250 AKADEMİSYENLE ÇALIŞTIK
Aytmatov’u rahmetle ve şükranla yad ediyorum. 2016 yılından bu tarafa, bu başlıkta biz, 5 farklı dilde kitap hazırladık. Doğu Batı Arasında Anadolu’nun doğu bölümünü Cengiz Aytmatov’un eserleri ve Orta Asya’daki Türkler başlığı altında yönettik. Bu beş kitabı oluştururken sahasında uzman, 60 civarında ülkeden yaklaşık 250 akademisyen ile çalıştık. Devlet adamlarını da programımıza dâhil ettik. Onlarca bakan ve milletvekili, 4 tane de cumhurbaşkanı bize makale, röportaj katkısı verdi.
AYTMATOV AŞAĞI ÇEKİLİYOR!
Çalışmalarımızda Türkiye’deki Aytmatov algısını dünyadaki Aytmatov algısıyla mukayese edince Cengiz Aytmatov’u olması gereken yerin dışında bir yere konumlandırmaya özenle çaba harcandığını gördük. Bu aslında, Aytmatov’u paçasından tutup aşağıya çekmek gibi bir şey… Bir de Aytmatov’un eserlerindeki tercüme sorunları ve bilinçli hatalar, bilerek kısaltmaları karşılaştırmalı edebiyat çalışmamızda görmüş olunca, Kırgızistan Cengiz Aytmatov Enstitüsü El Yazmaları Bölüm Başkanı Asel İsayeva Hanım ile Aytmatov’un Kırgızca yazmış olduğu eserlerinin tercümesini çalışmaya karar verdik. İmkan kısıtlıydı sadece Cemile adlı kitabı üzerinden çalıştık.
RUSYA İSTİHBARAT AMACIYLA METİNLERİ TERCÜME ETTİ
Rusya İmparatorluğu etrafındaki bütün ırkları, azınlıkları yuttuğunda, Kırgızca’dan ??? ya kadar 76 dili de etmişti. Bu 76 dilin bütün kelimelerini Rusça ya tercüme edip aktardı. Bu da muazzam bir sözlük haline geldi. Bu sözlük halen işler durumdadır. Bütün metinler Rusça’ya tercüme edilirken basılması için değil istihbarat sağlamak için yapıldı. Toplumların kültürü, hassasiyeti, atasözleri açısından bilgi sahibi oldular.
İSLÂM VE TÜRKLÜĞE DAİR METİNLER ÇIKARILDI
Stalin’den sonra yeniden yumuşak sosyalizme geçiş kararı verildiğinde her ulusun Sovyet Rusya ile ilişkisini barışık hale getirmek için 1950’nin ikinci yarısı itibariyle edebiyat metinleri ayrıştırılıp öne çıkarılarak bunların üzerinden toplumsal mühendislik hedeflendi. Kırgızistan’da metni öne çıkanlardan biri Cengiz Aytmatov’du. O yıllarda her ne kadar Rusya Aytmatov’a vatan haini muamelesi çekiyor olsa da; o günkü Stalin yönetimine itiraz ediyordu, bir devlet memuru Aytmatov’un metinlerini tercüme etmekle görevlendirildi. Devlet bu kişiden; metinlerden İslam’a ait olan bilgileri ve Türk atasözlerini çıkarmasını istiyordu. Aytmatov bunu kabul ediyorsa metnin geriye kalan kısmını Rusça’ya tercüme edin ve Rusça’dan batıya doğru yayılsın, dediler.
MANAS DESTANINDAKİ DİL VE ÜSLÜP AYTMATOV’UN
Aytmatov’un Manas Destanındaki efsanevi anlatımı kendi dili ve kabiliyeti doğrultusunda tanımlamasını varsayacak olursak; onun hikâyelerinde somut olan cümleler tercüme edilirken aşka, duyguya dair, Türk kültürü içerisinde deyimler ve atasözleri olarak tarif edilen pasajların Aleksandr Dimitriyeva’nın önünde tam bir sorun olarak gözlemliyoruz. Bir metin bir başka dile çevrilirken sırf bu saikle çoğalıyor. Aytmatov’un Cemile romanı ise Kırgızca Kiril alfabesi ve 12 punto olarak 60 sayfa olarak yayınlanmış. Rusça olarak da aynı teknikle basılmasına rağmen, çeviri şartlarıyla çoğalması gerekirken kitap 46 sayfaya indirildi. Bu, somut kelime ve cümlelerin dışında, dünyanın en büyük aşk hikâyesi olduğu kabul edilen Cemile adlı romanında aşka, duyguya dair olan paragrafların tamamı Kırgızca bilmeyen Dimitriyeva tarafından çıkartıldı. Ayrıca metindeki atasözleri çıkartıldı. Ve İslâm’a ait cami, mescit işaretli olan yerler de çıkartıldı. Karısı Rus olan komünist Fransız şair Luis Aragon’da Cemile’yi Fransızca’ya çevirdi. Bu roman Türkiye’ye de Fransızca’dan sol bir yayınevi vasıtasıyla içinden dogmalar, İslâm çıkarılarak geldi.
Burada şunu söylemek lazım; Aytmatov’un kitabından çıkarmalar yapmakla kalmayıp ona eklemeler de yapıldı. Dimitriyeva ‘İlk Öğretmen’ ve ‘Deve Gözü’ kitaplarını da Rusça’ya tercüme etti ve dolayısıyla sorunlu olduğu ortada. Aytmatov Kırgızca yazdığı dördüncü kitabı ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ı kendisi Rusça’ya tercüme etti. Artık Dimitriyeva’ya müsaade etmedi. Dimitriyeva’nın tercüme ettiği romanlarda bazı bölümler belki de Aytmatov’un kaleme aldığı metinler değil. İnşallah bu metinler sene sonuna kadar bize gelecek ve biz bunları yayınlayacağız.
SOL GERÇEK AYTMATOV’U GÖRÜNCE VAZGEÇTİ
Aytmatov artık Kırgızca konuştu ama Kırgızca yazmadı Türkiye’de sol da bundan sonra, Cengiz Aytmatov’un zannettiği Cengiz Aytmatov olmadığını fark edip eserlerini yayınlamaktan ve onu konuşmaktan vazgeçti. Böylece Aytamtov’un eserleri Türkiye’de milliyetçi- muhafazakâr kanada geçmiş oldu. Aytmatov 1975’de Türkiye’ye geldiğinde Ankara Palas Otelde solcu bir gazeteci “Neden sen anadilinden vazgeçip Rusça yazıyorsun?” diye sordu. Bu sorunun altında başka imâlar vardı. Aytmatov ise bu soruya verdiği cevapla bile bizim kıymetli bir hazinemiz olduğunu gösterdi.
“Rusça’da benim ikinci anadilimdir. Ben artık birinci anadilimle konuşup ikinci anadilimle yazacağım” demiştir. Sırf bu saikle Rusça yazmaya başlayan Aytmatov’a o dönem milliyetçi çevreden “Rus bozması” diyenler de oldu. Oysa Aytmatov kültürel kodları muhafaza edebilmek için Rusça yazmaya başlamıştı.
Biz Aytmatov’un eserleri üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Onun Kırgızca yazdığı metinlerin Kırgızistan Milli Kütüphanesinde olduğunu biliyoruz. Ayrıca yakın çevrelerinden de muhafazaya almış olanlar vardır, ona dair kesin bir şey diyemeyiz.
PLAKET VE TYB YAYINLARI TAKDİM EDİLDİ
Yazar Ömer Erdoğan’a plaketini TYB Konya Şubesi Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Ahmet Akman ve TYB üyesi Prof. Dr. Nazmi Zengin verdi. Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Çaycı’da TYB yayını olan ‘İnsanlığa Sözümüz Var’ adlı kitabı takdim etti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.