Çevre ve sıfır atık konusunda yaptığı çalışmalarla dikkat çeken Selçuklu Belediyesi bu hassasiyeti ve misyonu farklı platformlarda da devam ettiriyor. Bu kapsamda Suudi Arabistan’ın Riyad Kenti’nde düzenlenen Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Taraflar Konferansı’na katılım sağlayan Selçuklu Belediyesi daha yeşil, daha güçlü bir gelecek için belirlenen hedeflere adım adım ilerliyor.
UNCCD'nin 30. yıl dönümüne denk gelen COP16, bugüne kadarki en büyük toprak konferansı ve çölleşmenin, toprak bozulmasının ve kuraklığın etkilerini birinci elden bilen Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde düzenlenen ilk organizasyon olması özelliği ile ön plana çıkıyor.
Çölleşmeyle mücadele kapsamında yerel yönetimler olarak birçok çalışmaya imza attıklarını söyleyen Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı: “ Öncelikli olarak karbon salınımının azaltılması ve yutak alanların çoğaltılmasıyla ilgili ciddi çalışmalar yapıyoruz ve çevremizi koruyabilmek için, çevreye olumsuz etki yapan etkenleri azaltabilmek için yerel yönetimler olarak merkezi hükümetimizle birlikte çok önemli çalışmalara imza atıyoruz. Konya Türkiye'nin en büyük yüz ölçümüne sahip şehri 42 bin kilometrekarelik bir yüz ölçümüne sahip ve Türkiye'nin tahıl ambarı. Konyamızda arpa, buğday, mısır, ayçiçeği, pancar gibi önemli stratejik ürünler üretiliyor ama son dönemde maalesef bütün bu ürünlerin üretilmesinde yer altı suyu çokça kullanılıyor. Bu sebeple hem toprakta ciddi bozulmalar meydana gelmeye başladı hem de yeraltı suyunun stratejik bir kaynak olması nedeniyle bilinçsizce kullanımı aslında çölleşmeyle ilgili de ciddi bir riski barındırıyor. Ben Konya'da bu konuda ciddi bir problem olduğunu biliyorum ama dün katıldığım oturumlarda aslında Türkiye'nin farklı bölgelerinde de aynı problemin yaşanmaya başlandığını gördüm. Aslında sadece Türkiye'de değil dünyanın bütün ülkelerinde yeraltı suyunun kullanımı ile ilgili ciddi bir sıkıntı olduğunu anlıyoruz. Çünkü yeraltı suyunu bilinçsizce ve hoyratça yeryüzüne çıkarttığımız zaman aslında yeryüzündeki su dengesini bozmuş oluyoruz ve çölleşmeyle, kuraklıkla ilgili ciddi bir riski de kendi elimizle oluşturmuş oluyoruz. Bu manada bu toplantıların önemli bir çıktısının da bütün dünyada yeraltı sularının kullanımının mutlaka belli oranlarda sınırlandırılması ve özellikle de tarımda kullanım noktasında ciddi tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki biz yerel yönetimler olarak çölleşme ve erozyonla mücadele kapsamında bütün çalışmalarımızı yapacağız ama biliyoruz ki dünyanın, yaşadığımız kürenin bir dengesi var. Bu dengeyi bozacak olan her türlü etkeni de ortadan kaldırmak gerekiyor. Bu manada bu toplantımızın çok verimli olduğunu düşünüyorum.” dedi.