Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin düzenlediği “100 yaşında Fethi Gemuhluoğlu” konulu program Tantavi Kültür Merkezi’nde yapıldı. Dr. Mehmet Ali Gemuhluoğlu, Doç. Dr. Mehmet Yalçın Yılmaz ve yazar Sadık Yalsızuçanlar’ın konuşmacı olarak katıldığı programın açılış konuşmasında TYB Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu Türkiye’nin bir döneminde büyük tesirleri olan Fethi Gemuhluoğlu’nu en yetkin kişilerden dinleyerek öğrenmek için bu programı tertip ettiklerini söyledi.
Yazar Duran Çetin’in sunduğu program Sadık Yalsızuçanlar’ın anlatımıyla devam etti. Fethi Gemuhluoğlu’nun bilge bir derviş olduğunu söyleyen Yalsızuçanlar’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Fethi Bey dünyayı 1922 yılında teşrif etti, 54 yıl yaşadı. Muazzam hizmetler gördü. “Tarihe ve zamana sadece Allah müdahale eder” diye bir algı, bir anlayış vardır; gaybı sadece Allah bilir derler ama Allah sadece sevdiği kulunun gönlüne gaybı mürekkepsiz yazarmış. Dolayısıyla zamana müdahale etmeyi, o tasarrufu sevdiği kuluna verebilir. Onlardan biri, çok nadir milletlerin hayatında, tarihinde ender rastlanan kutup yıldızlarından bir tanesidir Fethi Gemuhluoğlu.
Modern dönemde Türkiye ve İslam dünyası tarihi, hatta bütün dünya açısından çok kıymetli hizmetler yaptı, fikirler verdi. Hem bir düşünme insanı irfan ve tefekkür insanıydı hem de bir eylem insanıydı. Bendeniz, TPV’den (Türk Petrol Vakfı) burslu öğrenim gördüm; nasiplendim. Türk Petrol Vakfı’nın, genel sekreterliğini yürüttüğü kısacık dönemde yüzlerce insana burs verdi. Bunlar arasından başbakanlar, bakanlar, büyükelçiler, komutanlar, yazarlar, üniversite hocaları, bilim insanları çıktı.
Gönlü açık olduğu için baktığı insanın yeteneklerini keşfeden, gören ve onların enerjilerini açığa çıkaran, yönlendiren bir insandı. Yoksul bir Anadolu çocuğunu sıfır noktasından alıp ondan mükemmel bir insan yontan yanı vardı Fethi Bey’in. Son 150-200 yılda Türkiye’nin başına gelmiş en büyük güzelliklerden biriydi. Fethi Gemuhluoğlu hâlâ yaşıyor, işliyor, konuşuyor, çalışıyor.
YILMAZ: İNANILMAZ BİR TARİH ŞUURU VAR
Yalsızuçanlar’dan sonra söz alan Doç. Dr. Mehmet Yalçın Yılmaz, kendisinin Fethi Beyin vefatından sonra Dünyaya geldiğine vurgu yaparak “Fethi Beyin çok seveni olmuş, çok insanın kalbine girmiş. 1918-1922 yılları arası İstanbul’un bir işgal süreci söz konusudur ve Fethi Bey de o tarihler arasında doğmuş. İstanbul’a bir karanlık çökmüştür ve ne yazık ki şehirde yabancılara karşı bir tek kurşun atılmamıştır. Böyle bir zamanda dünyaya gelmek, şehirlerinizin, eyaletlerinizin kaybolduğu bir Türkiye’de doğmak adeta omuzunuzda, sırtınızda çok büyük bir yükle dünyaya gelmek gibidir “dedi. Yılmaz sözlerine şu cümlelerle devam etti:
İşte orada, 1950-1960’lara kadar belki 1970 belki 1980 belki 2000’lere kadar Türkiye daha içine kapanık bir uyku halinde kalmak zorunda kalıyordu. Fethi Bey ve onun kuşağında doğan kuşaklar bu uyku haline tanıklık etmek zorundalar. Ama inanılmaz bir tarih şuuru var. Bu acıları, bu yükü Fethi Bey ve kuşağı taşımıştır. İşte bu kuşağın içinde Fethi Bey bambaşka hasletlere sahiptir.
GEMUHLUOĞLU: GENÇLİĞE ÖNDER OLDU
Babası Fethi beyin dünyaya geldiği yıllarda İstanbul elitleri ile kurulan yeni Cumhuriyet arasında bir takım kültürel problemler bulunduğuna dikkat çekerek konuşmasına başlayan Dr. Mehmet Ali Gemuhluoğlu da şunları söyledi: Göztepe’de toplanan aydınlar, elitler bu problemlerden bahsediyorlardı. Fethi Gemuhluoğlu’da 1930-1940’lı yıllarda daha ortaokul, lise talebesiyken o aydınların bu problemlerden bahsettiği kahvehanelerde, evlerde bu problemleri dinleyerek büyümüş. O insanların çoğu Osmanlı döneminin yüksek bürokratları, yüksek askerleri, yüksek hukukçularıdır. Fethi Bey de ortaokul lise yıllarından itibaren, o insanlarla birlikte oluyor, onlardan etkileniyor. 1950 seçimlerinden hemen önce Mareşal Fevzi Çakmak vefat ediyor. Fevzi Çakmak o dönem ki hükümet olan Cumhuriyet Halk Partisi tarafından çok fazla önemsenmiyor. Fethi Gemuhluoğlu da o dönem Cumhuriyet Halk Partisi hükümetine karşıdır. Ve o hükümetten korkmadan üniversite gençliğini hareketlendiriyor. “Mareşal’in cenazesini biz bir milli kahraman olarak defnetmeliyiz” diyor. Kimler bu öğrenciler? İstanbul Teknik Üniversitesi’nde okuyan rahmetli Erbakan, rahmetli Özal, rahmetli Demirel’de o öğrencilerin arasındadır. Onları ağabeyleri, önderi olarak örgütleyerek, Cumhuriyet Halk Partisinin iktidar olduğu bir dönemde Harbiye binasından içeriye girerek rahmetli Mareşal’in cenazesini alıyorlar ve sırtlarında Eyüp’e kadar götürüyorlar.1950’li yıllardan itibaren Fethi Bey, etrafında kendisinden daha genç olan üniversite öğrencilerine bir hususun altını çizerek belirtmeye başlıyor. “Biz yeni bir medeniyet kurmak durumundayız, buna zorunluyuz. İslâm medeniyetinin rönesansını, yeniden doğuşunu yapacak başalt ülkesi Türkiye’dir. Çünkü birçok İslam ülkesi Batı tarafından sömürgeleştirildi ve bu ülkelerin bir öncüye ihtiyacı var. Dolayısıyla bizim bu öncülük rolünü oynamamız lâzım” diyor. Daha sonra Kıbrıs olaylarına müdahil oluyor. Bunun sonucunda Kıbrıs’ı korumak ve savunmak için İstanbul’da bir takım dernekler kuruluyor. Demokrat Parti izlenim olarak İngiltere’yi örnek aldığı için Türkiye’de Kıbrıs olayı bilinmiyordu ve bu sorunu kurdurduğu derneklerle Fethi Gemuhluğlu dile getirerek o bilinci oluşturuyordu. Bu konuda mitingler düzenliyor. Bu mitingler Demokrat Parti tarafından yasaklanıyor. Ama buna rağmen bu mitingleri düzenlemeye devam ediyor. Burada da siyasi bir mesajı var aslında. Anadolu’dan gelen zeki, parlak, çok çalışkan çocuklara burslar vererek tahsil görmelerini sağlıyor. Gençlere yüksek miktarda burs veriyor. Ve kendisinin elinden 800’e yakın profesör geçiyor. Öğrencilerinin doktoralarını ve lisanslarını tamamlamasını istiyor ve bunun için çabalıyor. Ve en sonunda onları evlendiriyor. Kendilerine denk olan elit kızlarla erkekleri evlendiriyor. Onlara iş buluyor. Devlet Planlama Teşkilatı gibi önemli alanlarda, özel sektörlerde ve kurumlarda iş buluyor. Hiçbir öğrencisi işsiz kalmıyor.
PLAKET TÖRENİ
İzleyicilerden gelen soruların cevaplanmasıyla tamamlanan programın ardından TYB Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu Dr. Ali Gemuhluoğlu’na, Dr. Mustafa Çıpan yazar Sadık Yalsızuçanlar’a ve düzenleyici Duran Çetin’de Doç. Dr. Mehmet Yalçın Yılmaz’a özel tasarlanmış Mevlevi destar minyatürü ile TYB’nin 2020 ve 2021 kitaplarını takdim etti. Düzenleyici Duran Çetin’e de hediyesini TYB üyesi yazar Raşit Keskin verdi.