Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin düzenlediği çevrimiçi konferansta Prof. Dr. Şükrü Karatepe, “Şehir ve Medeniyet” konusunu ele aldı.
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi’nin 2023 yılında tertip ettiği kültürel etkinliklerin 36. sında “Şehir ve Medeniyet” konuşuldu. Prof. Dr. Şükrü Karatepe’nin katılıp Doç. Dr. Ahmet Akman’ın düzenleyici olduğu panel TYB Konya Şubesi sosyal medya kanallarından yapıldı.
Prof. Dr. Karatepe “Kalabalık nüfuslu yerleşimler olan şehirler, bölgede uzun zaman sürecinde yaşayan farklı toplumların ürettiği kolektif değerin birikimi üzerine kurulur. Sınırsız ihtiyaçların karşılandığı şehirde, tarım dışı sektörler gelişir, çok yönlü mal ve hizmetler üretilir. Şehir toplumu, kırsal yerleşimlere göre daha fazla örgütlüdür; resmi ve sivil kurumlar güçlenip kademelenir. Kamu otoritesi şehirde daha fazla hissedilir. Önemli araştırma ve eğitim kurumları şehirde ortaya çıkar; bilim, kültür, sanat, siyaset ve yönetim şehirde gelişir; maddi servet ve zenginlik şehirde çoğalır.” dedi.
Medeniyet kavramının başlangıcından bahseden Prof. Dr. Şükrü Karatepe “Klasik dönemde, İslam dünyasının üç temel dili olan Arapça, Farsça ve Türkçede “medeniyet” kelimesi yoktu. Müslümanlar, Batılılaşma hareketlerinden önce, Latince kökenli civilisation teriminin Türkçe karşılığı olarak tanımlanan medeniyet terimine yabancıydı. Fakat lügatlerinde, medeniyet ile akraba olan Arapça kökenli medine, medeni, temeddün kelimeleri vardı. Medine şehir, medeni şehirli, temeddün ise şehirde yaşamak anlamına geliyordu. Klasik dönemde, bayındırlık ve imar anlamına gelen ümran kelimesi de Türkçede yaygın olarak kullanılıyordu. Cemil Meriç, civilisation teriminin Türkçe karşılığı olarak medeniyet yerine ümran teriminin kullanılmasını teklif etmektedir.” söyledi.
Şehirleşme konusuna değinen Şükrü Karatepe “Kimlik oluşumunda, şehirlerin bulunduğu coğrafya, üzerine kurulduğu arazinin konumu ve jeolojik özellikler birinci derecede önemlidir. Çevrelerindeki, dağ, tepe, nehir, göl, körfez, sazlık gibi doğal zenginlikler şehirlerin özgün kimlik unsurlarıdır. Ceyhan ve Seyhan Nehirleri olmadan Adana, Boğaz olmadan İstanbul, Erciyes olmadan Kayseri, Körfez olmadan İzmir, Göl olmadan Van düşünülemez. Kıyı kentlerinin kimlikleri karasal alanda kurulan şehirlerden, düzlükte kurulan şehirlerin imajı ve kimliği yamaçlara kurulan şehirlerden farklıdır. ” diye konuştu.
(Yunus Köroğlu)