Ukrayna'da Rus güçlerinin saldırılarının devam ettiği Donetsk bölgesindeki cephe hattında yaşayan siviller, Pokrovsk şehrinde yer alan tren istasyonuna gelerek ülkenin daha güvenli bölgelerine doğru yola çıkıyor.
Rusya ile Ukrayna arasında 24 Şubat'ta başlayan savaş nedeniyle milyonlarca Ukraynalı sivil evlerini terk etmek zorunda kaldı. Özellikle savaşın başında ülkeden adeta bir göç seli yaşandı.
Rus saldırısı nedeniyle yerlerinden olan milyonlarca Ukraynalı, ülkelerinden ayrılarak Avrupa ülkelerine göç etti. Ukrayna güçlerinin direnişi sayesinde savaşın başlamasından yaklaşık 2 ay sonra Rus güçleri, başkent Kiev ve ülkenin kuzeyindeki birliklerini çekmek zorunda kaldı. Rusların geri çekilmesiyle ülkenin batısı ve Kiev'deki güvenlik gözle görülür şekilde düzeldi. Bunun üzerine evlerini terk ederek Avrupa'nın farklı ülkelerine göç eden Ukraynalıların çoğu ülkelerine geri döndü.
Bugün itibarıyla başkent Kiev'in de aralarında bulunduğu ülkenin batı ve orta kesimlerinde savaş etkisi oldukça az ve ilk aylara oranla oldukça güvenli. Ancak ülkenin doğusu ve güneyinde Rus saldırıları devam ediyor. Ukrayna'nın doğusunda yer alan Donetsk bölgesi de saldırıların yoğun olarak yaşandığı yerler arasında. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Donetsk bölgesinde yaşayan siviller için "zorunlu" tahliye kararı vermişti.
Hem saldırıların devam etmesi hem de alınan bu karar doğrultusunda cephe hattına yakın bölgelerdeki siviller, güvenliğin daha iyi olduğu Pokrovsk kentindeki tren istasyonundan Ukrayna'nın diğer bölgelerine tahliye ediliyor.
Hasta ve yaşlıları gönüllüler tahliye ediyor
Çatışma bölgesine yakın bölgelerde yaşayan sivillerin bazıları kendi imkanlarıyla Pokrovsk tren istasyonuna geliyor. İmkanı olmayan ya da hasta veya yaşlı olan siviller için Ukraynalı yardım kuruluşları devreye giriyor. Çalışanlarının büyük çoğunluğu gönüllü olan bu yardım kuruluşları cephe hattındaki hasta, yaşlı ve imkanı olmayanları araçlarla ya da ambulanslarla alarak tren istasyonuna getiriyor.
Tahliye edilen siviller, yanlarına aldıkları birkaç valizle evlerini geride bırakarak belirsiz bir hayata doğru yola çıkıyor. Tahliye olanların çoğunluğunu yaşlılar ve kadınlar oluşturuyor.
Hasta ve yaşlıların zor durumu yürek burkuyor
Evlerini terk etmek zorunda kalan hasta ve yaşlıların yorgunlukları kameralara yansıyor. Ayakta durmakta dahi zorlanan yaşlı ve hastalar, trendeki engelli asansörü ile görevliler tarafından vagonlara bindiriliyor. İstasyona gelen trene, önce yaşlılar ve hastalar bindiriliyor. Daha sonra ise saatlerdir istasyonda bekleyen ve güvenli bir liman arayan kişilerin binişine izin veriliyor.
Tahliye treninin içinde ise hem evlerini terk etmenin verdiği hüzün hem de daha güvenli bir kentte, siren ve patlama sesleri duymadan güven içinde yaşayabilecek olmanın getirdiği karışık duygular hakim. Bu insanlar savaş nedeniyle canları kurtarma ile yıllarını geçirdikleri, tüm anılarının olduğu evlerini terk etme arasında seçim yapmak zorunda kalıyor. Trene binenler, belirsiz bir geleceğe doğru ilk adımı atıyor. Bu insanların birçoğu belki de bir daha evlerine dönemeyecek.
"Ruslar, okulları, evleri, sivilleri vuruyorlar"
Tahliye treninde 65 yaşındaki Vladimir Trudkov, Rus saldırıları nedeniyle ailesiyle Donetsk bölgesine bağlı Slavyansk kentinin Artyem kasabasındaki evini terk etmek zorunda kaldığını belirtti.
Savaşın başladığı ilk günlerde bölgelerindeki durumun iyi olduğunu ifade eden Trudkov, "Durumumuz bombardıman başlayana kadar iyiydi. Ruslar, simdi artık okulları vuruyorlar, evleri vuruyorlar, sivilleri vuruyorlar. (Yerlerimizden) Gitmek zorunda kalıyoruz. Komşumuzun evini vurdular, ben çöpü atmaya çıkmıştım. Telefonu çıkardım ve bu da sonuç. Hasar aldı." diye konuştu.
Trudkov, ülkenin batısında daha güvenli olan Lviv'e gitmeyi planladığını dile getirerek, "Sanıyorum kalacak bir yer buluruz. Biz ki Ukraynalıyız, birisi bizi yanına alır." dedi.
"Orada kalmamız artık güvenli değildi"
Tahliye treniyle bölgeden ayrılardan biri de 47 yaşındaki Roman Varenchenko. Köyleri Marinka'nın cephe hattına yakın olduğunu söyleyen Varenchenko, "Orada kalmamız artık güvenli değildi. Ben son ana kadar bunu yapmayı istemiyordum fakat şimdi bu artık çok tehlikeli. Ben orada çalışıyordum. Periyodik olarak vuruyorlardı. Benim yaşadığım köy, her gece ve her gün (ateş altındaydı)." ifadelerini kullandı.