İç piyasada para etmese de komşu ülkeler Irak ve Suriye'ye gönderilen, istilacı türlerden olan Çin sazanları, geçimini bu meslekten sağlayan balıkçılar için umut oldu. Göle açılan balıkçıların tekneleri, Çin sazanının yanı sıra kadife balığı ile de dolmaya başlarken, balıklar soğuk hava depolarında muhafaza altına alınarak, komşu iki ülkeye ihraç ediliyor.
- "Yıllık 500 ton Çin sazanı ihraç ediliyor"
Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, Beyşehir Gölü'nde 466 ruhsatlı teknenin 200'ünün aktif olarak balıkçılık yaptığını söyledi. Beyşehir Gölü'nden bugünlerde ağırlıklı olarak Çin sazanı ve kadife balığı avlandığını anlatan Kurt, bu türlerin iç piyasada fazla rağbet görmediğini ve istilacı tür olarak nitelendirildiğini belirtti.
Kurt, Çin sazanı ve kadifeyi komşu ülkelere göndermeye başladıklarını ifade ederek, "Bu balıkları ağırlıklı olarak Irak'la Suriye'ye gönderiyoruz. Ancak, Irak sınır kapısında gümrük sorunu yaşandığı için halihazırda gönderdiğimiz ülke Suriye. Beyşehir Gölü'nden şu anda ciddi miktarda Çin sazanı ve kadife balığı çıkıyor, günlük olarak. Çin sazanı günlük 15 ton, kadife ise 4-5 ton civarına ulaşıyor. Üç tane Çin sazanı 1 kilo ediyor. Çin sazanının kilosunu 1 liradan, kadifenin kilosunu ise avcıdan 3 liradan alıyoruz. Avlanan balık miktarı çok yüksek olduğu için balıkçılarımız para kazanmaya, yüzleri gülmeye başladı." diye konuştu.
Beyşehir Gölü'nden yılda ortalama 500 ton civarında çıkarılan Çin sazanının tamamının yurt dışına gönderildiğini, bu yılki beklentilerinin 600 ila 700 ton olduğunu belirten Kurt, kadife balığının ise balık fabrikalarında işlenerek fileto haline getirilip iç piyasada turizm sektörüne sunulduğunu anlattı.
"İstilacı türler 15-20 yıldır görülüyor"
İstilacı türlerin gölden bertaraf edilmeye çalışıldığını dile getiren Kurt, Türkiye'de rağbet görmeyen bu balıkların ihracatla milli ekonomiye kazandırıldığını söyledi.
Kurt, Çin sazanının Beyşehir Gölü'nde son 15-20 yıldır görüldüğünü belirterek, şunları kaydetti: "Türkiye'deki bütün göl, gölet ve barajlarda bu istilacı tür görülüyor. Kimler tarafından niye atıldı, kayıtlarda mevcut değil, şu anda hiç kimse de bunun sorumluluğunu üzerine almıyor. Ama, atılması gereken bir balık da değil. Geniyle oynanmış, iki üç türden meydana getirilmiş. Yani laboratuvar balığı gibi bir şey, bize anlatılan. Bunlar senede 3-5 sefer yavru yapabiliyor ve istilacı tür olarak gölün asıl türlerine baskın gelerek fırsat vermiyor. Biz de bu istilacı türleri daha fazla tutup, gölden sayısını daha da azaltmanın peşindeyiz. Kooperatif olarak onun mücadelesini veriyoruz. Hem istilacı türü gölden yok ediyoruz hem ekonomiye kazandırıyoruz. Ülke ekonomisine katkı sağlarken, hem de Beyşehir'de mevcut balıkçılarımıza bir destek sağlamış oluyoruz. Gölden de bunları ne kadar azaltabilirsek bizim için o kadar iyi. Bugünlerde de Çin sazanı avı nedeniyle balıkçılarımızın ağları hep bu türlerle kaplı oluyor. Bu balıkları avcımızdan aldıktan sonra 12'şer kilo olarak paket yapıp buzluyoruz. Buzladıktan sonra soğuk hava depomuza atıp bir iki güne kadar gelen tır veya kamyonlara yükleyerek, Mersin'deki ihracatçı firmaya teslim ediyoruz. Onlar da gidecekleri ülkelere gönderiyorlar."
Şu anda gölde sadece Çin sazanı ve kadife tutulduğunu dile getiren Kurt, "Onun haricinde balığa ağ atanlar, mazot parasını çıkaramıyor. Onun için ekonomik değeri ne kadar düşük olsa da bu balık için giden, yevmiyesini alabiliyor. Bir giden günlük 300-500 kilo balık getiriyor. 1 liradan bu 300-500 lira ediyor. Onun için avcılar şu anda bu durumdan çok memnun, ekonomik sıkıntıları yok. Bu da avcıya önemli bir gelir kaynağı sağladı, giden avcı boş dönmüyor, günlük 300-500 lira para kazanabiliyor. Kadife de günlük 4-5 ton civarında çıkıyor." ifadelerini kullandı.
Beyşehirli balıkçı İbrahim Erdoğan da Beyşehir Gölü'nde balık çıkmaması nedeniyle balıkçılık faaliyetlerine uzun süredir ara verdiklerini vurgulayarak, arada bir kontrol amaçlı ağ attıklarını söyledi.
Ancak, yaklaşık 10 gündür Çin sazanı ve kadife balığının yeniden ağlarda görülmeye başlandığını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Balıkçılık faaliyetlerimiz yeniden hızlandı. Şükür emeğini koruyor yani. Çin sazanı ihracat balığı, dış ülkelere giden bir balık. Türkiye'de ekonomik bir değeri fazla yok, kilosu çok ucuz. Fakat sürümden kazanıyorum, öyle diyeyim. Kasalarımızı, ağlarımızı doldurduğu için para kazanmaya başladık. Motor sesleri susmuştu limanlarda. Üç aydır yoktu. Şu anda artık her giden balıkçı en azından 8-10 kasa balık tutup emeğinin karşılığını alabiliyor. İnşallah devamını bekliyoruz. Çünkü, kış mevsimi yaklaşıyor, ocak-şubat aylarında gölümüz buz tutuyor, ağır kış şartları olduğunda, balık tutamıyoruz. O yüzden, kış ayları gelmeden emeğimizin karşılığını alıp hiç olmazsa biz de yevmiyemizi kurtarmanın çabasındayız."
Kaynak: