İSTANBUL (AA) - Sudanlı uzmanlar, ülkede geçiş sürecinde dengeli şekilde yürümeyen dış politikanın siyasi istikrara bağlı olduğunu vurguladı.
Türkiye-Sudan ilişkileri ve Sudan'daki geçiş süreciyle ilgili İstanbul'da düzenlenen sempozyumda ülkedeki dış politikanın geleceği ve bölge ülkelerinin müdahaleleri ele alındı.
Sudan Kalkınma Enstitüsü'nden Marafi Abdalla Albahi Alhussein, Sudan'ın tek adam rejiminden demokratik çeşitliliğin olduğu bir sürece geçtiğini ifade etti.
Alhussein, "Demokratik geçiş sürecine engel olan bazı ülkeler bulunuyor ve bu rejimler demokrasiye geçişten korkuyor. Suudi Arabistan bu ülkelerin başında geliyor." dedi.
Geçiş dönemindeki düzensizliğin dengeli bir dış siyaset izlenmesini engellediğini dile getiren Alhussein, istikrarsızlığın ülkeyi Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin müdahalesine açık hale getirdiğini söyledi.
Arizona Üniversitesi'nden Muhammed Abdelrahman İbrahim Muhammed, Sudan-Türkiye ilişkilerinin geleceğinin istikrara bağlı olduğunu ifade ederek, "Sudan'daki istikrar ilişkilerin geleceğini belirleyecek." dedi.
- Hızlı Destek Güçleri paralel bir devlete dönüştü
Hartum Üniversitesinden Dr. Hassan Elhagali Ahmed, Sudan'daki paramiliter silahlı gruplar ve son yıllardaki dönüşüme ilişkin konuştu.
Sahel bölgesinde gittikçe güçlenen silahlı örgütlerin dünyanın diğer yerlerinden farklı taktik ve metotlar benimsediğini belirten Ahmed, "Darfur, Çad'da ya diğer bölgelerde çatışmalar hep yüz yüze yapılıyor ve bu zamanla bir tür savaşa dönüşüyor." diye konuştu.
Sudan'da bir dönem "Cancavidler" olarak adlandırılan Hızlı Destek Güçleri'nin sadece sınır gücü olarak kurulduğunu hatırlatan Ahmed, bu güçlerin daha sonra farklı bölgelerde de görev almaya başladığını ve sonunda başkent Hartum'da kurumsallaştığını söyledi.
Ahmed, Hızlı Destek Güçlerinin şu anda bağımsız bir silahlı güç olduğunu ifade ederek, paralel bir devlet gibi davrandığını hatta Yemen gibi ülkelere asker ihraç ettiğini anlattı.
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi'nden Dr. Ceren Gürseler, Sudan-Güney Sudan ilişkilerinin yansımalarından bahsederek, hem Sudan hem de Güney Sudan'daki istikrarsızlığın diğer ülkeyi etkileyebildiğine değindi.
Bağımsızlığın ardından son dönemde iki ülke arasındaki iş birliği ile karşılıklı bağımlılığın her alanda arttığını söyleyen Gürseler, kimi zaman ilişkiler kopma noktasına gelse de karşılıklı bağımlılığın sürdüğünü vurguladı.