İSTANBUL (AA) - Türk Böbrek Vakfı (TBV) Başkanı Timur Erk, Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan Türkiye Şeker Tüketimini Azaltma Rehberi'nin, şeker tüketimi konusunda Türkiye'de önemli farkındalık yaratacağını belirterek, aşırı tuz tüketiminde olduğu gibi aşırı şeker tüketiminin azaltılması konusunda da vakfın tüm gücüyle sahada olacağını belirtti.
Vakıftan yapılan açıklamada, şeker ve şeker ilave edilmiş besinlerin fazla miktarda tüketiminin başta obezite olmak üzere kardiyovasküler hastalıklara, böbrek hastalıklarına, diş çürüklerine, bazı kanser türlerine, tip 2 diyabete ve bazı metabolik sorunlara neden olduğu kaydedildi.
Özellikle çocukları tehdit eden önemli sağlık sorunlarından olan obezitenin, her yıl yaklaşık yüzde 8 artış göstermesinin tehlikenin ve acil önlem alınmasının zorunluluğunu ortaya koyduğuna işaret edilerek, araştırma sonuçlarının Türkiye'de 1,8 milyondan fazla çocuğun obez olduğunu gösterdiği aktarıldı.
Türkiye Şeker Tüketimini Azaltma Rehberi'nde ambalajlı gıdalarda, toplu beslenme yapılan yerlerde ve şekerli gıda üreten yerlerde kullanılan şeker miktarının, 2025 yılına kadar kademeli olarak yüzde 10 azaltılmasının planlandığı hatırlatıldı.
TBV Başkanı Timur Erk, konuya ilişkin değerlendirmesinde, Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu tarafından lanse edilen Türkiye Şeker Tüketimini Azaltma Rehberi'nin, şeker tüketimi konusunda Türkiye'de önemli farkındalık yaratacağına inandığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Vakıf olarak son 10 yıldır aşırı şeker ve tuz tüketiminin azaltılması için aralıksız saha çalışmalarıyla konunun önemine vurgu yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Devlet tarafından da konunun ele alınmasının güveni ile şeker tüketiminin zamanla azalacağı yayınlanan rehberde belirtiliyor. Türk Böbrek Vakfı olarak aşırı tuz tüketiminde olduğu gibi aşırı şeker tüketiminin azaltılması konusunda da gerek projeler, gerekse etkinliklerle her zaman olduğu gibi toplum sağlığı yararına tüm gücümüzle sahada olacağız."
- "Rehber iyi bir başlangıç"
Obezitenin dünyayı tehdit ettiğini ve bu konuda en büyük etkenin ise beslenme olduğunu anlatan Erk, farklı ülkelerin farklı modellerle uzun veya kısa vadede bir dizi önlem çalışması ortaya koyduğuna değinirken, şunları paylaştı:
"Türk Böbrek Vakfı olarak paketli gıdaların içerik etiketlerinde, gıdadaki şeker ve tuz oranına dikkat çekmek, tüketicilerin farkındalığını arttırmak ve daha sağlıklı seçimler yapmalarına rehberlik yapmak adına, etiketlerde şeker, tuz ve kalori miktarlarının 'Trafik Işıkları Modeli' tarzında olması için çalışmalarımızı başlatmış ve Tarım ve Orman Bakanlığına bu konuda öneride bulunmuştuk. Bakanlık bu önerimizi henüz sonuçlandırmadı. Dolayısıyla aşırı şeker tüketiminin azaltılması yönünde yapılacak her türlü toplamsal çalışmaya her zaman olumlu yaklaşıyor ve destekliyoruz. DSÖ tarafından belirlenmiş olan kişi başına günlük tüketilen şeker miktarının 50 gramı geçmemesi gerekirken, halen 2 katından fazla olan ülke şeker tüketiminin azaltılmasına yönelik bu rehber, ulaşılması gereken hedefe uzak olmakla beraber, iyi bir başlangıçtır. Bu konudaki sağlık harcamalarına ve koruyucu hekimliğe olumlu yansıyacağını düşünüyoruz."
- Öneriler
Erk, aşırı şeker tüketiminin azaltılması için sadece şekerli gıdalardaki şeker miktarının azaltılması yeterli olmadığına işaret ederek, Türk Böbrek Vakfının çalışmaya katkı sağlayacak önerilerini şöyle sıraladı:
"Bu düzenlemeleri uygulayacak, denetleyecek ve takip edecek kurum ve kuruluşların tespit edilmesi, çocuklar açısından paketli gıda reklamlarının yayın saatlerinde düzenlemeye gidilmesi, reklam giderlerine ayrılan büyük bütçeler göz önünde bulundurularak, yeni vergilerle satış fiyatlarının artırılması, aşırı şeker içeren ürünlere erişimleri azaltılması/zorlaştırılması, bu vergilerle sağlanan kaynakların, sağlıksız beslenme sonucu ortaya çıkan sağlık sorunlarının önlenmesine ve/veya tedavisine yönelik olarak gelişen sağlık harcamalarında kullanılması, şekerli gıdaları aşırı tüketmenin getirdiği sorunların çocuklarımıza ve ebeveynlerine açık ve net olarak anlatılması, uygun yaş gruplarına yönelik olarak müfredat düzenlenmesi, doğal ve sağlıklı gıdaların yaygın olarak tanıtılması/hatırlatılması, yerel gıdalarla beslenmenin öne çıkarılması."