İSTANBUL (AA) - Uludağ Ekonomi Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen "Suyun geleceği" oturumunda, tüm dünya için hayati bir kaynak olan suyun toplum ve insan için önemi ve geleceği konuşuldu.
Reckitt-Benckiser Yönetim Kurulu Üyesi Tarık Bayar'ın moderatörlüğündeki panele Türkiye Su Enstitüsü Proje Geliştirme ve Uygulama Koordinatörü Doç. Dr. Aslıhan Kerç, TSKB Genel Müdürü Ece Börü, BSH Türkiye CEO'su Gökhan Sığın ve İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu katıldı.
Programda konuşan, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Genel Müdürü Ece Börü finans sektöründe sürdürülebilirlik alanında artık sadece finansal fizibilitenin değil, çevresel ve sosyal yönetişim kıstaslarının ön plana çıktığını belirtti.
Sürdürülebilir kalkınmayı, kalkınma misyonunun merkezine koyduklarını ifade eden Börü, "Reel sektörde sürdürülebilirliğin önemli bir güç olacağına inanıyoruz. Sürdürülebilir kalkınma amaçlı kredi modeliyle şirketlerin öz değerlendirmesini yapıyor, gelişebilecek yerleri geliştiriyor ve finansal maliyetlerini iyileştirerek dönüşümü teşvik ediyoruz. Bundan sonra hayatımızda su ve iklimle olan riskler ön planda yer alacak, biz de bunlara çözüm bulmaya çalışacağız. Farkındalığı geride bıraktık, artık somut faydaya odaklanmamız lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Su Enstitüsü Proje Geliştirme ve Uygulama Koordinatörü Doç. Dr. Aslıhan Kerç ise iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin su kaynaklarına da yansıdığını belirterek, "Su kaynakları başta yağış rejimi olmak üzere iklim değişikliğinden büyük oranda etkileniyor. Kimi zaman aşırı kimi zaman azalan yağışlar su kaynaklarını baskılıyor. Su kıtlığı uzun yıllardır gündemdeydi ama son zamanlarda daha gözle görünür bir hal aldı. Örneğin su rezervlerimizin ne kadar dolu olduğu artık gündemimizde önemli yer tutuyor. Bu tüm dünyada böyle. Kişi başı yenilenebilir su miktarı 1000 metreküpün altına düşerse biz buna su kıtlığı diyoruz. Türkiye'de bu rakam 1350 metreküp civarında. Kıtlık değil ama stres altındayız." ifadelerini kullandı.
BSH Türkiye CEO'su Gökhan Sığın da suyun miktarının ve kalitesinin geleceği belirlediğine dikkati çekerek, "Su kaynaklarımız kuraklık ve kirlenme tehlikesiyle karşı karşıya. Bu konuda farkındalığımızı ve sorumluluğumuzu artırmamız, etkin ve verimli su yönetimine odaklanmamız şart. Net tüketimi azaltmanın yanı sıra kullandığımız suyu kirletmemek, su ayak izimizi azaltmak da son derece önemli." dedi.
İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu ise panelde yaptığı konuşmada şunları aktardı:
"İklim değişikliği nedeniyle mevsimlerin iki ay ertelenmesi sonucunda geçtiğimiz aralık ayında rezervlerimizde azalma oldu. Bu bizi tedirgin etti, hatta pandeminin de önüne geçti. Çünkü pandeminin çaresi de su. Yeterli hijyeni sağlayamazsanız hastalığı ortadan kaldıramazsınız. Ani yağışlar yağmurdan faydalanma oranını azaltıyor, yoğun şehirleşme nedeniyle su beton ve asfalt üzerinden hızla akarak sele neden oluyor. Şu an rezervlerimiz geçen yıl aynı döneminin beş puan üstünde. Yine de suyumuz var, istediğimiz gibi kullanalım diyemeyiz. Burada tasarruf bilinci öne çıkıyor. Beş dakikada takılan bir tasarruf cihazını kullanmak inşası, su tutması en az beş yıl sürecek bir baraj inşa etmekten daha çok fayda sağlıyor."