Hallaj, tespitlerine göre İdlib'deki Talia, Zalene, Killi, Cebel, Amani gibi kamplarda yaşayan yaklaşık bin ailenin mağdur olduğunu belirtti.
Bölgede faaliyet gösteren insani yardım kuruluşlarına da çağrıda bulunan Hallaj, kamplarda yaşayan sivillerin acil yardıma ihtiyacı olduğunu kaydetti.
Esed rejiminin saldırılarıyla Serakib ilçesinden göç etmek zorunda kalan Ebu Ahmed, "Gidecek yerimiz yok. Tarım arazisine çadır kurduk. Yağmur yağdığında her yer çamur oluyor. Yollar kesiliyor. Su ihtiyacımızı karşılayamıyoruz." dedi.
Bir başka kamp sakini Halid Osman da çadırlarında zor şartlar altında yaşadıklarını söyledi.
Osman, "Yağmur yağdığında yollar kapanıyor. Çadırlar bizi yağmurdan, soğuktan ve rüzgardan koruyamıyor. Çocuklar ve kadınlar çadır hayatından olumsuz etkileniyor." diye konuştu.
İdlib'deki durum
Türkiye, Rusya ve İran arasında 4-5 Mayıs 2017'de gerçekleşen Astana toplantısında, İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 "gerginliği azaltma bölgesi" oluşturuldu.
Ancak rejim ve İran destekli teröristler, Rusya'nın hava desteğiyle 4 bölgeden 3'ünü ele geçirip İdlib'e yöneldi. Türkiye, Eylül 2018'de Rusya ile ateşkesi güçlendirmek için Soçi'de ek mutabakata vardı.
Rusya ve rejim güçleri, Mayıs 2019'da tüm bölgeyi ele geçirmek için operasyonlara başladı ve İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi içinde çok sayıda büyük yerleşimi ele geçirdi.
Son olarak Türkiye ile Rusya arasında 5 Mart'ta Moskova'da yeni bir mutabakat sağlandı.
Rejim güçlerinin zaman zaman ihlal ettiği ateşkes büyük ölçüde korunuyor. 2017-2020 döneminde yaklaşık 2 milyon sivil, Rusya ve rejim güçlerinin saldırılarında Türkiye sınırına yakın bölgelere göç etmek zorunda kaldı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.