Türk Ceza Kanunu'nun "Kişilere Karşı Suçlar" isimli ikinci kısmında, "Hürriyete Karşı Suçlar" başlığı altındaki yedinci bölümde, 106. madde ile tehdit suçuna ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Bu maddede, tehdit suçunun temel ve ağırlaştırıcı nitelikteki halleri tanımlanmıştır.
Bu yazımızda genel hatlarıyla tehdit suçu üzerinde durulacaktır ancak konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için tehdit suçu ile ilgili daha ayrıntılı kaynaklara veya ceza hukukunda uzman bir hukuk bürosuna İstanbul veya çevresinden başvurulabilir.
Tehdit suçu, fail tarafından iradi olarak bir kötülüğün belli bir şahsa karşı, gelecekte gerçekleşecekmiş gibi gösterilmesiyle işlenir. Bu kötülüğün haksız bir zarar veya mağduriyete yol açacağının bildirilmesi yoluyla meydana gelir. Tehdit, sözlü ya da davranışsal bir bildirimle gerçekleştirilebilir ve bireylerin huzurunu korumayı hedefler. Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarında, tehdit suçunun var sayılabilmesi için aşağıdaki ilkeler önem taşır:
Failin, mağduru ciddi anlamda korkutabilmesi için, tehdidin objektif olarak sonuç doğurabilecek nitelikte olması gerekir. Ayrıca, tehdidin mağdur üzerinde etkili olup olmamasının bir önemi yoktur.
Tehdit suçu, esasen bir gözdağı verme fiilidir ve failin tehdidini gerçekleştirme zorunluluğu yoktur. Önemli olan, mağdurun psikolojik huzurunun bozulmasıdır. Tehdit suçunun gerçekleşebilmesi için gereken şartlar şunlardır:
Bu suç tipinde korunan hukuki değer, bireylerin huzuru ve güven içinde yaşama duygusudur.
Doğrudan tehdit suçunda, tehdit edici ifadeler doğrudan mağdura karşı kullanılır. Bu tür tehditler yüz yüze, telefonla veya sosyal medya araçları üzerinden gerçekleştirilebilir.
Gıyapta tehdit suçunda, failin iletme niyetiyle bir başkasına mağdur hakkında tehdit içerikli ifadeler kullanmasıyla suç meydana gelir. Burada önemli olan, failin iletme niyetiyle hareket etmesi ve tehdidin muhatapta etkili olup olmamasının öneminin olmamasıdır.
Tehdit suçunun ispatı, ses kayıtları, mesaj dökümleri, tanık ifadeleri gibi çeşitli delillerle mümkündür. Delillerin değerlendirilmesi soruşturma ve kovuşturma aşamasında gerçekleştirilir.
Basit tehdit suçunda, mağdurun yaşamı veya malvarlığı değerlerine yönelik tehditler bulunur. Yaşam hakkına yönelik tehditlerde 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası, malvarlığına yönelik tehditlerde ise 6 aya kadar hapis veya adli para cezası öngörülmüştür.
Nitelikli tehdit suçlarında, mağdurun daha fazla savunmasız bırakılması veya korkutulması durumlarında, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir
.
Malvarlığına yönelik basit tehdit suçları şikayete tabidir ve şikayet süresi 6 aydır. Tehdit suçları, uzlaşma yoluyla çözülebilen suçlardandır. Tehdit suçunun zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Tehdit suçları için yetkili mahkeme, suçun işlendiği yerin Asliye Ceza Mahkemesi'dir.
Yargıtay 4.Ceza Dairesi, Esas: 2009/ 13483, Karar: 2011 / 17641, Karar Tarihi: 18.10.2011 ilamında;
“Kamu Görevlisinin Kamusal Yetkiyi Kullanmakla Tehdit Etmesi
Belde Belediye Başkanı olan sanığın belde sakinlerinden birinin evini icra yoluyla satın alan şahsın eşini makamına çağırıp “evini eski sahibine satılması hususundaki teklifinin kabul olunmaması üzerine “bu evi sana yar etmem, zaten ruhsatı yok yıktırırım şeklindeki sözleri tehdit suçunu oluşturur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli ve uygun olması yeterlidir. Ayrıca somut olayda muhatap üzerinde etkili olması gerekli değildir.”
Yargıtay 4.Ceza Dairesi, Esas: 2008/ 2076, Karar: 2009 / 14671, Karar Tarihi: 16.09.2009 ilamında;
“Eski kız arkadaşına “Benden kolay kurtulamazsın, seni bırakmam, inan yüzüne kezzap dökerim” şeklinde not gönderen failin fiili tehdit suçunu oluşturur. Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup, genel kast suçun yasal tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Tehdit suçunda, olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
Dava: Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Karar: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.
Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
Sonuç: Bozmayı gerektirmiş ve katılan Zekiye vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16.09.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi. “
Ceza davalarının süresi, mahkemenin yoğunluğuna ve dosyanın kapsamına bağlı olarak değişiklik gösterir. Adalet Bakanlığı'nın belirlediği hedef süreler bulunmaktadır, ancak bu süreler sadece temel yargılama sürecini kapsar.
Ceza avukatı vekalet ücreti, Türkiye Barolar Birliği tarafından her yıl belirlenen "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi”ne göre düzenlenir. Bu ücretler sabit olmayıp, davanın özelliklerine göre değişiklik gösterebilir.