Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

Sıfır Atık Kısa Film Yarışması'nda ödüller sahiplerini buldu

08.09.2021 16:33:00
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katılımıyla "Sıfır Atık Kısa Film Yarışması Ödül Töreni" düzenlendi.
Törende yaptığı konuşmada, yarışmaya 214 başvuru yapıldığına işaret eden Emine Erdoğan, "Ödül alsın, almasın, böyle önemli bir konu için emek harcayan her gencimiz, benim için birincidir." dedi.

Yarışmaya katılan gençlere teşekkür eden Emine Erdoğan, "Çevre konularına karşı duyarlılığınız tabiatın umududur. Dünya hepimizin ortak evidir ama gelecek yalnızca sizlerindir. O nedenle geliştireceğiniz her projede sizinle birlikte olduğumu bilmenizi isterim." diye konuştu.

Emine Erdoğan, geçen günlerde yaşanan doğal felaketlerden duyduğu üzüntüyü de dile getirerek, bu felaketlerin açtığı yaraları sarmak için el ele verilmesi gerektiğini vurguladı.

Geçen hafta Kastamonu'nun Bozkurt ilçesini ziyaret ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, şöyle konuştu:

"Devletimiz tüm gücüyle bölgeyi ihya etmek için çalışıyor. İnşallah en kısa zamanda hem sel felaketinin izlerini sileceğiz hem de ormanlarımızı yeniden yeşerteceğiz. Tabii bu yaşananlarla anlıyoruz ki iklim değişikliği ile mücadeleyi asla gündemimizden düşürmemeliyiz. İnsanın, doğayla bir ve bütün olduğu gerçeğinin içselleştirmesini sağlamalıyız. Uyarı levhaları doğayı korumaya yetmez, gerçek koruma kalkanı vicdanlardır. Gelin, bu vicdanları yetiştirelim."

Emine Erdoğan, gençlerin çektikleri filmler aracılığıyla verdiği mesajların önemine dikkati çekerek, "Farkındalık dediğimiz şey, bir insanın iç dünyasının toplamıdır. Toprağın, havanın, ormanların ve denizlerin de ay yıldızlı bayrağımıza dahil olduğunun farkına varmalıyız." dedi.

"Yaşadığımız başlı başına bir krizdir"
Kısa bir süre önce, Birleşmiş Milletlerin yeni iklim raporunun yayımlandığını anımsatan Emine Erdoğan, "Bu raporun bana göre en önemli mesajı, iklim değişikliğinin tartışmasız olarak insan ürünü olduğunu söylemesidir. Doğa üzerinde oluşturduğumuz bu stresi en hızlı şekilde azaltmamız gerekiyor. Bu sebeple, Sıfır Atık Projesi, dünyanın bugününe olduğu kadar geleceğine de yapılan büyük bir yatırımdır. Bazen 'iklim değişikliği', bazen 'iklim krizi' ifadeleriyle karşımıza çıkan bu küresel sorunu artık 'değişiklik' kelimesi maalesef karşılamıyor. Yaşadığımız başlı başına bir krizdir." değerlendirmesini yaptı.

Afetlerin birbirine eklenen uzun bir zincir haline geldiğini ve dünya nüfusunun istisnasız bu krizden etkilendiğini dile getiren Emine Erdoğan, "Birleşmiş Milletlerin verilerine göre, son 20 yılda 7 bin 500 büyük doğal afet gerçekleşti, 1,2 milyon insan hayatını kaybetti. Küresel ekonomiye etkisi neredeyse 3 trilyonu buldu." ifadelerini kullandı.

Emine Erdoğan, 2020'de Türkiye'de sıcaklık rekorlarının kırıldığına, bu yıl ise Marmara Denizi'nin müsilaja teslim olduğuna işaret ederek, "Tüm bunlar, ülkeler üzerinde ekonomiden, ticarete, hayvancılıktan, enerji kaynaklarına kadar yıkıcı etkiler yapıyor. Kuraklıkla sınanıyoruz. Gıda ve su kaynaklarımız tehdit altında. Bilim bize açık bir şey söylüyor, bu aşırı hava olaylarının sıklığı giderek artacak. Kışlar daha kısa, yazlar daha uzun ve sıcak geçecek. Maalesef ufukta yaşamın gittikçe zorlaşacağı bir dünya bizi bekliyor." diye konuştu.

Yaşanamaz hale gelen yerlerden göçlerin başlayacağına dikkati çeken Emine Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bakın bugün hayatımıza iklim mültecisi diye bir kavram girdi. Mesela Bangladeşli iklim mültecilerinin sayısı 10 milyonu aştı. 2050 yılına kadar deniz seviyesinde beklenen yükselme gerçekleşirse Bangladeş kıyılarının yüzde 17'si sular altında kalabilir. Bu durumda 20 milyondan fazla kişinin yerinden olması bekleniyor. Buradan hemen herkese seslenmek istiyorum, Sıfır Atık Projesini 7'den 70'e hepimizin seferberlik ruhuyla sahiplenmesi gerekiyor. Bu yolda hatırı sayılır bir mesafe kat ettik, hedefimiz 2023'te tüm Türkiye'de sıfır atığı yaygınlaştırmaktır."

"Yüzde 13 olan geri kazanım oranımız, yüzde 22'yi geçti"
Bugüne kadar 105 bin kurum binasında Sıfır Atık Sistemi kurulduğunu anlatan Emine Erdoğan, "Sıfır Atık Yönetmeliği ile 2021 sonuna kadar havalimanları, AVM'ler ve zincir marketler gibi insan yoğunluğunun olduğu yerlerin tamamında, sıfır atık sistemleri kurulacak. 81 ilimizin İl Sıfır Atık Yönetim Planları hazırlandı. 58 bin kurum ve kuruluş binasına 'temel seviye sıfır atık belgesi' verildi. Yüzde 13 olan geri kazanım oranımız, yüzde 22'yi geçti. İnşallah 2034 yılında, yüzde 60 seviyesini göreceğiz. 2017'den bugüne 24,2 milyon ton atık ekonomiye kazandırıldı. 3 milyon ton sera gazı salınımı önlendi. Tüm bu çalışmalardan 30 milyar lira ekonomik kazanç sağlandı. Sıfır Atık Mavi ile de 87 bin ton deniz çöpü toplandı." bilgisini verdi.

"Doğayı korumak hepimizin eşit sorumluluğudur"
Emine Erdoğan, sıfır atığın bir "yaşam kültürü" ve mümkün olan en az çöpü üretecek şekilde yaşamların tanzim edilmesi olduğunu ifade etti.

Bu bilincin yaygınlaştırılması için yoğun eğitim çalışmalarının yürütüldüğünü belirten Emine Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bugüne kadar 7'den 70'e, yaklaşık 13 milyon vatandaşımıza sıfır atık eğitimi verilmiş olması son derece sevindiricidir. Ama asıl önemli olan, insanın duygu dünyasını tabiatla yeniden buluşturabilmektir. Bize kuşlara, nehirlere, dağlara türkü yazdıran o latif ruhu yeniden giyinmeliyiz. Yeniden öten bülbülün, ırmaklardan akan su sesinin dilini konuşabilmeliyiz. Medeniyet tarihimizin alnı ak sayfalarına bir baksak, tabiatla ne kadar da zarif ve emsalsiz bir ilişki kurduğumuzu göreceğiz. Bu tecrübenin hem bugüne hem de yarına aktarılması lazım. Artık tüm insanlık olarak, doğayla sürdürdüğümüz bu kavgayı sonlandırmamız gerekiyor. Doğayı korumak hepimizin eşit sorumluluğudur."

Emine Erdoğan, dünyanın ortak ev olduğunun hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini vurgulayarak, "Herkesi 'geleceğe nefes ol' kampanyasına katılmaya davet ediyorum. Gür ormanlara dönüşecek fidanları toprağın kundağına hep birlikte saralım." ifadelerini kullandı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum: Bugün afetlerde enkazın altında kalan bir Türkiye yok
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise yaptığı konuşmada, Sıfır Atık Kısa Film Yarışması'nda ödül alan kısa filmleri keyifle izlediğini, izlerken hem mutlu olduğunu hem de gençlerle çok gurur duyduğunu belirterek, Sıfır Atık Projesi'nin gençlerin ve çocukların geleceği, ortak evi olan dünya, insanlarla aynı havayı soluyan, aynı suyu içen, aynı topraktan beslenen kuşların, sincapların, kaplumbağaların, ceylanların ve diğer tüm canlıların geleceği için çok önemli olduğunu ifade etti.

Kurum, "Sıfır Atık Projesi'ne, doğanın korunmasına gösterdiğiniz hassasiyet, üstlendiğiniz sorumluluk bizleri son derece mutlu ediyor. Yarışmamıza lise ve üniversite düzeyinde yüzlerce başvuru aldık. Gönderdiğiniz her bir film, her bir hikaye bizim için çok kıymetli, çok değerli. Emeğinize, yüreğinize, ellerinize sağlık. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız." diye konuştu.

Bugün doğada yaşayan nice canlıların, bitki türlerinin, ağaçların, ormanların iklim değişikliğinden her geçen gün olumsuz etkilendiğini dile getiren Kurum, yarışmada birinci olan Bilge Vural'ın da kısa filminde yaban hayatına zarar verecek her bir hareketin ekolojik dengeyi nasıl bozduğunu anlattığını, iklim krizinin ana nedeninin ne yazık ki insan eliyle doğaya verilen zarar olduğunu belirtti.

Bakan Kurum, Marmara Denizi'nde yaşanan müsilaj sorununun sebeplerinden birinin de iklim değişikliği olduğunu, Kastamonu'da, Sinop'ta, Bartın'da, Rize'de ve Artvin'de meydana gelen sellerin iklim değişikliğinin ülkedeki olumsuz etkilerini gözler önüne serdiğini vurguladı.

Dünyada ve Türkiye'de yaşanan son yangınların en önemli sebeplerinden birinin hiç şüphesiz iklim değişikliği olduğuna dikkati çeken Kurum, yangınlar nedeniyle vatandaşların hayatlarını kaybettiğini ve binlerce ağacın kül olduğunu dile getirdi.

Bakan Murat Kurum, şunları kaydetti:
"O ağaçların dallarına konan, ki sizin filmlerinize de konu oldu, kuşlarımızın yuvası dağıldı. Hele hele kaplumbağalarımızın o görüntüleri hakikaten içimizi acıttı. Mehmet Amca, gözü gibi baktığı koyununu, kuzusunu kaybetti. Havva Teyze üzerine titrediği zeytin, defne, keçiboynuzu ağaçlarını, Süleyman kardeşimiz yangını söndürmeye çalışırken geçim kaynağı olan traktörünü kaybetti. Çiftçilerimiz, esnafımız, evlerini, ahırlarını, ekmek tekneleri olan dükkanlarını kaybettiler. Yangınlar tamamen söndürülene kadar devletimizin tüm kurumlarıyla bölgeden hiç ayrılmadık. Milletimizin yanında olduk, acısını paylaştık. Bir seferberlik anlayışıyla hareket ettik, vatandaşımızın zararlarını karşılamak için gece gündüz çalıştık."

Yaşanan tüm bu zorlu süreçte milletin devletine olan güvenine, inancına şahit olduklarını ifade eden Kurum, onların bu güvenini boşa çıkarmayarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde, birlik ve beraberlik içerisinde, tüm bu afetlerin izini silme gayreti içerisinde olduklarını aktardı.

Kurum, yapılan çalışmalara ilişkin şu bilgileri verdi:
"Vatandaşlarımız için TOKİ Başkanlığımızla Antalya, Muğla, Kastamonu, Sinop, Bartın, Rize ve Artvin'de yöresel mimariye uygun, çevreci ve sıfır atığa uyumlu toplam 1357 konut, 1500 civarında köy evi ve 863 ahır yapıyoruz. Kastamonu ve Sinop'ta 4 sanayi sitesi yangından etkilendi ve orada da yapım sürecini başlattık. İller Bankamızla afetlerden zarar gören şehirlerimizin altyapılarını tamamen yeniledik, yeniliyoruz. Bugün artık, hamdolsun, afetlerde enkazın altında kalan bir Türkiye yok. Bugün, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, enkazını hemen kaldıran, milletin yaralarını anında saran, vatandaşlarına sıcak yuvalarını hemen yapıp teslim eden ve afetin izlerini süratle silen bir Türkiye var. Büyük Türkiye var, güçlü Türkiye var. Bugün baktığınızda bu güçlü Türkiye'nin yapmış olduğu, Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde, afet sonrasında vatandaşlarımızın acılarını paylaşmak, en hızlı şekilde acılarını ve ihtiyaçlarını gidermek için çalışan bir Türkiye vardır. Örnek verecek olursak, Ayşe Teyze'mizi alevlerin arasında bırakıp gitmeyen İbrahim Amca'mızın evini, bir aydan daha kısa bir sürede tamamladık ve kendisine teslim ettik. İnşallah diğer konutlarımızı, köy evlerimizi, ahırlarımızı da yapıp, tıpkı İbrahim Amca'nın evi gibi vatandaşlarımıza hızlı bir şekilde teslim edeceğiz."

"Ekolojik Restorasyon ve Kurtarma Operasyonu'nu başlattık"
Orman yangınlarının olduğu bölgelerde ağaçların tekrar fide vermeye, ormanın asıl sahiplerinin tekrar yuvalarına dönmeye başladıklarını söyleyen Kurum, Bakanlık olarak doğanın yeniden canlanmasına katkı sağlamak amacıyla Muğla'da biyoçeşitlilik zararının tespiti ve canlı türlerinin kaybolma riskini ortadan kaldırmak için Türkiye'de ilk kez uygulanan Ekolojik Restorasyon ve Kurtarma Operasyonu'nu başlattıklarını, çalışmalara bilim insanları, gönüllüler ve gençlerle devam ettiklerini ifade etti.

Sadece bu sene yaşanılan bu felaketlerin Sıfır Atık Projesi'nin dünyanın, gençlerin ve çocukların geleceği için ne kadar hayati olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu vurgulayan Kurum, Emine Erdoğan'ın himayelerinde yürüttükleri Sıfır Atık Hareketi'nin, iklim değişikliğiyle mücadelenin en önemli ayağı olduğunu dile getirdi.

İklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle mücadele etmek, bu etkiler nedeniyle karşı karşıya kalınan koşullara uyum sağlamak amacıyla Sıfır Atık Projesi'ni kararlılıkla sürdürdüklerinin altını çizen Kurum, sıfır atık yönetim sistemini Türkiye'nin dört bir yanında yaygınlaştırarak, farkındalık oluşturmak amacıyla 7'den 70'e tüm vatandaşlara eğitimler verdiklerini hatırlattı.

Kurum, küresel platformlarda en değerli ödüllere layık görülen Sıfır Atık Projesi ile enerjiden, sudan, depolama alanından ve petrolden büyük tasarruf sağladıklarını söyledi.

Millet bahçeleriyle, ekolojik koridorlarla, doğal korunan alanlarla yutak alanların sayısını artırdıklarını belirten Kurum, Sıfır Atık Projesi kapsamında yapılan bu çalışmalarla geri kazanım oranını yüzde 22,4'e çıkardıklarını bildirdi.

Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün dünya iklim değişikliğiyle daha etkin bir mücadele ortaya koymak için net sıfır emisyon hedefine ulaşacak çalışmalar yürütüyor. Biz de ülke olarak net sıfır emisyon hedefiyle çalışmalarımızı bakanlıklarımızla birlikte sürdürüyoruz. Bir hayalimiz var. O da çocuklarımıza tertemiz bir Türkiye bırakmak. Bu anlamda, sizlerin, gençlerimizin, çocuklarımızın, 'Sıfır Atığı', hayatının bir parçası haline getirmesi geleceğimiz için çok önemli. İşte bu salondaki manzara bunun en güzel örneğidir. Sizler güçlü Türkiye'nin yarınlarısınız, geleceğisiniz. 32 milyon gencimizin, evladımızın, dereceye giren her bir evladımızın, yarışmaya başvuran her arkadaşımızın bu konuyu dert edinmesi, üzerinde düşünmesi, proje üretmesi doğal varlıklarımızın korunması için çok önemli bir katkıdır."

Konuşmaların ardından Emine Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile yarışmada dereceye girenlere ödüllerini verdi.

Bakan Kurum, Emine Erdoğan'a günün anısına hediye takdim etti.

Sıfır Atık Kısa Film Yarışması'nda, lise kategorisinde birincilik ödülünü "Ya Geleceğimiz Karanlık ya da Sıfır Atık" eseriyle Talha Eren Kutlay, ikinciliği "Plastik Hayatlar" eseriyle Zeynepnaz Hüyük, üçüncülüğü ise "Dönüşüm" eseriyle Rabia Çelik aldı.

Üniversite kategorisinde "Yabana Atma" eseriyle Bilge Vural birinciliğe, "İz Kısa Film" filmiyle Ramazan Talha Yasım ikinciliğe, "Dünyayı Kurtarıyoruz" filmiyle Havva Demir ise üçüncülüğe layık görüldü.

Daha sora Emine Erdoğan ve Bakan Kurum ödül alanlar ve katılımcılarla fotoğraf çektirdi. Müzik dinletisinin de yer aldığı programda, sıfır atık filmi ile birincilik ödülü alan filmlerin gösterimi yapıldı. Öte yandan program öncesi Emine Erdoğan ve Bakan Kurum, Sıfır Atık Sergi Alanını ziyaret etti.

DİĞER HABERLER