ANKARA (AA) - Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, devletin kendi vatandaşının özellikle üniversiteye giden öğrencilerinin sıkıntılarını anlamak, problemlerini çözmek mecburiyetinde olduğunu belirtti.
Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında, doktorların salgın dolayısıyla hastalara yetişemediği için muayene süresinin 5 dakikaya indirildiğini, bir doktorun saatte 12 hastaya bakmak mecburiyetinde kaldığını ileri sürdü. Doktorların bu şartların altından kalkamayacağını belirten Karamollaoğlu, "Dünyada böyle bir şey olmaz, yanlış olur. Bu baskı neticesinde zaten burnundan soluyan sağlıkçılar, sağlık sisteminden çıkmaya, yurt dışına gidebilmek için çare aramaya başlıyor. Bizim doktorlarımız, sağlık çalışanlarımız hem becerikli, başarılı hem fedakar hem de hakikaten örnek olabilecek çalışmayı gösteren insanlar." diye konuştu.
Ev kiraları yüksek, yurt kapasiteleri de az olduğu için üniversite öğrencilerinin barınacak yer bulmakta zorlandığına işaret eden Karamollaoğlu, "Devlet, kendi vatandaşının ama özellikle hayata atılmak için üniversiteye giden öğrencilerinin sıkıntılarını anlamak, problemlerini çözmek mecburiyetindedir. 'Bu beni ilgilendirmez.' diyemez." ifadelerini kullandı.
Karamollaoğlu, bir gazetecinin HDP'li Sezai Temelli'nin son dönemde yaptığı açıklamaları sorması üzerine, şunları kaydetti:
"Bu iş, meşruiyet, hukuk içinde ele alınır. HDP şu anda TBMM'de temsil edilen bir partidir. 'Bunları biz dikkate almıyoruz, kale almıyoruz.' demek mümkün değildir. Onlar da TBMM'de oldukları için bugünkü hukuk sistemi içinde mücadelelerini sürdürmek mecburiyetindedirler. Onların da bu gerçeği görme mecburiyeti var. Ama biz bu gibi konularda özellikle seçime giderken bugünkü şartları da dikkate alıp bunu bir polemik konusu yapmamalıyız. Problemler, polemik konusu yapılarak çözülemez. Bazıları 'meşru değildir' diyor. Peki meşru olmayan bir siyasi partinin TBMM'yi yöneten başkanvekili orada otururken, siz ondan nasıl söz istiyorsunuz, hangi vasıfla? Bu mantığı doğru koymak icap eder. Her iki taraf için de söylüyorum, şu anda herkes ayağını yere basacak, hukuk içinde, Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları dikkate alarak bu problemin üzerine gidilecek ve çözülecek. Ben bunun, eninde sonunda sağlanacağına inanıyorum."