Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

Uzmanlar, seçime giden Libya'daki belirsizlikleri masaya yatırdı

30.11.2021 17:57:00
Eski Libya Sanayi Bakanı Mahmoud Alftise: "Dışarıda seçim istediklerini söyleseler de bu Hafter ve Salih, seçimlerin önündeki engel" Sadeq Enstitüsü Genel Direktörü Anas El Gomati: "Mahkemelerde hakimler, Hafter destekçilerinin saldırısına uğruyor. Cumhurbaşkanı adayları saldırıya uğruyor. Neye hazırlık yaptığımızı, neyi beklediğimizi bilmiyorum"

ANKARA (AA) - “Libya'da seçimler öncesi siyasi belirsizlikler” başlıklı çevrim içi panelde konuşan uzman ve siyasetçiler, ülkeyi zorlu bir dönemin beklediğini ve yaşananların henüz olumlu gelişmelerin habercisi olmadığını kaydetti.


Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen çevrim içi etkinliğin ilk oturumunda eski Libya Sanayi Bakanı Mahmoud Alftise, Uluslararası Kriz Grubu Analisti Claudia Gazzini, Sadeq Enstitüsü Genel Direktörü Anas El Gomati ile Libya Strateji ve Gelecek Araştırmaları Merkezi Başkanı Oussama Assed konuşmacı olarak katıldı.


Alftise, Libya'da aralık ayı sonunda düzenlenecek seçim için umutlarını günden güne kaybettiğini belirterek, “Seçimde ertelemeye gidileceğini bekliyorum. Üç ya da altı ay olabilir. Ancak sonucu ne olacak? Yeniden bir kaos ortamına gidebiliriz.” dedi.


Libya'da 98 adayın devlet başkanlığı için aday olduğunu ancak 25 adayın başvurusunun kabul edilmediğini hatırlatan Alftise, “Ülkede adaylar konusunda şu anda bile bir kaos var. Ben seçimin yapılabileceğini düşünmüyorum. Tüm ülkede şu an seçimden sonra mevcut hükümet devam mı edecek yoksa yenisi mi gelecek sorusu soruluyor.” değerlendirmesinde bulundu.


Alftise, seçimler önündeki engelin Libya'nın doğusundaki silahlı güçlerin başındaki Halife Hafter ile Hafter yanlısı Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih olduğunu belirterek, “Dışarıda seçim istediklerini söyleseler de bu Hafter ve Salih seçimlerin önündeki engel.” ifadeleri kullandı.


- “Seçimin yasal altyapısının olmaması bir risk"


Gazzini ise konuşmasında Alftise ile benzer düşüncelere sahip olduğunu kaydetti.


Ülkede bir birlik hükümeti kurulmuş olmasına rağmen askeri ve ekonomik anlamda bulunan ayrışmaların bugün hala ülkeyi kötü yönde etkilediğine değinen Gazzini, “Seçimler konusunda birçok farklı alanda birçok farklı riskler var. Bunlardan biri de seçimle ilgili yasal altyapının olmaması. 2014 seçimlerinde de iki farklı meclisin ortaya çıkmasının sebeplerinden biri buydu, aynı durum tekrarlanabilir.” diye konuştu.


Gazzini, taraflar arasında anlaşma ve iyi niyet olmadığı sürece yasal sıkıntıların sorun çıkarmayı sürdüreceğine de vurgu yaparak, “İki turlu seçim sisteminde ilk turda başkan, ikinci turda ise hem başkan hem meclis seçimleri yapılıyor. Süreç, Libya Seçim Komisyonu tarafından bu şekilde açıklandı. Ancak yasada böyle bir sıralama yapılmamış. Yasa, meclis seçimlerinin, devlet başkanı seçiminden 30 gün sonra yapılmasını öngörürken Seçim Komisyonu başka bir yol izleyeceğini söylüyor.” ifadelerini kullandı.


Bu konuda sözlü olarak anlaşılsa da yazılı bir anlaşma olmadığının altını çizen Gazzini, ileride yaşanacak itirazların önüne geçme adına alınan kararların yazılı olarak taraflarca onaylanması gerektiğini de belirtti.


Gazzini, başkanlık seçiminin ardından yasal olarak geçmesi gereken 30 günün üzerine 12 gün itiraz ve 10 gün sonuçların açıklanmasının eklenmesi ile 52 günlük bir sürenin ardından seçimlerin yapılabileceği önerisini de dile getirdi.


- “Bir trajedinin yaşanmasını yavaş çekimde izliyoruz”


El Gomati ise konuşmasında Berlin'de gerçekleştirilen Libya konulu toplantının ardından alınan kararlar bulunduğunu ancak yalnızca seçimle ilgili olanın takvime uygun yürütüldüğünü söyledi.


Sahada istikrarsızlıklar ve belirsizlikler bulunduğunu kaydeden El Gomati, “Bir trajedinin yaşanmasını yavaş çekimde izliyoruz. Sahada güvenlik yok ve bu durum oldukça zorlayıcı. Mahkemelerde hakimler, Hafter destekçilerinin saldırısına uğruyor. Cumhurbaşkanı adayları saldırıya uğruyor. Neye hazırlık yaptığımızı, neyi beklediğimizi bilmiyorum.” değerlendirmesinde bulundu.


Tüm uluslararası kamuoyunun olmasını istediği ve saygı duyacağını belirttiği seçimlere katılacağını açıklayan tarafların da saygı duyması gerektiğine vurgu yapan El Gomati, “BM'nin Libya Özel temsilcisi Jan Kubis seçim öncesi istifa etti. Şu an siyasi alanda ve uluslararası alanda bir arabulucumuz yok.” dedi.


El Gomati, sahada rakip güçler bulunduran taraflardan birinin devlet başkanı seçilmesi halinde ülkedeki sorunların derinleşmesinden endişe ettiğini de belirterek, “Eğer Hafter seçimi kazanırsa başkan olacak ama kazanamazsa silahlı bir grubun lideri olarak Berlin konferansı şartlarına dönmek ve yeniden müzakereler yapmak ister. Bu nedenle bir seçimi göremiyorum.” İfadelerini kullandı.


Demokratik ve barışçıl bir çözüm için kurumların, demokrasinin ve ordunun güçlü olması gerektiğini kaydeden El Gomati, “Seçim sonucu ne olursa olsun bölünmüş bir ülkenin başkanını seçeceğe benziyoruz.” diye konuştu.


- “Amaç seçim değil güçlü bir devlet olmalı”


Assed de seçimlerle ilgili umutsuz olduğunu belirterek, “Beni endişelendiren konulardan biri de 98 adayın bulunması. Bunların bir kısmı önemli ve güçlü adaylar. Ayrıca ülkenin sadece siyasi, askeri olarak değil halk olarak da bölünmüş olması.” dedi.


Ülkedeki gruplar arasındaki bölünmenin derinleştiğini ve birbirlerine karşı çalışmaları ciddi boyuta taşıdıklarını söyleyen Assed, “Amaç seçim olmamalı. Seçim bir araçtır. Asıl amaç güçlü, eşitlikçi bir devlet ve demokrasi olmalıdır. Şu an tarafların tek amacı başkan olmak.” ifadelerini kullandı.


Assed, her bölgenin farklı bir adayı desteklemesi ile derinleşen ayrılıkların ulusal birliği de tehdit ettiğini söyledi.


Seçim konusunda kötümser olduğunu yineleyen Assed, “Uluslararası kamuoyu basit çözümler arıyor. Ancak hiçbir zaman diyalog olmadığını unutuyorlar. Diyalog yokluğu ülkeyi bugünkü ayrışmış duruma getirdi. Durum şu anda çok tehlikeli ve olumsuz. Seçim sonucu ne olursa olsun Libya ciddi bir krize doğru sürükleniyor.” dedi.


- "Libya'da çözüme ulaşılmaması halinde tüm taraflar bundan zarar görecek"


İkinci oturumunda konuşan The International Interest Genel Müdürü Sami Hamdi, Libya'daki devrim sürecinin doğal gelişimine izin verilmeden NATO müdahalesiyle sona erdirildiğini belirterek, ABD'nin bu müdahalenin olumsuz mirasını kurtarmaya çalıştığını belirtti.


Ülkede yıllardır birçok konuda yaşanan çekişme ve ihtilafın ardından pragmatizmin ön plana çıktığını belirten Hamdi, "Bölgedeki tüm aktörler ülkenin korunması konusunda mutabık kaldı. Libya'da çözüme ulaşılmaması ve ortak hareket edilmemesi halinde tüm taraflar bundan zarar görecek" ifadesini kullandı.


ABD'nin Libya'daki seçimler öncesi genel yaklaşımına değinen Sami, ABD Başkanı Joe Biden'ın ülkedeki tüm aktörleri aynı şekilde gördüğünü kaydederek, "Sadece seçimi yapın ve kim kazanırsa onu tanıyacağım." şeklinde bir yaklaşıma sahip olduğunu belirtti.


SETA Güvenlik Araştırmacısı Bilgehan Öztürk de, Fransa'nın bugüne dek izlediği Libya politikasının diğer Avrupa ülkeleri ve ABD gibi aktörlerden daha farklı bir yaklaşıma sahip olduğunu kaydederek, "Bölgedeki diğer aktörler günün sonunda denge politikası izliyor. Örneğin kasım ayında Paris'te düzenlenen Libya Konferansı'nda Birleşik Krallık, Almanya, İtalya gibi aktörlerin Fransa'nın amaçlarını ve keskin yaklaşımını yumuşatmaya çabaladığını gözlemledik." diye konuştu.


Fransa'nın son dönemde tamamen Hafter odaklı bir tutumun yerine ülkenin batı kesiminde yer alan diğer siyasi aktörleri de hesaba katmaya başladığını ifade eden Öztürk, "Hafter'in halen önemli bir aktör olduğunu kabul ediyorlar. Ancak tecrübe ettikleri siyasi gelişmeler çerçevesinde stratejilerini revize ettiler. Çok büyük çaplı olmasa da değişen yaklaşımlarıyla daha pragmatik bir politika izliyorlar." dedi.


Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IMEMI) araştırmacısı Tatyana Tyukaeva da, Rusya'nın Libya'ya özgü bir stratejiye sahip olmadığını belirterek, temel yaklaşımın, Libya üzerinde pragmatik ekonomik çıkarlar üzerinden şekillendiğini kaydetti.


Rusya'nın herhangi bir adayı koşulsuz desteklemediğini, ülkedeki mevcut pozisyonunu ve etki alanını güçlendirmek istediğini kaydeden Tyukaeva, asıl hedefin olası bir çatışma sonrası dönemde Libya'yla enerji, petrol ve demiryolu inşası gibi alanlarda kurulan iş birliklerini arttırmak olduğunu belirtti.


Stratejik analist Maurizio Geri ise Libya'daki genel durumun yalnızca ülkeyi değil, Akdeniz'de yer alan tüm aktörler için de çok önemli olduğunu belirterek, siyasi istikrarsızlık ve aktörler arasındaki iş birliği eksikliğinin bölgede güvenlik zaafiyeti yarattığına işaret etti.


DİĞER HABERLER