İki ülke arasında başlayan müzakerelere ilişkin fikri sorulan Kalın, Ukrayna şehirlerine dönük Rus saldırıları devam ettiği takdirde Ukrayna tarafını müzakere masasında tutmanın giderek zor hale geleceğini söyledi.
Şu ana kadar Ukrayna tarafının Türkiye'nin telkiniyle müzakerelere devam etme yönünde bir irade ortaya koyduğunu dile getiren Kalın, Rusya'nın gerçekçi olmayan maksimalist birtakım taleplerinin olduğunu belirtti.
"Türkiye'nin önceliğini dikkate almak durumundayız"
Şu anda odaklanılan yerin savaşın sona ermesi ve müzakere masasından ateşkesle ilgili bir kararın çıkması olduğunu vurgulayan Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rusya'nın askeri hareketliliği artırması, derinleştirilmesi, yaygınlaştırması, tırmandırması barış sürecine katkı sağlamaz. Maalesef bugün bazı gelişmeler oldu ve benim biraz da korkum önümüzdeki günlerde bunun artacağı yönünde. Askeri saldırılar devam ederse müzakere zemini ortadan kalkacak. Umarım böyle bir noktaya gelmeyiz. Karamsar olmak istemiyorum ama gördüğüm tablo çok umut verici değil. Askeri hareketlilik, bu gece ve yarın yaşanacaklar tablonun içi açıcı olmadığını gösteriyor."
Kalın, iki ülke arasında ateşkes sağlansa da süreci bu noktaya getiren dinamiklerin gelecek on yıllarda gündemi meşgul edeceğini aktardı.
Batı açısından Türkiye'nin, zor zamanlarda yardım, destek ve temas için dönülen önemli bir müttefik olduğuna dikkati çeken Kalın, "Batılı muhataplarımız bize 'Rusya ile iletişim kanallarını açık tutmanız son derece önemli, aman bu kanalları açık tutun, Rusya ile köprüleri atmayın' diyor. Biz de onlara, 'Rusya'nın eylemlerini kabul etmemekle birlikte köprüleri atmak gibi bir niyetimiz de yok' diyoruz. Türkiye'nin menfaatleri açısından burada Türkiye'nin önceliğini dikkate almak durumundayız" diye konuştu.
Kalın, objektif olarak bakıldığında dünya siyasetini doğrudan ilgilendiren 10 konu sayılsa bunlardan en az 6-7'sinin Türkiye'nin direkt içinde yer aldığı konular olduğunu ifade etti.
İbrahim Kalın, "Bu süreçte Patriotların alınması, F-16 ve F-35 gibi konular yeniden daha ciddi bir şekilde değerlendirilir mi?" sorusuna, şu cevabı verdi:
"Doğru bir stratejik akıl bunu gerektirir. Doğru bir stratejiyle konuya yaklaşırlarsa, Türkiye'nin bu konudaki temel endişelerinin giderilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması konusunda bence çok hızlı adım atmaları gerekir. Bu onların da Türkiye'nin de menfaatine. Ortaya çıkan bu kriz Türkiye'nin stratejik önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Bunu batılı dostlarımızın doğru okuması lazım ama aynı şekilde Rus dostlarımızın da doğru okuması lazım. Türkiye'nin denge pozisyonunun kıymetini bilmeleri gerekir. Savaşı devam ettirirlerse bu onlar için büyük bir felaket olur. Ekonomik yaptırımlar geliyor. Muhtemelen aylar içinde Rus ekonomisi felç olacak."
"Nükleer meselesinin gündeme gelmesi kendi başına çok yanlış bir taktik"
Rusya'nın nükleer kozunu gündeme getirmesine ilişkin değerlendirmesi sorulan Kalın, şunları söyledi:
"Nükleer meselesinin gündeme gelmesi kendi başına çok yanlış bir taktik. Putin açısından çok yanlış bir yaklaşım tarzı. Bu güçten ziyade zafiyeti gösterir. Bir lider 'nükleeri kullanırım' diye konuşmaya başlıyorsa orada hafif sendeleme var demek ki. Ben en azından şahsen böyle okurum onu. Umarım iş o noktaya gelmez. NATO bu noktada daha dengeli ve olgun bir cevap verdi. Maalesef geçmişte Rusya'nın dile getirdiği haklı birtakım talepler var idiyse bile bu savaşla kendilerini haksız duruma düşürmüş oldular. Bunu yakın vadede göreceklerini düşünüyorum. Bu süreç Rusya'ya fayda sağlamayacak; Rusya'yı ekonomik, askeri olarak zayıflatacak, dünyada daha da zayıflatacak. Bunları yönetmek kolay olmayacak."
"Rusya ile konuşabilecek bir aktörün olması gerekiyor"
Kalın, "Avrupa Birliğinden, Rusya'ya uyguladıkları yaptırımlara Türkiye'nin de katılması yönünde bir talep var mı?" sorusu üzerine, bu yönde bir talebin olmadığını dile getirdi.
BM çerçevesinde uygulanan yaptırımları diğer ülkelerle birlikte uyguladıklarını dile getiren Kalın, şunları kaydetti:
"Rusya'ya yönelik ikili, üçlü ya da çoklu yaptırımlarda ise tek tek örneklere bakarak hareket ediyoruz. Rusya'ya karşı bir yaptırım paketi uygulama planımız yok. Burada ulusal çıkarlarımız söz konusu. Doğal gaz alıyoruz. Turizm, tarım ve diğer ticari ilişkilerimiz var. Buralarda ülkemize zarar verecek bir adım atmak gibi bir niyetimiz yok. Ülkemizin önceliklerini dikkate alarak hareket etmek zorundayız. İkinci olarak en az bunun kadar önemli bir konu da Rusya ile konuşabilecek bir aktörün olması gerekiyor. Herkes köprüleri attığında Rusya ile kim konuşacak? Bu kanalı açık tutmak adına yaptırım paketi gibi bir şey şu anda biz planlamıyoruz ama bu, sürecin, durumun vahametini azaltan bir şey değil, Rusya açısından. Burada Rusya'nın yeniden çok ciddi bir stratejik hesap yapıp, tabloyu doğru okuyup, yakın ve orta vadede bunun sonuçlarını dikkate alarak bu savaşı derhal durdurması gerekiyor. Aksi halde her yönden kendileri çok daha büyük bedeller ödemek zorunda kalacaklar.
Ukrayna tarafında ise zaten şu ana kadar yaşanan insani dram yeteri kadar yürek parçalayıcı. Yüzlerce insan hayatını kaybetti. Umarım olmaz ama ben korkuyorum bu sayının artacağından. Umarım Rus karar vericiler burada daha akıllı, mantıklı hareket ederler, daha fazla kan dökülmesine yol açacak birtakım eylemlerin içerisine girmezler."
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Bölgedeki son gelişmeler, Türkiye'nin yeni ekonomi programını farklı şekillendirmesine neden olur mu?" sorusu üzerine, ekonomik programın planlandığı şekilde uygulandığını, bunun en önemli göstergelerinden birinin döviz kurundaki istikrar olduğunu vurguladı.
Enflasyonla mücadelenin kararlı şekilde devam ettiğini söyleyen Kalın, "Nasıl salgın, küresel ekonomiyi vurduysa şimdi küresel boyutları olan bir siyasi kriz, savaş durumu da ister istemez küresel ekonomiyi olumsuz yönde etkileyecektir. Petrol fiyatlarındaki artışı gördüğümüz gibi turizm ve enerji arzındaki güvenlik boyutu etkilenecek. Şu anda Rusya ile doğal gaz anlamında bir sıkıntımız yok." ifadelerini kullandı.
"Kapımız, telefonumuz herkese, her zaman açık"
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in daha önce planlanan Türkiye ziyaretinin bu süreçte gerçekleşip gerçekleşmeyeceği sorulan Kalın, şunları söyledi:
"Bu şartlarda gelip gelmemesi sahadaki gelişmelere bağlı. Bir ateşkes olursa neden olmasın? Ruslarla sürekli temas halindeyiz. Davetimiz her zaman geçerli. Putin ile bugün, yarın planlanmış bir telefon görüşmesi yok ama her an olabilir. Cumhurbaşkanımızın liderlerle yoğun bir telefon diplomasisi devam ediyor. Rusya ve ABD ile de olabilir. Buradan sürecin yönetimi açısından kanalların açık tutulması büyük önem arz ediyor. Temas trafiğinin hızlanması sürece katkı sağlar. Bizim bu konuda kapımız, telefonumuz herkese her zaman açık."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.