Anayasa hukukçusu Prashant Bhushan:
"Din değiştirmeyi yasaklayan ve dinler arası evliliği mahkeme onayına bağlayan düzenlemelerle ülkedeki Müslümanlar ikinci sınıf vatandaş statüsüne indiriliyor"
"Hindistan'ı bir Hindu ülkesi haline getirme hedefi, laikliği ve anayasayı tehdit ediyor"
Siyaset bilimci Subhaş Kaşyap:
"Eğer Anayasa saldırı altındaysa, onu yorumlayan ve uygulayan kişilerde neyin hatalı olduğunu sorgulamalıyız"
YENİ DELHİ (AA) - ÇİNA KAPUR - Hindistan, 26 Ocak'ta anayasanın ilan edilmesinin 72. yıl dönümünü kutlamaya hazırlanırken, siyaset bilimciler ve hukukçular Başbakan Nerandra Modi liderliğindeki Hindistan Halk Partisinin (BJP) Hindistan'ı bir Hindu ülkesine dönüştürme vizyonunun anayasanın temeli olan laiklik ilkesini tehdit ettiğini uyarısında bulunuyor.
Hindistan'ın başarısının ve devamlılığının laiklik ilkesi temelinde çoğulcu bir ülke olmasına borçlu olduğunu vurgulayan uzmanlar, anayasanın artık laikliği güvence altına alamadığına dair kaygılarını dile getiriyor.
Avukat ve anayasa hukukçusu Praşant Buşan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hindistan Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerin anayasal düzene en büyük tehdidi oluşturduğunu belirtti.
Söz konusu görüşlerini sosyal medya aracılığıyla dile getirdiği için daha önce hakkında hakaret davaları açılan Buşan, "Hindistan vatandaşlarının temel haklarını koruyabilmek için güçlü bir demokrasiye ihtiyacımız var. Mevcut rejimde laiklik ile hak ve özgürlüklere yönelik saldırılar yoğunlaştı. Anayasaya yönelikler tehditler ciddi ve sinsi." ifadelerini kullandı.
- "Müslümanlar ikinci sınıf vatandaş statüsüne indiriliyor"
Hindu grupların ifade özgürlüğüne yönelik saldırılarda bulunurken hükümetin muhalefeti susturmak için "isyana teşvik" yasalarını kullanmasının "kötülüğün cisimleşmiş hali" olduğu vurgulayan Buşan, "Din değiştirmeyi yasaklayan ve dinler arası evliliği mahkeme onayına bağlayan düzenlemelerle ülkedeki Müslümanlar ikinci sınıf vatandaş statüsüne indiriliyor. Hindistan'ı bir Hindu ülkesi haline getirme hedefi, laikliği ve anayasayı tehdit ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Ülkede son dönemde bazı eyalet yönetimlerinin, aşırı sağcı Hindu grupların "aşk cihadı" olarak adlandırdığı, Müslüman erkeklerin Hindu kadınları gönüllerini çelerek İslam'a yönlendirdiği iddialarına karşı tedbir amacıyla yasalar çıkardığı görülüyor.
Kolluk kuvvetleri, son yıllarda, aslen 1837'de İngiliz sömürge yönetimine karşı başkaldırıyı önlemek amacıyla çıkarılan isyana teşvik yasalarını sıklıkla muhalif görüşleri susturmak amacıyla kullanıyor.
Bu, kefaletsiz ömür boyu hapis cezası gerektiren bir suç. Hindistan'ın kurucusu Mahatma Gandi, 1922 yılında İngilizler tarafından "isyana teşvik" suçlamasıyla yargılanmıştı.
Ulusal Suç Kayıtları Bürosu verilerine göre, 2016'da sayısı 35 olan isyana teşvik davaları, 2018 yılında iki kattan fazla artışla 75'e yükseldi. Söz konusu davalardan 2016'da açılanlardan yalnızca 1'i, 2018 yılında açılanlardan ise 2'si mahkumiyetle sonuçlandı.
2019 başı ve 2020'nin ilk üç ayında, Müslüman göçmenlere vatandaşlığa geçişte ayrımcılık yapan Vatandaşlık Yasası düzenlemesinin protesto edildiği günlerde 3 bin kişi "isyana teşvikle" suçlandı.
Buşan, bozulan düzenin yarattığı tehditlerin sınırı aşması durumunda Hint halkının direncinin ülkenin kurtuluşunu sağlayacağını temenni ettiğini dile getirdi.
- "Anayasa saldırı altındaysa, onu uygulayanları ve yorumlayanları sorgulamalıyız"
Dünyada aynı tarihlerde kabul edilen anayasalar genelde başarısız olup yürürlükten kaldırılırken Hindistan Anayasası zamanın testini geçti.
Merkezi Cenevre'de bulunan Parlamentolar Birliğinin eski başkanı, siyaset bilimci Subhaş Kaşyap, konuyla ilgili AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, anayasanın başarılı olmasının sebebinin toplumun tüm kesimlerinin hassasiyetlerine saygı gösteren ve çıkarlarını gözeten ruhu sayesinde olduğunu vurguladı.
Her ne kadar bugüne dek 104 değişiklik yapılmış olsa da, tüm bu değişikliklerin anayasasının ruhunu muhafaza ettiğini savunan Kaşyap, "Kanun koyucular parçalanmış ve çok çeşitli bir toplumu bir araya getirecek ve ülkenin dört bir köşesinde kabul görecek bir metin ortaya çıkarmayı başardı." ifadelerini kullandı.
Anayasanın işlevinin onu yorumlayan ve uygulayan kişilerin dürüstlüğüne ve yetkinliğine bağlı değişeceğine dikkati çeken Kaşyap, "Eğer anayasa saldırı altındaysa, onu yorumlayan ve uygulayan kişilerde neyin hatalı olduğunu sorgulamalıyız. Dürüst ve tutarlı insanlar, kötüyü bile iyiye dönüştürebilir. Anayasanın anlaşılması siyasi davranışlarla yakından ilgilidir." değerlendirmesinde bulundu.
Anayasanın sağlıklı devamı için seçim reformunun şart olduğunu vurgulayan Kaşyap, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tıpkı anayasanın mimarı Bimrao Ramji Ambedkar'ın yıllar önce uyardığı gibi, anayasanın kendisini değiştirmeden, yalnızca yönetim biçimini değiştirerek ve onu ruhuna karşıt ve tutarsız hale getirerek amacından saptırmak mümkün olabilir."
- Cumhuriyet Günü
Hindistan yarın, 200 yıldan fazla süre ülkeye hakim olan İngiliz sömürge yönetiminden bağımsızlığa adım atışının 72. yıl dönümünü kutlayacak.
Hindistan 1947'den İngiltere'den bağımsızlığını ilan ettikten sonra, bir süre daha İngilizlerin 1935'te çıkardığı Hindistan Yönetimi Yasası ile yönetilmeyi sürdürdü. Ardından Ambedkar'ın başkanlığındaki komite tarafından hazırlanan anayasa taslağı, 26 Kasım 1949'da Hindistan Kurucu Meclisi tarafından kabul edildi ve 26 Ocak 1950'de yürürlüğe girdi.
Anayasanın yürürlüğe girdiği tarih her yıl "Cumhuriyet Günü" olarak kutlanıyor.