SARAYBOSNA (AA) - Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Bosna Hersek Federasyonu Transfüzyon Tıbbı Enstitüsü'ne kan bileşenlerini ayırıcı cihaz temin etti.
TİKA Saraybosna Koordinatörü Muhammed Ünal, yaptığı açıklamada, enstitüde yılda 20 bin civarı kan hastasına hizmet verildiğini ve 37 bin kan ve kan bileşenlerinin işlendiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Enstitünün ihtiyaç duyduğu bir adet otomatik kan ve kan bileşenlerini ayırıcı cihaz, TİKA Saraybosna Program Koordinasyon Ofisi tarafından temin edilmiştir. Bugünkü bağışlanan cihaz sayesinde hastalara tedavileri süresince daha sağlıklı ve kaliteli biri hizmet sunulması hedeflenmektedir."
Bosna Hersek'te kan ve kan bileşenleri denilince akla gelen en önemli kurumun bu enstitü olduğunu ifade eden Ünal, "Sağlık sektörü bizler için en önemli sektörlerden birisi. Bundan sonraki süreçte de görev yaptığımız ülkelerde, sağlık alanında projelere devam etmeyi planlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Bosna Hersek Federasyonu Transfüzyon Tıbbı Enstitüsü'ne yapılan desteğin önemine dikkati çeken Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçisi Sadık Babür Girgin, "Türkiye Cumhuriyeti, TİKA aracılığıyla Bosna Hersek'in geliştirilmesi için yardımda bulunuyor. Bu destek sayesinde daha önce birkaç makina ile yapılan işi tek başına yapabilecek bir cihaz hediye ettik. Bu cihaz, Bosna Hersek vatandaşlarına hizmet edecek." dedi.
Koronavirüs salgını ile sağlık sektörünün öneminin daha da arttığını belirten Girgin, "TİKA ve diğer kuruluşlarımız vasıtasıyla her sektörde desteklerimize devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
Bosna Hersek Federasyonu Transfüzyon Tıbbı Enstitüsü Müdürü Aida Dozo, "TİKA'nın bu desteğini, tıbbın çok da duyulmamış bir dalına yapılıyor olmasından ötürü çok mutluyum. Her ne kadar da tedavilerin ilk aşamasında rol oynuyor olmasak da, transfüzyon dalı olmadan iyi bir sağlık sisteminin olması da düşünülemez. Enstitümüze bağışlanan bu cihaz ilk günden beri kesintisiz hizmet vermekte. Umarım uzun yıllar boyunca işlevselliğini koruyacak." dedi.
Dozo, "Daha önce sahip olduğumuz cihazlar sık sık bozuluyordu, bu yüzden sürekli gergin durumdaydık. Bağışlanan kanları yeterince işleyemiyorduk." diye konuştu.