İSTANBUL (AA) - Türkiye Varlık Fonu Danışmanı M. Hayati Öztürk, kimya sektörünün önemine vurgu yaparak, "Kimya sanayi, imalat sanayinin hepsiyle ilintisi olan bir sanayi. Dünyada kimya sanayinin girmediği bir imalat sanayi yok." ifadesini kullandı.
Kimya Sektör Platformu Başkanı ve İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği İKMİB'in 17'nci dönem başkanlığını yürüttüğü Kimya Sektör Platformu (KSP) bünyesinde iki yılda bir yapılan "Türkiye Kimya Sektör Şurası" kapsamında "Pandeminin dünya ve Türkiye kimya sektörüne etkileri ve gelecek beklentileri" oturumu Altınbaş Üniversitesi akademisyeni Prof. Dr. Emre Alkin'in moderatörlüğünde gerçekleştirildi.
Programda konuşan Öztürk, kimya sektörünün salgın döneminde verdiği sınavın çok farklı değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Ekonomik olarak baktığımızda, doğal olarak bu dünyada müthiş bir daralmayı yanında getirdi. 2020 yılında yüzde 5'lere varan bir daralma bu 6-7 trilyon dolarlık bir küçülme anlamına geliyor. Dolayısıyla kimya sanayide buradan etkilenmek durumundaydı. Çünkü kimya sanayi, imalat sanayinin hepsiyle ilintisi olan bir sanayi. Dünyada kimya sanayinin girmediği bir imalat sanayi yok yüzde 96'sı."
Salgın döneminde tedarik güvenliğinin ne kadar kritik ve önemli olduğunun ortaya çıktığını belirten Öztürk, "Bazı ülkelerin ilaç ve aktif ilaç malzemelerini tıbbi malzemeleri ihraç etme konusundaki kısıtlamaları, yasakları hatırlıyoruz." dedi.
Öztürk, söz konusu sürecin bazı önemli karar noktaları getirdiğine dikkati çekerek, "Bunlardan birisi tedarik güvenliği, bir diğeri sürdürülebilirlik, iklim değişikliği bunun getirdiği tehditler ve fırsatlar.Bir diğeri de bugün çokça gündeme geldi yeni teknolojiler işte bunun başında da dijitalleşme." değerlendirmesinde bulundu.
Petrokimya alanında Türkiye'nin önünde önemli imkanlar olduğuna dikkati çeken Öztürk, şunları kaydetti:
"Geleceği etkileyecek bir önemli gelişmede artık yakıt bazlı rafineriler dünyanın gündeminde olmayacak daha çok petrokimyaya hammadde üreten rafineriler gündeme gelecek biz buna ikinci kuşak rafineriler diyoruz. Bugün bunlar yüzde 40-50'liler düzeyinde hammadde veriyor. 10-15 yıl sonra bu oran yüzde 80'lere çıkacak bunlarda 3'üncü kuşak rafineriler olacak.Dolayısıyla Türkiye'nin önünde bu perspektifte önemli imkanlar var."
- "Kimya sanayi devlet politikası olmalı"
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Kimya Sanayi Meclisi Başkanı Timur Erk de programda yaptığı konuşmada "Türkiye'nin pandemi sonrasında uygulanacak bir kimya sanayi devlet politikası olmalı" ifadesini kullandı.
Geri dönüşüm teknolojilerinin Türkiye'de geliştirilmesi gerektiğine dikkati çeken Erk, "Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde kimya sanayinde ürün inovasyonu gerekli. Bunun haricinde dijital yetkinliklerimizi arttırmalıyız. Ar-Ge ve inovasyon sayısal değil, nicelik kazandırmalıyız. Daha ziyade ürün geliştirme merkezleri değil hakiki anlamda Ar-Ge ve inovasyon merkezleri." değerlendirmesinde bulundu.
Erk, Türkiye'nin salgın sonrasın dönemde uygulanacak bir kimya sanayi devlet politikası olması gerektiğini belirtti.
Tedarik zinciri ve sürdürülebilirliğin önemine vurgu yapan Erk, "Tedarik güvenliği olmazsa olmazımız.Bizim vazgeçemediğimiz ekonomik bir bölge var o da Avrupa Birliği, mutlaka ilişkilerimiz daha iyileştirilmeli teşvik edilmeli. Gümrük Birliği hizmetler ve tarım ürünleri açısından mutlaka zenginleştirilmeli" ifadesini kullandı.
- "Kimya sektörü için çok şanslı bir dönem"
Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Erceber de konuşmasında, "Türk sanayisinin artık Avrupa'yla Amerika'yla bütünleşik bir şekilde ve onların mevzuatlarına uygun bir şekilde hareket ederek, işbirliklerini geliştirmesi gerekiyor.Yolumuz bu şekilde olmak zorunda diye düşünüyorum. Çünkü kimya gelecek, ülkemizin ve bütün ekonomilerin geleceği bunda. Çok hızlı ve akıllı projeler yaratmak lazım." ifadesini kullandı.
Erceber, Türkiye açısından büyük bir ivme yaratacak büyük bir sanayi potansiyelini gerçekleştirmenin ilk adımlarını atmak için çok uygun bir zaman olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"İhracat siparişleri 2021'in başından beri neredeyse yağıyor Türkiye'ye.Açıkçası kimya sektörü için çok şanslı bir dönem.Bunu fırsata çevirmek çok doğru bir hareket olur. Hem sanayiciler olarak hem üst yönetim olarak politikacılar hükümet ve bakanlıklar nezdinde ciddi bir işbirliğiyle ülke menfaatine olan her şeyin yerine getirilmesi lazım.Bu şekilde sanayinin dönüşümü , Yeşil Mutabakat , sınırda karbon ayarlama mekanizması bütün bunların bir havuzun içinde değerlendirip hiç birisinin eksik kalmaması gerekiyor.Türkiye'de yatırım için yeni bir hamle yeni bir ufuk açmak gerekiyor.Büyük bir ivme yaratacak büyük bir sanayi potansiyelini gerçekleştirmenin ilk adımlarını atmak için çok uygun bir zaman."