İSTANBUL (AA) - Türk Eğitim Derneği (TED) bünyesinde yer alan TEDEM tarafından yaptırılan "Siyasi Partilerin Eğitim Vaatlerinin Seçmen Tercihlerindeki Rolü Araştırması"nın sonuçları kamuoyuna duyuruldu.
TED adına KONDA Araştırma ve Danışmanlık A.Ş. tarafından yapılan araştırmanın sonucu Ortaköy Feriye'deki toplantıyla açıklandı.
Aralık ayında yaklaşık 3 bin kişi ile gerçekleştirilen araştırmada "Siyaset neye öncelik versin?" sorusuna gelen yanıtlar arasında ilk sırada "Ekonomi", ikinci sırada "Eğitim Sistemi", üçüncü sırada "Sağlık Hizmetleri", dördüncü sırada "Hukuk Sistemi", beşinci sırada "Göçmen Politikası", altıncı sırada ise "Yeni Anayasa" yer aldı.
Araştırmaya göre, her 4 gençten 1'i mevcut siyasi partilerin hiçbirinin kendisini temsil etmediğini düşünüyor.
Gençlerin yaklaşık 3'te 1'i oy tercihini partilerin seçim dönemindeki çalışmalarına bakarak karar veriyor.
Gençlerin yüzde 54'ü, Türkiye genelinin ise yüzde 43'ü oy değiştirme esnekliği daha yüksek olan "Partisiz" ve "Son Dakikacı Seçmen" gruplarında bulunuyor.
Katılımcıların yüzde 45'i, gençlerin ise yüzde 57'si seçim vaatlerine göre oyunu değiştirebileceği yönünde yanıt verdi.
Araştırmaya katılanların yüzde 56'sı, gençlerin ise yüzde 67'si "eğitimi düzelteceğine inandığı siyasetçi için oyunu değiştirebileceği" şıkkını seçti.
"Siyasi Partilerin Eğitim Vaatlerinin Seçmen Tercihlerindeki Rolü Araştırması"na göre, toplumun yüzde 34'ü aldığı eğitimin kendisine bir şey katmadığını düşünüyor.
Araştırmaya katılan her 10 kişiden 8'i Türkiye'nin ancak eğitim seviyesi yükselirse güçlü bir ülke olacağını belirtti.
Katılımcıların yüzde 67'si, gençlerin ise yüzde 84'ü imkanı olsa çocukları veya kendilerinin yurt dışında eğitim almasını istediğini ifade etti.
Eğitimin meslek kazandırmadaki rolünün sorulduğu çalışma kapsamında gençlerin yüzde 94'ü öğrencilerin iş dünyasına hazırlanacak şekilde yetiştirilmesini "önemli" ve "çok önemli" buldu.
- "Okul başarı puanı yoksul aileler için engeldir"
TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, eğitimde pozitif ayrımcılık yapılması önerisinde bulundu.
Pehlivanoğlu, okul başarı puanını değiştirmeleri gerektiğini dile getirerek, "Okul başarı puanı, yoksul aileler için bir engeldir. Çünkü kolejlerde okuyan çocukları Türkiye ortalamasına tabi tutuyoruz. Diyorlar ki, 'X okulunda okuyan bininci, Y okulunda okuyan birinciden akademik olarak daha başarılı oluyor.' Bir toplumda sosyal adaletsizliği ortadan kaldırmak için pozitif ayrımcılık yapmanız gerekiyor yani okul içinde sıralamanız gerekiyor. Bir okulun yüzde 1, yüzde 2, yüzde 3'lük dilimiyle okul başarı puanını vermeniz gerekiyor." diye konuştu.
11'inci sınıfta öğrencilere diploma verilmesi önerisini sunan bulunan Pehlivanoğlu, şunları kaydetti:
"Liseyi yeniden 11'e indirmek kolay olmayabilir. 11'inci sınıfta standart lise diploması alan öğrenciler okul başarı puanına göre meslek yüksekokulu, ön lisans ve açık öğretim programlarına direkt gitsin. Bu öğrencilerin okul başarı puanına göre havuzu azaltmış olacağız. Üniversite sınavına giren öğrenciler bir yıllık avantaj elde etmiş olacaklar. Mecburen okumak mecburiyetinde kalmayacaklar. Akademik olarak devam edecek çocuklar 12'nci sınıfta üniversite sınavına hazırlanacaklar. Yani mühendis olacaksa ilgili dersleri alacak."