“Dünya standartlarında bu merkez 24 yataklıdır. Bugün ziyaret ettiğimiz Ankara Şehir Hastanesi’ndeki bu merkez 20 yataklıdır. Yani dünya standartlarının çok üzerinde. Aşı çalışmalarımız devam ediyor. Bugün itibariyle 18 tane fiili olarak çalışılan aşımız var ve 7 tanesini biz yakinen takip ediyoruz. Bu 7 tanesinden 3’ünde insan çalışmaları uygulanmaya başlamıştır.
Yani 7 tane çok ciddi çalışmalar yürütülen aşılarımız var. Her şey tamamlandıktan sonrasında seri üretime geçildiğinde çalışmaların yapıldığı bir süreci yürütüyoruz. Süreç tamamlandıktan sonra uygulamalara başlayacağız. Ben buradan vatandaşlarımıza şu çağrıyı yapmak isterim. Son derece güvenli, aşı kimyasal olarak üretiliyor ancak bunun güvenilir olduğu tespit ediliyor. İnsan üzerindeki uygulama aşamasına geçilmiş oluyor. Burada herhangi bir hastalığı olmayan ve Covid 19’a yakalanmayan vatandaşlarımızı burada gönüllü olarak davet ediyorum.
Özellikle bir aşımızda Nisan sonunda 3. Faz çalışmalarını uygulamaya başlıyor olacağız. Orada gönüllülere ihtiyacımız olacak. İnşallah çok kısa sürede sonuçlarını alırız. Şuana kadar gelen sonuçlar son derece pozitif bundan sonraki süreçte biz de çok sıkı takibi altındayız.
"CUMHURBAŞKANIMIZA SÖYLEYECEK HİÇBİR SÖZÜ YOKTUR"
Olayı tepki olarak değil de olayı kendi çirkinliklerini bize yansıtması olarak değerlendirmek daha doğru olacak. Avrupa nezdinde bunu ifade etmek istiyorum seçim dönemlerinde bunu çok yaşıyorduk. Kendi iç kamuoylarında daha fazla oy almak için bunu yapıyorlardı.
Şimdi görüyoruz ki AB kendi içerisindeki çatışmaların, AB Komisyonu ve Konseyi de dahildir. Türkiye’yi kullanma arzusunda gibi görünüyor. Kimse kusura bakmasın kendi çatışmalarını kendi içlerinde çözsünler. İtalya Cumhurbaşkanı’nın bizim cumhurbaşkanımıza söyleyecek hiçbir sözü yoktur. Eğer diktatörlüğün ne olduğunu görmek istiyorsa yakın tarihine baksın, çok daha net görür. Cumhurbaşkanımıza gelince faşizmin de komünizmin de karşısında dimdik duran bir cumhurbaşkanı vardır. 20 yıldaki sürece baktığımızda halkı teveccühüyle başa geçmiştir.
Cumhurbaşkanımız üzerinden iç siyaset yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Türkiye, dün olduğu gibi sessizlerin ve mağdurların yanında olmaya devam edecektir. Demokrasinin de yanın olmaya devam edecektir. Diplomasi protokol ve nezaket kurallarına gelince cumhurbaşkanımız saygınlığı olan bir insandır. Türkiye Cumhuriyeti’nin 2 bin yıllık bir geleneği vardır ve kimi nasıl ağırlaması gerektiğini gayet iyi bilir. Onlar kendi içlerine baksınlar.”
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.