TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye'nin kendi eksenini tahkim etmek mecburiyetinde olduğunu belirterek, "Allah'a çok şükür artık zaman gelmiştir. Artık Türkiye böyle bir güce, böyle bir kudrete, böyle bir imkana kavuşmuştur." dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 14. Büyükelçiler Konferansı kapsamında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve beraberindeki büyükelçileri kabul etti.
TBMM Tören Salonu'ndaki kabulde konuşan Kurtulmuş, büyükelçileri TBMM'de ağırlamaktan onur duyduğunu söyledi.
Tarihi bir dönemin hemen başında olduklarını dile getiren Kurtulmuş, dünyanın yeniden yapılandığını, bu yapılanmanın Türkiye için önemli fırsatları barındırdığı bir döneme girildiğini ifade etti.
2023 yılının Türkiye'nin ikinci asrının başlangıcı olduğunu anımsatan Kurtulmuş, önceki asrın büyük mücadelelerle, büyük zorluklarla geçtiğini belirtti. Gelinen noktanın yeterli olmadığının altını çizen Kurtulmuş, Cumhuriyetin ikinci asrı için yeni hedefleri ortaya koymak, bu hedeflere odaklanmak gerektiğini vurguladı. Kurtulmuş, Cumhuriyetin ikinci asrını, dünyada itibarlı, güçlü bir Türkiye'nin yüzyılı yapmak için mücadeleyi her alanda sürdüreceklerini kaydetti.
"Sözü güçlü, gücü tesirli Türkiye"
Numan Kurtulmuş, sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye'yi oluşturmak mecburiyetinde olduklarını ifade ederek, "Sözümüzün güçlü olması, haklı olması, doğru projeleri, doğru fikirleri, doğru siyasetleri takip ediyor olmamız önemli bir şey ama tek başına yeterli değil. Bu gücü sözünüzün arkasına koyamıyorsanız sadece doğru söz söyleyen ülke olursunuz. Sözünüzün arkasına güç koyamadığınızda zaman zaman yalnızlaştığınız, söylediğiniz haklı tezlerin bir karşılık bulmadığı dönemi de yaşarsınız. Onun için Türkiye'nin hem sözünü güçlendireceğiz hem bu sözün arkasındaki güçlerimizi çok daha kuvvetli hale getireceğiz." diye konuştu.
Dış politikanın artık sadece Dışişleri Bakanlığının icrasının çok ötesinde olduğunu söyleyen Kurtulmuş, savunma diplomasisinden Milli İstihbarat Teşkilatının faaliyetlerine, Türkiye'nin yumuşak güç unsurları olan TİKA'dan Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığına kadar yumuşak güç faaliyetleriyle dünyada Türkiye'nin sözünü güçlü hale getirecek bir dönem yaşadıklarını ifade etti.
"Türkiye kendi eksenini tahkim etmek mecburiyetinde olan bir ülke"
Kurtulmuş, ilerleyen dönemlerde dış politikayla ilgili ikinci temel hedefin Türkiye eksenini tahkim etmek olduğunu belirtti. Bu tartışmanın yıllardır yaşandığını anlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Yıllarca Türkiye'nin geçmişini bilmeyenlerin, Türkiye'nin nereden geldiğini ve nereye gitmekte olduğunu kavrayamayanların zaman zaman eksen kayması tartışması açarak Türkiye'yi başkalarının gündemi üzerinden köşeye sıkıştırmaya çalıştığını çok iyi hatırlıyoruz. Türkiye kendi eksenini tahkim etmek mecburiyetinde olan bir ülkedir. Allah'a çok şükür artık zaman gelmiştir. Artık Türkiye böyle bir güce, böyle bir kudrete, böyle bir imkana kavuşmuştur. Onun için diyoruz ki biz başkalarının çizdiği eksenlere göre değil, başkalarının bize durmamızı gerektiği yeri söylediği yerde durarak değil Türkiye'nin milli menfaatlerini koruyarak, Türkiye'nin aynı zamanda bütün elindeki imkan ve fırsatları bilerek, rasyonel, ütopik olmayan ama bu gerçeklik içinde Türkiye Yüzyılı hedeflerini de ıskalamayan bir Türkiye ekseni tahkim etmek mecburiyetindeyiz."
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye'nin dış politikasının üçüncü büyük hedefinin de adil, hakkaniyetli ve yeni bir küresel sistemin kurulabilmesi için mücadele etmek olduğunu kaydetti.
Bugünkü dünya sisteminin bu haliyle devam etmesinin imkan ve ihtimalinin olmadığını dile getiren Kurtulmuş, "En son Afrika kıtasındaki uyanışı temsil eden yeni çıkışların, dünya siyasetine çok kökten değişikliklerin geleceğini gösterdiğinin açık bir işaretini yaşıyoruz. Cumhurbaşkanımızın yıllardır dile getirdiği ve 'Dünya beşten büyüktür' diyerek özetlediği yeni hakkaniyetli, adil bir dünya kurulması çabasına, sesimizi yükselttiğimiz, gücümüzü daha fazla gösterdiğimiz takdirde dünyanın dört bir tarafından insanların katılacağı aşikardır. Şu sözü hepimiz hatırlıyoruz: 'İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yeni bir dünya kurulur ve Türkiye oradaki yerini alır'. Şimdi öyle bir noktaya geldik ki, yeni bir dünya kurulacak ve Türkiye buradaki öncü rolünü mutlaka alacaktır." ifadelerini kullandı.