Doç. Dr. Sefer Solmaz; “Dânişmend İli denilen Orta Anadolu'nun, Anadolu Türk tarihinde ayrı bir yeri vardır. Çünkü bu bölge, Malazgirt Zaferi'nden hemen sonra Anadolu'da kurulan ilk Türk devleti olan Dânişmendlilerin kuruluş sahasıdır. Bundan dolayı, Malazgirt Zaferi sonrası ilk Türkleşme ve İslâmlaşma hareketi Dânişmend İli'nde başlamıştır. Ayrıca Dânişmendlilerin takip ettikleri kültürel politikalar bu bölgede ayrı bir kültürel alt yapının oluşmasını sağlamıştır...” dedi
Dânişmendliler’in, gâzîlerden oluşan ve gâzîlik ülküsüne bağlılık geleneğini ön plana alan bir gaza devleti şeklinde ortaya çıktığını, onların bu gazilik mefkûresine bağlı olarak Anadolu'da cihad ve gazalarda bulunduklarını, Dânişmendliler’in, gâzîlik yanında Türk kültürüne ve Türkmencilik ülküsüne de büyük önem verdiklerini söyleyen Solmaz; “Onlar bu ülküyü kendi ülkelerinde de hâkim kılmaya çalışmışlardır. Ünlü Fransız tarihçi Caude Cahen de Türkiye Selçuklularının İran kültürünün etkisinde kalmalarına rağmen, Dânişmendliler’in kültürel yapısının kesinlikle bunlara benzemediğini ve tamamen farklı olduğunu ifade etmek suretiyle buna işaret etmiştir...” dedi.
Anadolu’da Türklüğün ve İslâm’ın Yayılışı
Dânişmendliler'in (1071-1178) Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslâmlaşmasında çok önemli rolleri ve hizmetleri olduğunu ifade eden Doç. Dr. Solmaz; “Dânişmendliler, bu faaliyetleri çok kısa bir sürede takip ettikleri kültürel politika ve kullandıkları metotlarla 100 yıllık egemenlik dönemleri süresince hayata geçirmişlerdir. Hatta devletin yıkılışından sonra bile, uzun asırlar Anadolu'da onlardan kalan kültürel geleneğin devam etmesi, Dânişmendliler'in Anadolu'da, ne kadar etkin bir kültür politikası takip ettiklerini göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Bundan dolayı bu bölgelerde Dânişmendliler'in yürüttükleri kültür politikasının etkileri gerek Türkiye Selçukluları, gerekse Osmanlılar döneminde ve hatta günümüze kadar geldiğini ifade etmemiz mümkündür.
Anadolu’nun Türkleşmesinde Üç Etken
Sefer Solmaz, Dânişmendliler'in icraatlarından yola çıkarak, onların izledikleri kültür politikasının temelinin, Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslâmlaşmasına dayandığı, askeri ve siyasi faaliyetlerin de bu amacı gerçekleştirmek adına yapıldığı sonucuna varılabileceğini ve bu temelin bir üçlü sacayağı üzerine oturtulduğunu söylemenin mümkün olduğunu belirterek; “Bunlardan birincisi, askeri ve siyasi fetihlerdir. Bu yolla bazı yerler ele geçirilerek devlet kurulmuş; bir yandan bu fethedilen yerlerdeki şehir, kasaba ve köylere Türkler iskân edilmeye başlanırken, diğer yandan da yeni yerleşmeler kurularak, iskân işlemleri metodik bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Böylece
Türkleşme faaliyetlerinin alt yapısı oluşturulmuştur.
İkincisi, Türklerin iskân edildiği yerlerde camiler, tekke ve zaviyeler, imaretler vs. gibi dini ve sosyal kurumların inşa edilmesidir. Bu kurumlar sayesinde, İslâmlaşma faaliyetlerinin alt yapısı hazırlanmış ve bu faaliyetlerin daha sistemli bir şekilde gerçekleştirilmesi düşünülmüştür. Bu kurumlardan tekke ve zaviyeler, mutasavvıf, şeyh, derviş, alperen veya Horasan erenleri tarafından adeta birer üs olarak kullanıldıklarından, Anadolu'nun İslâmlaşmasında büyük hizmetler ifa etmişlerdir. Ayrıca şehir merkezlerinde Ulu Camii /Cuma camii geleneğini ilk başlatanlar da Dânişmendliler olmuştur. Üçüncüsü ise bilimsel faaliyetlerdir. Özellikle Anadolu'nun ilk bilimsel kurumları olan medreselerin Dânişmendliler tarafından kurulmasıyla buralardan çok sayıda bilim adamı yetişmiştir. Devletin kurucusu Dânişmend Gazi'nin bilimsel çalışmalara çok önem vermesi ve bilim adamlarına kapılarını açıp himaye etmesi nedeniyle Türkler arasında Anadolu'daki ilk bilimsel faaliyetler Dânişmend İli'nde başlamış ve ilk bilimsel eserler yine bu bölgede kaleme alınmıştır...” dedi.
Dinleyicilerin sorularını da yanıtlayan Solmaz; “Dânişmendliler ve Dânişmendnâme ile ilgili hakikaten biz yine önemli çalışmalar yapmak durumunda olduğumuzu, bir anlamda bu vatanı fetheden, bize hediye eden, onların hâtırası adına, onlara minnet duygularımızı ifade etme adına gerçekten de bu çalışmaları yapmak bizim boynumuzun borcu olduğunu söyleyebiliriz…” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.