Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;
"Dışişleri Bakanımız ona haddini bildirdi"
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile Dışişleri Bakanımızın yaptıkları görüşmede malesef iş çok farklı bir zemine kaydı. Dışişleri Bakanımız Dendias'ın bu davranışları karşısında ona haddini bildirdi. Daha yumuşak da olamazdı. Zaten millet olarak ülke olarak bize yakışmazdı. Gereken değerlendirmeyi yapmak suretiyle işi bitirmiş oldular. Biz tabi bunu doğru bulmuyoruz. Bir uyum süreci olsun, Türkiye ile Yunanistan arasında kendisine de söyledim aramıza başkalarını sokmayalım dedim.
Hala başmüftüyü kalkıp kendiniz atıyorsunuz. Oradaki başmüftüyü atama hakkınız Lozan'a göre yok. Biz patriği atamıyoruz. Yunanistan'daki müftülerimize imamlarımıza kendi memuruymuş kendi din görevlisiymiş gibi bunları atama yoluna gidiyor. Bunlar bir defa uluslararası hukuka da aykırı. Aramızdaki ilişkilerin zedelenmesine de neden oluyor. Fakat hiç bir netice alamadık bundan sonra alırız dedik fakat bunlarda öyle bir hava yok.
Çiftçinin elinde kalan patates, soğan ve çeltik
Sayın Kılıçdaroğlu'nu herhalde artık tanımışsınızdır. Bir önceki açıklamada farklı bir sonraki açıklamada daha farklı. Bay Kemal biz artık seni tanıdık biliyoruz. Benim çiftçimin elinde bu noktada soğan, patates kaldıysa ki bunu da yaptığım İl Başkanları Toplantısında teşkilatım, üreticinin elinde 1 milyon 250 bin ton patates, 300 bin ton soğan kaldı dediler. Trakya'dan da İl Başkanım çeltik noktasında sıkıntımız var dediler. Hemen toplantı bitmeden TMO ile telefon görüşmesi yaptım.
Kendilerine hiç işi uzatmayalım en uygun fiyat neyse bu fiyatla silolarımız da müsaitse bunları alacaksınız ve çeltik çiftçimizin elinde kalmasın dedim. Bu şekilde çeltik konusunu çözdük. Patates ve soğan konusunda da ayrıca alacağız ve Tarım Kredi Kooperatifleri vasıtasıyla Valilerimiz kanalıyla tüm Türkiye'ye Ramazan öncesinde hibe olarak vatandaşlarımıza ayrıca dağıtacağız. Çeltik hibe olarak dağıtılmadı. Patates ve soğanı hibe olarak dağıtalım dedik. Bay Kemal rahatsız oldu. Fakat biz işimizi, görevimizi biliyoruz. Bunların yalanlarına da hiç ilgi duymadan yolumuza devam ediyoruz.
"Kuzey Kıbrıs bir Fransa değildir"
KKTC'de Kur'an-ı Kerim öğretiminde yetki tartışmasına ilişkin, KKTC Anayasa Mahkemesi Başkanının yapmış olduğu bu açıklamayı kabul etmemiz mümkün değil. Laiklik anlayışı onların anladığı gibi değildir ve Kuzey Kıbrıs bir Fransa değildir. Anayasa Mahkemesi Başkanı, bu yanlışından süratle dönmelidir. Dönmediği takdirde atacağımız adımlar da bundan sonraki süreçte farklı olacaktır, bunu da bilmeleri gerekir.
"Kanal üzerinden geçecek köprülerden bir tanesinin adımını inşallah haziranda atacağız"
Muhalefetin işi gücü bu ülkede herhangi bir işi yaptırmamak. Biz şu anda kanal üzerinden geçecek köprülerin adımını atalım istiyoruz. İlk etapta planlanan 6 tane köprü, bunun 7 olma durumu da var. Şu anda projelendirmede bu adımlar atıldı. Kanal üzerinden geçecek köprülerden bir tanesinin adımını inşallah haziranda atacağız. Ulaştırma Bakanlığımız, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız süratle adımı atıp sahiplendirme ile birlikte bu adımı atıp temeli atacağız. İlk köprünün yapımına başlayacağız. Bu köprülerle birlikte bir defa kanalın her iki yanında sürecin başlaması önem arz ediyor. Bir diğer taraftan da ciddi hafriyat söz konusu olacak. Bu hafriyatların yapımı da sahiplenme bittikten sonra başlayacak. Küresel ve yerli sermayeden bu işe girecekler var. Korsorsiyom olarak da işi yürütecekler olabilir. Dış kredi veya tamamiyle içeriden bu işi yapmak suretiyle adım atmak da söz konusu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.