ROMA (AA) - TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Akif Çağatay Kılıç, küresel tarımsal üretiminin yüzde 80'ini gerçekleştiren G20 ülkelerinin, gıda güvenliğine ilişkin politikaların ele alınmasına öncülük etmesi gerektiğini söyledi.
Kılıç, G20 Dönem Başkanı İtalya'nın ev sahipliğinde yapılan G20 Parlamento Başkanları Zirvesi'nin ikinci gününde "Pandemi sonrasında sürdürülebilirlik ve gıda güvenliği" başlıklı oturumda konuştu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle son derece sancılı bir dönemden geçildiğini belirten Kılıç, salgının birçok meselede olduğu gibi gıda güvenliği konusunda da mevcut sorunlara yenilerini eklediğini, çözüm yollarını zaruri kıldığını gözlemlediklerini söyledi.
Kılıç, "Bu durum gıda güvenliğine ilişkin politikaların da yeniden ele alınmasını gerektiriyor. Dünyanın küresel tarımsal üretiminin yüzde 80'ini gerçekleştiren G20 ülkeleri, bu çalışmalara öncülük etmelidir." dedi.
Son dönemde dünyanın bir kısmında hiç gelmeden çöpe atılan yemeklerin, bir yanında ise yiyecek bulamayan insanlar olduğunu vurgulayan Kılıç, "Her iki tarafın sayıları giderek artıyor. Ancak bugün bir lokma ekmeğe dahi ulaşamayan insanlardan bahsediyoruz. Küresel düzeyde her yıl yaklaşık 1,3 milyar ton gıda kaybı ve israfı yaşanırken her gece 810 milyondan fazla insanın yatağa aç girdiğini biliyoruz. Bunlar hepimizi üzmesi gereken istatistikler." ifadesini kullandı.
Kılıç, dünyada aşı konusunda ortaya çıkan ikiliklere işaret ederek "Üzülerek söylememiz gerekiyor; biz aşı konusunda dahi hep birlikte karar alamıyoruz. DSÖ'nün öncülüğünde bu çalışmaları yapacağımızı dile getiriyoruz. DSÖ'nün kabul ettiği aşıları dünyanın her yerinde kabul etmiyoruz." diye konuştu.
- "Temel hak, yaşam hakkı"
İnsanların aşı yaptırdığını ancak aşı ayrımından ötürü seyahat edemediklerine dikkati çeken Kılıç, şunları kaydetti:
"İnsanı kısa sürede ölüme götürebilen bu hastalığa karşı beraber hareket edemediğimiz sürece, uluslararası kurullarda gıdamızın sürdürülebilir ve güvenli şekilde ulaşımını sağlamak için nasıl beraber hareket edeceğiz. Bizim medeniyetimiz, komşusu açken kendisi tok yatmaması gerektiğini söyleyen bir medeniyettir. Dünyanın da bu açıdan bakması gerektiğini düşünüyorum.
Temel hak, yaşam hakkı. O yaşam hakkını sürdürebilmek için ortaya koyduğumuz doktrinler, kurallar, kanunlar, bunlar konusunda beraber hareket etmezsek dünyamızın kıt kaynaklarını hızlı şekilde tüketir, bu da hepimiz için felaket olur. Kovid-19 salgını hepimizi uyandırma noktasında, kendimize getirme noktasında büyük bir uyarı olmuştur."