ESKİŞEHİR (AA) - Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Demet İlhan, biyolojik saatine uyumlu yaşayanların sağlıklarını uzun yıllar koruyabileceklerini söyledi.
İlhan, AA muhabirine, insanların sabah gözlerini açtığında gelen güneş ışığının beyne sinyal gönderdiğini ve uyanmaya başladığını belirtti.
İnsan gözlerinin biyolojik saatin aynası olduğunu vurgulayan İlhan, "Gözlerimiz ışıktan aldığı sinyalleri biyolojik saatimizin doğru çalışması için beynimize gönderir. Gün ilerleyip hava karardıkça vücudumuz melatonin hormonu salgılamaya tekrar başlar ve uykumuz gelir." ifadesini kullandı.
İlhan, biyolojik saat olarak tanımlanan sirkadiyen ritmin, gündüzleri insan bedenindeki tüm sistemlerin aktif çalışmasını, geceleri ise çalışmadan dinlenmesini etkileyerek gündelik hayattaki rutinlerin daha sağlıklı geçmesini sağladığını aktardı.
Vücudun her şeyi düzgün olarak yapabilmesi ve sağlıklı olması için biyolojik saatin doğru çalışmasının son derece önemli olduğunu dile getiren İlhan, "Biyolojik saat otomatik olarak uyku, nabız ve vücut sıcaklığı gibi pek çok hayati fonksiyonumuzu düzenler. Biyolojik saatine uyumlu yaşayanların iş verimi artar, daha mutlu bir yaşam sürebilirler, güzellik ve sağlıklarını uzun yıllar koruyabilirler." diye konuştu.
Doç. Dr. İlhan, melatonin hormonu denilen uyku hormonunun salgılanmasının 21.00-22.00 saatlerinde başladığını, 02.00-04.00'te en yüksek seviyeye ulaştığını, 07.00-09.00'da da bittiğini anlattı.
Biyolojik ritmin, ana koordinatörü olan melatoninin hücrelerinin yenilenmesi, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, uyku ritminin ve vücut ısısının ayarlanmasını sağladığına değinen İlhan, şunları kaydetti:
"Yeterli ve dengeli beslenmeden bahsederken çoğunlukla sağlıklı gıdalara odaklanırız ancak bu gıdaları ne zaman tükettiğimizi es geçeriz. Oysa ki tüketilen besinlerin sağlıklı olması kadar hangi zaman diliminde tüketildiği de oldukça önemlidir ve bu önem en iyi şekilde sirkadiyen ritim ile açıklanır. Yapılan çalışmalarda özellikle kısa yetersiz uyku süresi yetişkinlerde tokluk hormonunu azalttığı, açlık hormonunu ise artırdığı tespit edilmiştir."