Türkiye’nin tuz ihtiyacının yüzde 60’ını karşılayan Tuz Gölü’nde hasat devam ediyor. Sezonda elde edilen yaklaşık 1,5 milyon ton tuzun büyük bölümü yurt içinde değerlendirilirken, bir bölümü de 60'dan fazla ülkeye ihraç ediliyor.
İç Anadolu Bölgesi’nde Ankara, Konya ve Aksaray illerinin ortasında kapalı havzada bulunan, zengin mineral yapısı ile yaklaşık 250 milyon ton tuz rezervinin bulunduğu tahmin edilen Tuz Gölü’nde 1800’lü yılların başından günümüze tuz üretimi yapılıyor.
5 havuzda 18 kilometrekarelik bir alanda üretim yapılan göl, Türkiye’nin tuz ihtiyacının yüzde 60’ını karşılıyor. Tuz Gölü’nde üretim yapılan havuzlardaki suların çekilmesiyle tuz oluşumu başlıyor. Tuz kesme makineleri ile toplanan tuzlar kamyonlara aktarılarak toplanma alanına ve işlenmek üzere fabrikaya gönderiliyor.
60'dan fazla ülkeye tuz ihracatı
Gölde ham madde ve tuz üretiminin yazın 3-3,5 ay içerisinde gerçekleştirildiğini anlatan Tuz Gölü’ndeki Koyuncu Tuz İşletmeleri Genel Müdürü Ömer Çetiner, “Bu süre içerisinde yaklaşık 1 buçuk milyon ton tuz elde ederiz. Bu elde ettiğimiz ürünün büyük çoğunluğunu yine ham madde olarak piyasada ihtiyaç olan yerlere, yaklaşık 400 bin tonunu da burada fabrikamızda katma değeri daha yüksek mamul madde haline getiririz” dedi.
Genel Müdür Ömer Çetiner 60'dan fazla ülkeye ihracat yaptıklarını anlatarak, “2010 yılında başladığımız ihracat serüvenini şu anda yılda 200 bin ton seviyelerine çıkardık. Hedefimiz önümüzdeki 4 veya 5 yıl içerisinde bu rakamı 300 bin tonlara kadar çıkarmak olacaktır. İhracatımızı genelde fabrikamızdan aldığımız mamul madde, katma değeri yüksel mamul madde olarak yapıyoruz. İhracat yaptığımız ülke şu anda 60’ın üzerindedir. Bunların başında Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Avrupa, Afrika kıtasında yaklaşık 10 ayrı ülke, Uzak Doğu ülkeleri, 60 ülkeye ulaşmış durumdayız” şeklinde konuştu.
Gıda sektörünün yanı sıra deterjan sektöründeki işletmelere de ihracat yaptıklarını anlatan Tuz İşletmeleri Genel Müdürü Çetiner, “İhracata ilk başladığımızda biz tuzumuzu aslında gıda pazarına yönelik sunuyorduk. Ama tuz bildiğimiz gibi sodyum klorür olarak kimya sektörünün olmazsa olmazı, vazgeçilmezi. Piyasadaki global firmalardan bir çoğunun ana tedarikçisi durumundayız. Şu an deterjanın ham maddesi olarak tüm dünyada yeni bir trend olarak tuz kullanılıyor. Biz de bu piyasada elimizden geldiğince buradan çıkarttığımız tuzu onların talep ettiği kalitede yine ilgili müşterilere gönderiyoruz” ifadelerini kullandı.
Su yumuşatma ve suyun sertliğini düşürmek için tablet tuz üretiminin tüm dünyada ciddi bir şekilde olduğunu ifade eden Çetiner, “Biz de bu pazarda elimizden geldiğince var olmaya çalışıyoruz. Kendi markamızı oluşturduk. Avrupa’ya, Rusya pazarına, çok ciddi tablet tuz satıyoruz. Tablet tuzun çok farklı kullanım alanları var. Otellerde, büyük sitelerde suyun sertliğinin düşürülmesi, yumuşatılması amacıyla kullanılır. Tablet tuzun bazı yerlerde, hanelerde bulaşık makinelerinde deterjanın bıraktığı izlerin giderilmesi olarak kullanımı da vardır” dedi.
Çetiner, “Temiz ürüne olan talep, burada Tuz Gölü'nde üretmiş olduğumuz tuzlara özel bir önem addediyor. Şöyle ki, denizlerde mikro plastik kirliliği, ağır metal kirliliği hat safhalarda. Dolayısıyla denizlerden çıkan tuzlar da bu kirliliğe maruz kalıyor. Oysa Tuz Gölü Anadolu’nun orta yerinde, burada en yakın deniz mesafemiz 380 kilometre Mersin. Dolayısıyla Tuz Gölü'nde ağır metal ve mikro plastik kirliliği sıfırın altındadır, hiç yoktur. Bu yönüyle de organik tuz olarak da dünyanın bir çok yerine gönderiyoruz” diye konuştu.