İSTANBUL (AA) - Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, “Bizim artık seramikte daha katma değerli ürüne geçmemiz, daha sürdürülebilir noktaya erişebilmemiz için teknolojiyi de, inovasyonu da, markayı da beraberinde taşımamız lazım.” dedi.
Türkiye Seramik Federasyonu (TSF), Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB), Makine ve Aksamları İhracatçılar Birliği (MAİB), Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) iş birliğiyle düzenlenen "Seramik Sektöründe Yerli Makine ve Teknolojinin Geliştirilmesi" programı, video konferans yöntemiyle gerçekleştirildi.
Programın açılışında konuşan Ticaret Bakan Yardımcısı Turagay, seramik ve makine olarak iki nadide sektörün bu toplantıda bir araya geldiğini belirtti.
Turagay, Türkiye'deki seramik sektörünün dünyada ilk 10 arasında yer aldığını, seramik kaplamada Avrupa'da üçüncü, seramik sağlık gereçlerinde ise birinci sırada olunduğunu anımsatarak, bu başarıların önemini vurguladı.
Makine sektöründe önemli mesafe alındığını ancak hala önemli miktarda dış ticaret açığı verildiği ifade eden Turagay, “Önemli olan şu; gerçekten biz kendi sektörlerimiz olarak yerli makinelerin kullanımını sağlamamız gerekiyor. Hala bazı firmalarımız yabancı markanın ismini tercih ettikleri için yabancı markaya yöneliyorlar. Bir defa bu ön yargıyı kaldırmamız lazım.” diye konuştu.
Turagay, seramik sektörünün 1 milyar dolarlık ihracat yaptığına, dünya ihracatı içindeki payının yüzde 3,21, seramik kaplamadaki payın yüzde 3,82, seramik sağlık gereçlerindeki payın yüzde 2,32 civarında olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Türkiye'nin toplam dünya ihracatı içerisindeki payının yüzde 1 olduğunu gördüğümüzde aslında seramik sektöründeki rekabetçi gücümüzü açık ve net bir şekilde görüyoruz. Teknoloji ve inovasyonda daha da gelişmemiz lazım. İtalya bizden çok daha yüksek maliyetlerle üretim yapmasına rağmen teknolojik altyapısını kendi ürettiği için, makinede trendleri belirleyen teknolojiye sahip olduğu için bütün dünyaya makineleri satmaya devam ediyor. Çin, Hindistan, İspanya, Almanya da var. Bizim artık seramikte daha katma değerli ürüne geçmemiz, daha sürdürülebilir noktaya erişebilmemiz için teknolojiyi de, inovasyonu da, markayı da beraberinde taşımamız lazım. Bunları yaparsak daha da yükseleceğiz. Bunları yapamazsak 1 milyar dolar az bir rakam değil belki ama bunun üzerine çıkmayı da hedeflememiz lazım.”
- “İhracatı 2020'de hedeflerin üzerinde kapatacağız”
Rıza Tuna Turagay, Ticaret Bakanlığının kapılarının her zaman açık olduğunu belirterek, “İhracatı 2020'de hedeflerin üzerinde kapatacağız. Hedefimiz 165,9 milyar dolar ihracattı, bunun üzerinde bir ihracat rakamı gelecek.” dedi.
2021 yılında Türkiye için fırsatların doğacağına inandıklarını aktaran Turagay, aşının da etkisiyle ikinci çeyrekten itibaren dünya ekonomisinin büyüme hızının artacağına inandığını söyledi.
Turagay, dünyadaki dijital dönüşümün kaçırılmaması gerektiğini vurgulayarak, bu toplantıda iki sektörün bir araya gelerek uzun vadeli planlar üzerinde konuşmasından dolayı heyecan duyduğunu ifade etti.
Bütçenin en etkili şekilde kullanılması gerektiğini belirten Turagay, makinenin odak sektörlerden biri olduğunu, ellerindeki kaynakları, en iyi sonucu veren sektörlere en iyi şekilde kullanmak konusunda gereken özeni ve gayreti gösterdiklerini kaydetti.
- “Makine için en önemli sorun, kalite eksikliği ve güvensizliktir”
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede ise Türkiye'nin, seramik kaplama malzemesi ve seramik sağlık gereçlerinde 325 firması bulunan Avrupa'nın en büyük ülkelerinden biri olduğunu vurguladı.
Büyükdede, makine üreticisi olarak, yıllarca yerli yapılması mümkün birçok makine ve teçhizatın Almanya'dan, İtalya'dan, şimdi de yoğun olarak Çin'den getirilmesinin kendisini üzdüğünü ifade etti.
Aslında bu sektörün makinelerinin çok karmaşık olmadığını belirten Büyükdede, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık CNC tezgahlar ile 3D eklemli imalatlar, yazılımlar ve imalatların yapıldığı savunma ve uçak sanayisinde çok hassas parçaların ve silahların üretildiği bir süreçte İtalya'dan, Almanya'dan ve Çin'den ithal edilen makine hatlarının kurulması stratejik olarak bana uygun gelmemektedir. Söz konusu bütün hatların Türkiye'de yapılması mümkün hale gelmiş. Türkiye, sanayi üretim hatları için gerekli makine parklarına, insan kaynağına, yazılım ve yazılımcılara sahiptir. 1995'lerde Çin de her şeyi bizim gibi ağırlıklı olarak İtalya'dan tedarik ediyordu. Fakat bu esnada aynı anda makineleri de yaptılar.
Bu esnada biz İtalyan firmalardan komple tesisler satın alıyorduk. Şimdi Çinliler, hem ucuz hem de gerekli şartları sağlayarak makineleri ürettiler ve bütün dünya pazarına çıktılar. İtalya ve diğer makine üreticilerine planlı bir şekilde en büyük rakip oldular. Biz de olabiliriz. Bizim de yeteneğimiz var. Makine için en önemli sorun, kalite eksikliği ve güvensizliktir. Seramik üreticisi firmalarımızın kendilerini güvende hissedebilmek için anahtar teslimi hatlar alma alışkınlığı bir an önce aşılmalıdır. Yerli makine imalatçılarına öncelikle seramik üreticilerinin bir şans vermesi, desteklemesi, devletin de desteğini yanına alarak finanse etmesi ve ileriye yatırım yapması gerekmektedir."