İSTANBUL (AA) - AK Parti İstanbul Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Adem Yıldırım, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Adalar İlçe Temsilciliği binasının İstanbul Büyükşehir Belediyesince (İBB) tahliye edilmek istenmesine ilişkin, "Henüz kira sözleşmesine ilişkin Sulh Hukuk Mahkemesinin tahliye kararı yokken böyle bir hukuksuzluğun ısrarla devam ettirilmesi derebeylik değil de nedir?" ifadelerini kullandı.
Yıldırım, yazılı açıklamasında, Adalar'da olay konusu yapılan yerin, 7 Haziran 2018 tarihinde İBB tarafından Türkiye'nin gençlerine hizmet etmek amacıyla kamu yararı ve gençlerin yararı gözetilerek 10 yıllığına Borçlar Yasası kapsamında kiralanmış bir yer olduğunu belirtti.
Aradaki ilişkinin her vatandaşın yakinen bildiği ev sahibi-kiracı ilişkisi gibi olduğunu, bundan başka da bir anlam taşımadığını ifade eden Yıldırım, "Bu durum göstermektedir ki İBB'nin tüm kiracıları tehlikededir. Bir gece ansızın yüzlerce zabıta İBB kiracılarının mallarını gasp edebilir." değerlendirmesini yaptı.
Yıldırım, şöyle devam etti:
"Yüzlerce zabıtayla 10 yıllık kiralanmış bir yeri işgal eden İBB yetmezmiş gibi hukuksuzluğuna CHP ilçe ve il örgütünü de dahil etmiştir. Şu bilinsin ki bir yerin tahliyesini ancak o yerdeki Sulh Hukuk Mahkemeleri yapar, CHP il ve ilçe örgütleri değil. CHP'nin örgütleri sizin icra ve tahliye memurunuz ise başka. Kimi dahil ederseniz edin ne yaparsanız yapın millet bizimle beraber. Artık tutunduğunuz algı balonları elinizde patlayacak. Biz çok iyi biliyoruz ki sizler Adalardaki yaptığınız yolsuzluk ve usulsüzlüğü örtmek için, kaybolan atların hesabını vermemek için böyle içi boş algı operasyonları çekiyorsunuz. Ama artık İstanbullu bu algıları yemiyor haberiniz olsun. Öncelikle şunu belirtelim ki kira hukukuna ilişkin uyuşmazlıkların çözüm ve görüm yeri Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Kaldı ki İBB tarafından imza edilen kira sözleşmesinde uyuşmazlığın önce tarafların mutabık kaldığı bir arabulucu ile nihayetinde İstanbul Adli Mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmıştır. Ayrıca kira sözleşmesinin 17. Maddesi'nde, Medeni Kanun'un 2. Maddesi'nde belirtilen iyi niyet kurallarının ve kira hukukunu düzenleyen Borçlar Yasası'nın temel yasal dayanak olduğu taraflarca kabul edilmiştir."
Adem Yıldırım, açıklamasında şunları kaydetti:
"Bu sözleşmeye rağmen, meri hukuka rağmen hukuk tanımaz İBB, CHP il örgütünü de güvenlik memuru gibi kullanarak gençlerimize saldırmaktadır. Oysa oradaki gençler tüm Türkiye'deki gençlerimiz gibi Türkiye'nin ve İstanbul'un yüz akı gençleridir. 16 milyonun içinde olan bu gençlerimizi ayrıştırmayın, İstanbul'u bölmeyin, toplumu kutuplaştırmayın. Borçlar yasamız, medeni kanunumuz ve diğer yasal düzenlemeler açık seçik ortada iken henüz kira sözleşmesine ilişkin Sulh Hukuk Mahkemesinin tahliye kararı yokken böyle bir hukuksuzluğun ısrarla devam ettirilmesi derebeylik değil de nedir? Bizler ve Türkiye'nin gençleri hukuka her zaman saygılıdır. Elinizde varsa bir tahliye kararınız buyurun getirin, siz zahmet etmeden gençlerimiz burayı tahliye edecektir. Öyle CHP'li örgüt üyelerini tahliye memuru gibi kullanmanıza gerek yok. Burası bir hukuk devletidir."
- Kaftancıoğlu: "Sürecin önünde hukuki hiçbir engel kalmamış"
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da Büyükada İskelesi'nde yaptığı açıklamada, iskelenin 2005'te bir protokolle İBB'ye devredildiğini, iskelenin üst kısmının ise 2018'de TÜGVA'ya 10 yıllığına kiralandığını belirterek, şöyle konuştu:
"İBB, burayı incelediğinde görmüş ki kiralayan vakıf, burayı üçüncü kişilere devretmiş. Bu üçüncü kişiler, -bir siyasi partinin ya da yandaşlarının ya da TÜGVA'lıların her kimse bilmiyoruz- burayı kullanmışlar. İBB, protokolde uygun olmayan işlemi yaptıkları için tahliyeleri yönünde tebligat yollamış. Tebligatın gereği yerine getirilmemiş. Yine İBB Başkanımız, yargıya başvurmuş. Tahliye işlemiyle birlikte TÜGVA'nın tahliye işleminin iptali için bir dava açmışlar. Bu davada TÜGVA, 27 Ocak 2021'de yürütmeyi durdurma kararı almış, tahliye sürecini durdurmuş. Ama İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nin 28 Mayıs 2021 tarihli ve 2021-158 sayılı kararı ile tahliye işleminin iptali ve yürütme durdurulması işleminin reddine karar verilmiş ve sürecin önünde hukuki hiçbir engel de kalmamış. Yani 16 milyon İstanbullunun olan Büyükada iskelesinin tahliye edilmesi gerektiği yargı eliyle de tescil edilmiş."