BURSA (AA) - Ticaret Bakanı Mehmet Muş, "Bu şartlar içinde 7,3'lük büyüme gerçekten aslında Türk ekonomisinin ileriye dönük de nerelere geleceğinin en önemli göstergelerinden. O açıdan çok sevindirici bir haber. Resesyon, stagflasyon tartışması yaşanıyor dünyada. Tüm bu gelişmelerin içinde gerçekten büyük bir başarı." dedi.
Muş, kentteki bir otelde düzenlenen "Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi Özel Oturumu"nda yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğindeki büyüme rakamlarını değerlendirdi.
İlk çeyrekteki yüzde 7,3'lük büyümenin önemli olduğunu belirten Muş, Türkiye'nin geleneksel büyümesi yüzde 5 olarak düşünüldüğünde onun üzerinde yaklaşık yüzde 50 daha fazla bir büyüme sağlandığını vurguladı.
Muş, Türkiye'nin geleneksel ortalamasının üzerinde bir performans gösterdiğini aktararak şöyle devam etti:
"Bu aslında sağlıklı bir şey. Bir de bu büyüme oranını dünyanın mevcut konjonktürü içinde düşünmek lazım. Bir taraftan pandemi sonrasındaki yaşanan zorluklar, akabinde Türkiye'nin kuzeyinde ortaya çıkan gerilim. Rusya ve Ukrayna arasındaki problem, bu noktada ülkelerin birbirlerine karşı aldıkları ekonomik yaptırımlar. Dolayısıyla bunlar da dünya ekonomisindeki büyüme oranlarını etkiliyor. Bu şartlar içinde 7,3'lük büyüme gerçekten aslında Türk ekonomisinin ileriye dönük de nerelere geleceğinin en önemli göstergelerinden. O açıdan çok sevindirici bir haber. Resesyon, stagflasyon tartışması yaşanıyor dünyada. Tüm bu gelişmelerin içinde gerçekten büyük bir başarı."
- İhracat hedefi
Türkiye'nin geçen yıl 225 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini, hedefin bu yıl arttığını anlatan Bakan Muş, şunları kaydetti:
"Şimdiye kadar geldiğimiz rakamlarda aslında biz bu hedefin uzağında değiliz, bu hedefi yakalayacağımızı düşünüyoruz. Tabii doğal olarak şu soru soruluyor, 'Hedef bu değildi, 230 gözüküyordu, 250 konuldu. Şimdi bunun da üzerine çıkacak mısınız?'. Bizim takip ettiğimiz özellikle Türkiye'nin kuzeyindeki gelişmeler olmamış olsaydı, daha stabil olsaydı, biz bunun üzerine çıkmayı hedefliyorduk. Gelişmeleri yine takip ediyoruz ama ilk amacımız bu 250'yi (milyar dolar) yakalamak. Dolayısıyla sonrasında onun üzerine çıkmak gibi bir çaba içinde olacağız. Çünkü gelişmeleri bilemiyoruz. 2-3 ay sonra nasıl bir tabloyla karşılaşacağımızı bilemediğimiz için ihtiyatlı gitmek istiyoruz ama çok olağan dışı bir gelişme olmazsa bu hedefin üstüne çıkmak gibi bir azmimiz olacak. İhracat demek üretim, kapasite artırımı, ülkeye döviz girdisi ve Türkiye'nin ürünlerinin dış pazarlarda kendisine yer bulması demek. Bu açıdan geçmiş dönemlerde yakaladığımız başarıların misli ve kat kat üstünde bir başarıyı Türkiye kazanmış durumda."
- Enerji fiyatları
Muş, tüm dünyada enerji fiyatlarının astronomik şekilde arttığına işaret ederek "Buradaki astronomik rakamlar tüm ülkelerin hem fiyatlamasını hem içerideki fiyatlama davranışlarını, enflasyonla ilgili hedeflerini altüst etti. Biz ortalama 35-40 milyar dolar enerji faturası ödüyorduk. Geçen sene 50 milyar dolar ödedik. Bu yıl rakamlara baktığımız zaman takriben, fiyatların bu şekilde devam etmesi durumunda 100 milyar doların üzerine çıkıyor. Aslında geçen seneki rakamlar da yüksekti, 50 milyar dolardı. Öyle bir rakam ödemiş olsaydık, biz bu yıl cari fazla veriyorduk. Türkiye aslında ortaya koyduğu iddiasını başarabilecekti." ifadelerini kullandı.
Enerji fiyatlarındaki öngörülmez, beklenmedik artışların Türkiye'yi hedeflerini yakalamasında biraz geciktireceğini dile getiren Muş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla enerji fiyatlarının bu şekilde devam edeceğini, sürekli bu şekilde gideceğini açıkçası beklemiyorum. Astronomik bir fiyat yükselişi var, normal bir şey değil bu. Enerjiyi aldığınız zaman zaten Türkiye, hizmet ihracatını da koymuyorum, sadece dış ticaret olarak aldığınız zaman Türkiye'nin ihracatı geçen ay ithalatını geçti. Peki, enerji ithalatını nereden karşılıyordu Türkiye? Turizm gelirleri, hizmet ihracatından karşılayabiliyordu. Pandeminin de dünya gündeminden çıkmasıyla Türkiye'nin hem turizm gelirleri hem de hizmet ihracatıyla aslında ortalama ödediği enerji faturasını karşılayabiliyordu ve biz cari fazlaya gidiyorduk. Bu yıl, bu beklenmedik fiyat artışları bizi bu hedeften biraz geri çekti. Enerjiyi çıkardığınız zaman Türkiye'nin ihracatı ithalatından fazla. Dolayısıyla böyle bir gerçeklik var. Bu gerçeklikle hareket etmek durumundayız. Biz rakamları açıkladığımız zaman 'işte ihracat artıyor ama cari açık da artıyor'un gerekçesi enerji fiyatları."
- İhracatı Geliştirme AŞ
Bakan Muş, mart ayında faaliyete geçen İhracatı Geliştirme AŞ'ye (İGE) de değinerek "Şimdi bu İhracatı Geliştirme AŞ'ye yeni ortaklar da geliyor. Onunla alakalı çalışmamız da devam ediyor. Dolayısıyla bunun yapısı daha kuvvetlenmiş olacak." dedi.
İhracatı Geliştirme AŞ'nin daha emekleme aşamasında olduğunu anlatan Muş, "Birkaç yıl içinde ciddi yapıya ulaşacak. Çünkü kaynakları çok iyi. Belli yerlere kesilen kaynakları buraya kanalize ettik. Aslında ihracatçı biriktirdiği kaynağı buraya aktarıyor ve ipotek problemini bu yapı çözmüş oluyor." diye konuştu.
Muş, İhracatı Geliştirme AŞ'nin ilk etapta daha küçük ve orta ölçekli işletmeler için finansman sağladığını vurgulayarak "Tabii daha çok yeni sistemleri var. Kurumsal bir yapı oluşturuldu. Analitik değerlendirmeler, matematiksel bir puanlama yapılıyor. Şirket o puanı aldıktan sonra direkt Eximbank üzerinden ihracat kredisini kullanabiliyor, başka herhangi bir ilave ipoteğe ihtiyaç duymadan. İhracatını yapıp, kaynağını getirip kredisini kapattığı zaman ona tekrar ilave bir kefaret sağlanıyor. Bizim gördüğümüz tablo şu. Şu anda çok ufak, çok yeni ama çok hızlı büyüme kabiliyeti ve potansiyeli var. Şuna inanıyoruz, birkaç sene içinde ihracatçımızın ihracata yönelik yaşadığı teminat, ipotek meselesini ortadan kaldırabilecek bir yapı. Çünkü çok odaklı bir yapı burası." değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)