Kültür ve Turizm Bakanlığı, Konya Büyükşehir Belediyesi, Türk Dünyası Belediyeler Birliği, İnsan ve Medeniyet Hareketi, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve Bahariye Sanat Atölyeleri iş birliğiyle hazırlanan “Zamanını Aşan Miras; İpek Yolu Sergi ve Sempozyumu” Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş’un katıldığı programla açıldı.
Türk Dünyası Belediyeler Birliği ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, dilleri, kültürleri, medeniyetleri ve inançları birbirleriyle buluşturan İpek Yolu’nun, geçtiği yerleri sadece ekonomik anlamda değil, pek çok noktada ileri taşıyan bir insanlık mirası olduğuna işaret etti.
Binlerce yıllık tarihi, geçmişinin de omuzlarına yüklediği sorumluluk bilinci içerisinde olan Konya’nın İpek Yolu’nun merkezinde yer almasından dolayı, bu insanlık mirasına sahip çıkmak ve onu yeni nesillere anlatmak amacıyla önemli bir adım attığını vurgulayan Başkan Altay, şöyle devam etti: “İpek Yolu’nu tanıtmak ve yeniden canlandırmak adına Büyükşehir Belediyemiz İnsan ve Medeniyet Hareketiyle birlikte Zamanı Aşan Miras: İpek Yolu adlı bu önemli projeyi ortaya koymuştur. İnanıyoruz ki uluslararası niteliğe hayiz olan bu proje kıtaları birbirine bağlayan gönül coğrafyamızın bir araya gelmesi, kaynaşması ve güç birliğine gitmesine önemli bir köşe taşı olacaktır. Türkiye’mizde Konya ve İstanbul’da, Özbekistan’da Semerkand ve Taşkent’te, Azerbaycan’da da Bakü şehrinde birbirinden farklı sergiler, sunumlar, geziler, söyleşiler, konferanslar ve workshop’larla zengin bir içerikten oluşan bu eserimiz yeni ufuklar açacak. Yine bu kıymetli eser vesilesiyle 41 kıymetli zanaatkar ve 36 bilim insanı buluşturulmuş tema üzerinde hazırlanan 60 parça özgün eserden oluşan müstesna bir sergi oluşturulmuştur. 5 aylık süreyi kapsayan bu projenin gönül coğrafyamıza ve fikir dünyamıza yeni açılımlar sağlayacağına canı gönülden inanıyorum.”
Başkan Altay, programa katılan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a ve projenin hayata geçmesine vesile olan tüm paydaşlara teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ise, tarih boyunca siyaset, devletler arası ilişkiler ve dünya üzerinde hakimiyet mücadelesinin verildiği ve kültür, sanat, medeniyet ve bilim aktarımının yapıldığı yolların bulunduğunu anımsatarak, bu anlamda İpek Yolu'nun, Baharat Yolu'nun, Tuz Yolu'nun ve Amber Yolu'nun geçmişte kendi bölgeleri içerisinde önemli fonksiyonlar icra ettiğini dile getirdi. Özellikle İpek Yolu'nun yaklaşık 300 milyonluk bir nüfusa ulaşan Türk dünyasının tam da göbeğinde yer aldığını ve uluslararası bir hattı oluşturduğunu ifade eden Kurtulmuş, Orta Asya'dan başlayarak Anadolu kıtasına kadar gelen ve buradan da Balkanlar'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada, İpek Yolu'nun vermiş olduğu dayanışmanın, kültürel ve bilim alanındaki aktarımların çok büyük tarihsel önemi bulunduğunu vurguladı.
Kurtulmuş, uluslararası ilişkiler ve dünya dengeleri bakımından yeni bir dönemin başladığını belirterek, bu yeni dönemin çok kutuplu bir dünya sistemi olacağını ifade etti.
Bu çok kutuplu dünyanın kurulmasında farklı kültür ve medeniyet havzalarının harekete geçmesinin kaçınılmaz olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Bu çerçevede tam da doğu-batı ekseninde, dünyanın bütün mücadele alanlarının neredeyse en stratejik bölgelerinde yer alan ve tamamına yakını Türk-İslam medeniyetinin bir parçası olan, Türkçe konuşan Türk topluluklarının yer almış olduğu 300 milyonluk bir akstan bahsediyoruz. Tarihte bu aksa 'Turkuaz Aksı' adı verilmiş. Bunun yeniden canlanması, hareketlenmesi için de özellikle son yıllarda fevkalade ciddi bir ivme yakalanmıştır” diye konuştu.
“SİYASİ VE KÜLTÜREL İŞ BİRLİKLERİNİN ARTIRILMASINA VESİLE OLACAKTIR”
İpek Yolu Projesi'nin Çin ve diğer Asya ülkelerinin de içinde olabileceği küresel büyük bir proje haline dönmesi istidadında olduğunu gördüklerini ifade eden Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Özellikle Çin'in Yol ve Kuşak Projesi'yle Türk dünyasını da içine alacak olan İpek Yolu Projesi'nin birbirleriyle bütünleştirilebilecek yapılar olduğu aşikardır. Böylesine önemli bir girişimin dünya ticaretinin gelişmesine büyük katkısı olacağı gibi, üzerinden geçtiği bu hat boyunca ülkelerin de siyasi ve kültürel iş birliklerinin arttırılmasına vesile olacaktır. İşin bu siyasi tarafı ayrı bir konu. Ama çok önemli, çok dinamik bir konu olarak önümüzde duruyor. Önümüzdeki dönemde, dünya sistemindeki farklı mücadele alanlarından birisi de bu çok kutupluluk üzerinde, özellikle Asya'da gelişecek olan yeni eğilimlerdir. Bu yeni eğilimlerin merkez üslerinden birisi de nasıl tarihte İpek Yolu'nun önemli kervansarayları Konya'da yer aldıysa, bu dönem içerisinde bu hattın ağırlık merkezi olarak da Türkiye, Anadolu kıtası ortaya çıkmaktadır. Bunu önümüzde dikkatle, titizlikle çalışmamız gereken bir alan olarak görüyor ve kabul ediyoruz."
İslam medeniyetlerinin, medreselerle bir taraftan dini ve manevi ilimleri güçlü bir şekilde öğretirken, diğer taraftan da dünyayı anlamak için maddi ilimlerde de zirve olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Bir tarafta Uluğ Bey'in, Fergani'nin, İbni Sina'nın, Farabi'nin diğer tarafta Bahaddin Nakşibendi'den Ubeydullah Ahrar Hazretlerine, Maturidi'ye ve Buhari'ye kadar büyük alimlerin yer aldığı, tabiri caizse iki kanadı da çok kuvvetli bir kuş gibi yükselebilen bir medeniyeti inşa etmeyi başarmışlardı" dedi.
"TÜRKİYE'NİN KÜLTÜR VE SANAT ALANINDAKİ GELİŞMELERİ ISKALAMASI DÜŞÜNÜLEMEZ"
Kurtulmuş, İslam medeniyetinin bütün büyük eserlerinin hepsinde denge ve itminanın ortaya koymuş olduğu olağanüstü yüksek bir simetri bulunduğunu söyledi.
Süleymaniye Camisi'nin hiçbir noktasında bir simetri eksikliği görülemeyeceğini, o yapıyı ortaya koyan insanların hepsinin itminan içerisinde hareket eden ve kainatı bir denge içerisinde gören insanlar olduğunu ifade eden Kurtulmuş, Türkiye olarak bu noktada hassas davranmaları gerektiğini söyledi.
Projeye katkıda bulunan bütün kurum ve kuruluşları tebrik eden Kurtulmuş, şöyle devam etti: "Önümüzdeki dönem dünya siyasetinde, dünya dengelerinde çok kutuplu bir dünya sisteminin kurulacağı bir dönem olduğu gibi Türkiye için de fevkalade önemli, tarihsel bir dönemdir. Cumhuriyet'in ikinci asrı ya da yeni Türkiye Yüzyılı olarak ortaya koymuş olduğumuz bu hedefler sadece bir tek alanla kısıtlı kalamaz. Türkiye, ekonomisi güçlü bir ülke olacak, milli savunma sanayisinde güçlü bir ülke olacak, altyapıları dünyada rekabet edebilen bir ülke olacak ama bütün bunların üstünde ve belki bütün bunları da ortaya çıkaracak şekilde Türkiye'nin mutlaka kültürde, sanatta, edebiyatta ve bu anlamdaki estetik değerleri önceleyen çalışmalarda da öncü olması lazım. Türkiye gibi küresel ölçekte iddiası ve hedefi olan bir ülkenin özellikle kültür, sanat alanındaki bu gelişmeleri ıskalaması asla düşünülemez. Bunun için her alanda güçlü bir şekilde çalışmayı sürdüreceğiz. Özellikle İpek Yolu Projesi'ni bu anlamda çok anlamlı bulduğumu ifade etmek istiyorum. Burada yeniden küresel ölçekteki medeniyet, kültür, sanat ve estetik değerlerimizi öne çıkaracak çalışmaları ortaya koyacağız.”
Konuşmaların ardından 60 parça özgün eser, mücevher ve parfümden oluşan serginin açılışı gerçekleştirildi. Kurtulmuş ve protokol daha sonra 41 sanatçıya ait hat, tezhip, çini ve ahşap eserlerin yer aldığı sergiyi gezdi.
Programa, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, IRCICA Genel Direktörü Mahmud Erol Kılıç, sanatçılar ve akademisyenler katıldı.
"Zamanı Aşan Miras; İpekyolu Sergisi", Eyüpsultan’daki Bahariye Mevlevihanesi’nde 25 Haziran'a kadar ziyaret edilebilecek.
Uluslararası nitelikte hazırlanan proje kapsamında 13 Ekim’e kadar Konya başta olmak üzere, Özbekistan’ın Semerkand ve Taşkent şehirlerinde ve Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de sergiler ve sempozyumlar gerçekleştirilecek.(Veli Şengül)