RİZE (AA) - Türkiye'nin Nepido Büyükelçiliğine atanan Ali Sait Akın, siyasi istikrarsızlık nedeniyle Myanmar'a gidemeyince zamanını memleketi Rize'de doğayla iç içe geçiriyor.
Hemşinli Akın, Gito Yaylası'nda zamanının büyük bölümünü doğada gezip mantar toplayarak ve hayvanlarla ilgilenerek geçiriyor. Bol bol yürüyüş yapan Akın, yayladaki komşularına ve yaylacılara zaman zaman yardım ediyor.
Akın, AA muhabirine, yaylacılığın Hemşin'in geleneksel yaşamının ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi.
Çocukluğunda yaylaların çok şen olduğunu belirten Akın, "Hemen hemen köydeki her aile yayla zamanı buralara gelir, ineklerini buralarda 3-5 ay otlatırdı. Sonra bütün bu işler birden bire durdu. Millet çay tarımına yöneldi. Köyden kente göç oldu. Köylerde çalışan nüfus pek kalmadı. Yaylalara gelmek ve gitmek de zahmetli bir hal aldı. Öylece bitti." dedi.
Akın, yaylaların turizmle yeniden canlandığına işaret ederek, şöyle konuştu:
"Bu bir yol oldu ve hayvancılık da tekrar canlanmaya başladı. Gito Yaylası'nda 5-10 aile hayvancılık yapıyor ve iyi ki de yapıyor. Çünkü inanıyorum ki bu yaylaya ayrı bir güzellik ve zenginlik katıyor. Birtakım alıştığımız lezzetleri ve görüntüleri de ancak bu sayede görebiliyoruz. Büyük bir haz alıyoruz. Dolayısıyla bunun korunması ve geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Genel olarak hayvancılığa ve çiftçiliğe daha çok değer vermemiz lazım. Bunlar bir ülkenin güzelliğidir ve zenginliğidir. Yitip gitmemeli."
Görev dolayısıyla İsviçre'de bulunduğunu kaydeden Akın, "Orada Geleceğimiz Toprak Kulübü vardı. Hafta sonları aileleri alır, etraftaki çiftliklere gezi düzenlerlerdi. Çiftlik sahibi yarım saat yaptığını anlatır, bir saat de tur yapar, bir de ikramda bulunurdu. Çok güzeldi." ifadesini kullandı.
Akın, Myanmar'da siyasi durum elverişli olduğunda göreve başlamayı öngördüğünü belirterek, şunları söyledi:
"Şu an beklemede olduğumuz için de zamanım var. Zamanım olduğunda kendimi doğal ve geleneksel yaşama yönlendirmiş durumdayım. Bunu İsviçre'de yaptım. Orada bahçeli bir evim vardı. İlk olarak domates yetiştirmekle başladım ve geliştirdim. Bendeki doğa ve geleneksel yaşam sevgisini derinleştirdi ve geliştirdi. Ben de daha başka faaliyetler içerisine girdim. Memleketimdeki yaşama ve üretime ilgim arttı. Önceleri gençken geliyordum ama üretime nüfuz etmeden geçip gidiyordum. Şimdi öyle değil. Nerede, ne ağaç var, ne ekilmiş, kim ne yapıyor, eski yaşamdan devam eden bir husus var mı? Onları izliyorum ve not ediyorum. Kendim de katkıda bulunmaya çalışıyorum. Dolasıyla bizim bu eski ve değerli yaşamımızın yitirilmemesi için karınca kararınca katkıda bulunmaya çalışıyorum."