarak ele alan bir kanunun olmaması büyük bir eksikliktir” diyen Başkan Karlıer, “Eğitimde örnek gösterilen ülkelerde olduğu gibi, öğretmenliğin kamu sistemi içerisinde eğitim-öğretim hizmetleri sınıfı kariyer mesleğine uygun bir kanuna kavuşturulması artık daha fazla ertelenmemelidir” şeklinde konuştu.
Öğretmenlerin itibarının daha da artması, haklarının korunması; yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet, liyakat noktasındaki dağınıklığın giderilmesi için Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun ivedilikle yürürlüğe konulması gerektiği konusunda ortak bir fikirde olduklarının altını çizen Başkan Karlıer, daha sonra şunları söyledi: “ Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması hedefine 11. Kalkınma Planı’nda ve Bakanlığın 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’nde yer verilmesinin üzerinden üç yıl geçmesine rağmen, ne yazık ki öğretmenlerin mesleklerini, hak ve yetkilerini koruyup geliştirecek nitelikte bir meslek kanunu beklentisi hâlâ karşılanamamıştır. Eğitim çalışanlarının güçlü sesi, genel yetkili sendikası olarak, Öğretmenlik Meslek Kanunu için nelere ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyduk. Öğretmenler olarak beklentimiz, özlük haklarımızın tanımlanması ve geliştirilmesi; kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik ayrımının ortadan kaldırılması; resmî eğitim kurumlarındaki bütün öğretmenlerin kadrolu olarak istihdam edilmesi; mesleğimizde ilerlememizi sağlayacak şekilde kariyer basamaklarının yeniden hayata geçirilmesi; istihdamda güçlük çekilen bölgeler başta olmak üzere zorunlu hizmet gibi zorlayıcı dayatmalar yerine teşvik edici uygulamaların getirilmesi; eğitim kurumu yöneticiliğinin eğitim-öğretim sınıfı içinde ama ikincil görev olmaktan çıkarılarak müstakil bir kadro olarak düzenlenmesi; yöneticilik süreçlerine geçiş ve statüsü ile bu pozisyonlardaki mali, özlük ve sosyal hakların da mutlaka meslek kanununda tanımlanması; resmî veya özel öğretim kurumu ayrımı yapmaksızın bütün öğretmenleri kapsayan bir meslek kanununu hayata geçirilmelidir.
Meslek kanunu, içeriği itibarıyla öğretmenlerin atamadan yer değiştirmeye, yetişmeden gelişmeye, eğitim imkânlarından kariyer basamaklarına erişime, ehliyetten liyakate kadar ayrımcılık ya da ayrıcalıktan uzak, objektif hükümler ihtiva etmelidir. Öğretmenin itibarının, statüsünün, hak ve imkânlarının, fırsat ve yetkilerinin artırılmasına dayanak yapılması gereken bir kanun, mevcudun tekrarına ve statükonun devamına barınak olursa akıtılan ter de söylenen sözler de hükümsüz ve değersiz hâle gelir. Özellikle meslek kanununda öğretmenlerin ve eğitim kurumu yöneticilerinin mali durumunun, hak, yetki ve sorumluluklarının hedeflenen amaca uygun gerçekleştirilmesi umulurken, bütün bunlar kamu maliyesi dengesi, bütçe olanakları ve benzeri bahanelerin arkasına sığınılarak es geçilecek olursa eğitimde istenilen başarıların da meslek kanunundan beklentinin de sağlanamayacağı bilinmelidir. Zaman, vaatleri gerçeğe dönüştürme, hedefleri sonuca ulaştırma zamanıdır. Öğretmenin özlük haklarını ve yetkilerini genişletecek, ona destek olacak bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması beklentisi artık karşılanmalıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak, siyasi iradeyi, TBMM’yi ve Millî Eğitim Bakanlığı’nı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu bir an evvel hayata geçirmek konusunda adım atmaya çağırıyoruz. 24 Kasım’da öğretmenlerimize verilebilecek en büyük müjde, özlük haklarını koruyup geliştirecek, çalışma şartlarını iyileştirecek, uğradıkları şiddeti önleyecek, sorunlarına çözüm üretecek ve mesleklerinin itibarını hak ettiği yere taşıyacak bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun TBMM gündemine getirilmesidir.”
“Ülkemizde fiilî olarak görev yapan öğretmen sayısı 1 milyon 200 bini aşmış iken, öğretmenlerin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar olan her aşamayı içeren, öğretmenlik mesleğini bütün olarak ele alan bir kanunun olmaması büyük bir eksikliktir” diyen Başkan Karlıer, “Eğitimde örnek gösterilen ülkelerde olduğu gibi, öğretmenliğin kamu sistemi içerisinde eğitim-öğretim hizmetleri sınıfı kariyer mesleğine uygun bir kanuna kavuşturulması artık daha fazla ertelenmemelidir” şeklinde konuştu.
Öğretmenlerin itibarının daha da artması, haklarının korunması; yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet, liyakat noktasındaki dağınıklığın giderilmesi için Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun ivedilikle yürürlüğe konulması gerektiği konusunda ortak bir fikirde olduklarının altını çizen Başkan Karlıer, daha sonra şunları söyledi: “ Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması hedefine 11. Kalkınma Planı’nda ve Bakanlığın 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’nde yer verilmesinin üzerinden üç yıl geçmesine rağmen, ne yazık ki öğretmenlerin mesleklerini, hak ve yetkilerini koruyup geliştirecek nitelikte bir meslek kanunu beklentisi hâlâ karşılanamamıştır. Eğitim çalışanlarının güçlü sesi, genel yetkili sendikası olarak, Öğretmenlik Meslek Kanunu için nelere ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyduk. Öğretmenler olarak beklentimiz, özlük haklarımızın tanımlanması ve geliştirilmesi; kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik ayrımının ortadan kaldırılması; resmî eğitim kurumlarındaki bütün öğretmenlerin kadrolu olarak istihdam edilmesi; mesleğimizde ilerlememizi sağlayacak şekilde kariyer basamaklarının yeniden hayata geçirilmesi; istihdamda güçlük çekilen bölgeler başta olmak üzere zorunlu hizmet gibi zorlayıcı dayatmalar yerine teşvik edici uygulamaların getirilmesi; eğitim kurumu yöneticiliğinin eğitim-öğretim sınıfı içinde ama ikincil görev olmaktan çıkarılarak müstakil bir kadro olarak düzenlenmesi; yöneticilik süreçlerine geçiş ve statüsü ile bu pozisyonlardaki mali, özlük ve sosyal hakların da mutlaka meslek kanununda tanımlanması; resmî veya özel öğretim kurumu ayrımı yapmaksızın bütün öğretmenleri kapsayan bir meslek kanununu hayata geçirilmelidir.
Meslek kanunu, içeriği itibarıyla öğretmenlerin atamadan yer değiştirmeye, yetişmeden gelişmeye, eğitim imkânlarından kariyer basamaklarına erişime, ehliyetten liyakate kadar ayrımcılık ya da ayrıcalıktan uzak, objektif hükümler ihtiva etmelidir. Öğretmenin itibarının, statüsünün, hak ve imkânlarının, fırsat ve yetkilerinin artırılmasına dayanak yapılması gereken bir kanun, mevcudun tekrarına ve statükonun devamına barınak olursa akıtılan ter de söylenen sözler de hükümsüz ve değersiz hâle gelir. Özellikle meslek kanununda öğretmenlerin ve eğitim kurumu yöneticilerinin mali durumunun, hak, yetki ve sorumluluklarının hedeflenen amaca uygun gerçekleştirilmesi umulurken, bütün bunlar kamu maliyesi dengesi, bütçe olanakları ve benzeri bahanelerin arkasına sığınılarak es geçilecek olursa eğitimde istenilen başarıların da meslek kanunundan beklentinin de sağlanamayacağı bilinmelidir. Zaman, vaatleri gerçeğe dönüştürme, hedefleri sonuca ulaştırma zamanıdır. Öğretmenin özlük haklarını ve yetkilerini genişletecek, ona destek olacak bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması beklentisi artık karşılanmalıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak, siyasi iradeyi, TBMM’yi ve Millî Eğitim Bakanlığı’nı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu bir an evvel hayata geçirmek konusunda adım atmaya çağırıyoruz. 24 Kasım’da öğretmenlerimize verilebilecek en büyük müjde, özlük haklarını koruyup geliştirecek, çalışma şartlarını iyileştirecek, uğradıkları şiddeti önleyecek, sorunlarına çözüm üretecek ve mesleklerinin itibarını hak ettiği yere taşıyacak bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun TBMM gündemine getirilmesidir.”
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.