İSTANBUL (AA) - Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Toker Ergüder, Türkiye'deki erkeklerde azalmasına rağmen kadınlarda tütün kullanımının arttığını belirterek, "Düzenli olarak yaptığımız çalışmalarda Türkiye'de özellikle son yıllarda kadınların sigara içme oranında ve buna bağlı hastalıklarda da önemli artış var." dedi.
Yeşilay tarafından çevrim içi düzenlenen Uluslararası Tütün Bağımlılığı Kongresi, ikinci gününde oturumlarla devam ediyor.
Kongrede, "DSÖ'nün nikotinsiz ve tütünsüz üniversiteler girişimi" başlıklı sunumu yapan Prof. Dr. Ergüder, Türkiye'de pilot uygulama olarak "dumansız üniversiteler" girişiminin 6 Eylül 2021'de Sağlık Bilimleri Üniversitesinde alınan senato kararıyla ilk defa uygulanmaya başlandığını söyledi.
Prof. Dr. Ergüder, tütün kullanımının hem Türkiye hem de dünyanın en önemli önlenebilir ölüm sebebi olduğunu belirterek, "Bu mücadeleyi yaparken çok sıkıntılı bir durum var. Dünyanın en karlı ve öldürücü endüstrisi ile uğraşıyoruz. Milyarlarca dolarlık karları var. Bizler de üniversitelerdeki genç arkadaşlarımızla birlikte mücadele etmeye çalışıyoruz. Bunların tek bir amaçları var: Çocuk ve gençleri henüz daha ergenlik yaşlarında, üniversite çağlarında bağımlı yapıp onların ceplerindeki paranın bir kısmını almaya çalışırlar. Tütün endüstrisi benim gibi birini bağımlı yapmaya çalışmaz. Daha çok gençleri bağımlı yapmaya çalışırlar ki onlar kendilerine çok uzun yıllar müşteri olsunlar ve para aktarsınlar." diye konuştu.
Sigara içenlerin yüzde 80'inin buna 20 yaşından önce başladığını ifade eden Ergüder, bunun Türkiye ve dünyada aynı olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Ergüder, tüm dünyaya bakıldığında tütün kullanım oranlarının hızlı bir şekilde azaldığına dikkati çekerek, "Türkiye'de, erkeklerde azalmasına rağmen kadınlarda tütün kullanımı artıyor. Düzenli olarak yaptığımız çalışmalarda Türkiye'de özellikle son yıllarda kadınların sigara içme oranında ve buna bağlı hastalıklarda da önemli artış var." diye konuştu.
- "Tütün reklam yasağı 5 yıl içinde uygulanması gerekiyor"
Dünya Sağlık Örgütünden (DSÖ) Dr. Tibor Szilagyi, DSÖ Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi'nin uygulanmasında yer alan 2021 Küresel İlerleme Raporu hakkında konuştu.
Dr. Szilagyi, 2007 yılından beri raporlamanın uygulandığını ifade ederek, son raporda 181 tarafın müdahil olduğunu, bunlardan 148'nin raporları gönderdiğini söyledi.
- "Reklam yasağının 5 yıl içinde uygulanması gerekiyor.
Konvansiyonda yer alan uygulama oranı en yüksek maddenin sigara paketlerinin etiketlenmesi ve paketlemesiyle ilgili olduğunun altını çizen Szilagyi, şöyle devam etti:
"Uygulama oranı en yüksek olan ikinci madde ise tütün dumanına maruz kalmanın engellenmesi maddesi oldu. Madde 11 için konvansiyon şunu talep ediyor: Bütün tarafların paketleme ve etiketlemeyi 3 yıl içinde uygulamaya koyması gerekiyor. Uygulama oranları yüksek, bazıları da çok ileri tedbirler uygulamış fakat bazı taraflar etiketleme ve sağlık uyarısı kullanmıyor. Tütün reklam ve sponsorluklarıyla ilgili maddeye bakarsak, bir reklam yasağının 5 yıl içinde uygulanması gerekiyor. Tarafların 3'te birinden daha fazlası henüz buna ulaşamadı."
Piyasaya yeni çıkan tütün ürünlerini, taraf ülkelerin mercek altına aldığını dile getiren Szilagyi, yeni ürünler üzerinde çalışmalar yapılmak istendiğini sözlerine ekledi.
- "Kaymakamların ve valilerin çok önemli rolü var
DSÖ Sivil Toplum Çalışma Grubu üyesi ve Singapur Asya Pasifik Birliği Yöneticisi Dr. Tara Singh Bam, "Yerel yönetim katılımının devamlılığında en etkili halk sağlığı müdahaleleri" başlıklı konuşma yaptı.
Bam, organizatörler olarak birtakım yerel yönetimlerle birlikte çalıştıklarına değinerek, "Ulusal hükümet olarak şunu öğrendik ki birçok şeyi ulusal politikalarla, ulusal kılavuzlarla başarabiliriz. Politika geliştirme ve benimseme çok önemli. Bunları ulusal ölçekte yürürlüğe koyma ve uygulama noktasına geldiğimizde burada kaymakamların ve valilerin çok önemli rolü var." ifadelerini kullandı.
Uluslararası Tütün Bağımlılığı Kongresi, çeşitli oturumlarla devam ediyor.