Türkiye'de şehirlerin başta deprem olmak üzere sel ve kuraklık gibi afetlere daha hazırlıklı hale getirilmesi için oluşturulan Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli'nin ilk toplantısı gerçekleştirildi.
Türkiye'de şehirlerin başta deprem olmak üzere sel ve kuraklık gibi afetlere daha hazırlıklı hale getirilmesi için oluşturulan Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli'nin ilk toplantısı gerçekleştirildi. Birçok bilim insanının katıldığı toplantıda Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ruhi Can Alkın da sosyoloji alanında yaptığı sunumla katkı sağladı.
İstanbul’da Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında yürütülen toplantının koordinatörlüğünü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum yaptı.
Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli'nin ilk toplantısında ana gündem maddesini Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen 11 ilde yürütülecek çalışmaların yanı sıra Türkiye'de deprem riski yüksek olan illerde yürütülecek çalışmalar oluşturdu. Toplantıya, jeoloji, sismoloji, şehircilik, inşaat, mimarlık, sosyoloji gibi alanlarda uzman bilim insanları katıldı.
Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Toplantısı'nda konuşan ve yaklaşık 7 saat boyunca akademisyenlerin sunumlarını dinleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplantıya katılan bilim insanlarına paylaştıkları tespit ve teklifleri nedeniyle şükranlarını sundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte akademisyenlerin yardımına çok daha fazla ihtiyaç duyacaklarını, bu toplantıdaki heyetle ilerleyen dönemlerde yeniden bir araya geleceklerini belirtti.
NEÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Sosyoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ruhi Can Alkın, toplantıda yaptığı sunumunda afet sonrası dönemde toplumsal güvenin yeniden tesis edilmesinin öneminden bahsetti.
Her Aileden En Az Bir Fert Afet Gönüllüsü Olsun
Dr. Alkın, küresel risk toplumunda toplumsal güvenin halihazırda kırılgan bir yapıda olduğunu, ülkemizde yaşanan bu yıkıcılıkta bir depremin afetzedeler ve toplumun geri kalan kısmında çok daha büyük ölçüde toplumsal güvensizlik yaratma potansiyeli taşıdığını söyledi. Toplumsal güvenin yeniden tesisi ve korunması adına birçok önlem ve uygulamanın hayata geçirilebileceğini kaydeden Alkın, “Bunlar arasında en elzem olarak aile toplumsal kurumunun islevselliğinden faydalanmak adına bazı temel kriterleri göz önünde bulundurarak her ailede en az bir ferdin afet gönüllüsü olması ve bu ferdin her bir afete özel arama kurtarma eğitimi alması gerekir. Böylece her bir sokakta ve mahallede çok daha fazla sayıda profesyonel insan kaynağı afet müdahalesinde bulunabilir ve bu da toplum üyelerinde afet kriz dönemleri açısından bir güven sağlayabilir. Bunun yanı sıra, böyle bir uygulama hanelerde afet öncesi dönemde güncel ve diri bir afet farkındalığı sağlar” dedi.
Ülkemizde afet yönetiminde en yetkili kurum olan AFAD'da, gerekirse kamu bütçesinin zorlanarak çok daha fazla sayıda afet müdahale ve önleme personelinin istihdam edilmesi gerektiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Alkın, “Bu sayede kamuoyunda afetle mücadelede çok daha fazla sayıda profesyonelin varlığından kaynaklı bir güven tesisi sağlanabilir. Ayrıca, bakanlık seviyesinde bir bürokratik örgütlenme ile afet meselesinin bir çerçeveye oturtulması, toplum ve kamuoyu nezdinde afetlerle mücadele açısından olumlu bir etki ve heyecan oluşturacaktır” ifadelerini kullandı.