TBMM (AA) - NATO Parlamenter Asamblesi (NATO PA) Türk Grubu Başkanvekili Ahmet Berat Çonkar'ın, "Irak'ın Geleceği: Güvenlik, İstikrar ve Bölgesel Rolü" başlıklı raporu, asamblenin Akdeniz ve Orta Doğu Özel Grubu'nun Barselona'da düzenlenen toplantısında görüşülerek kabul edildi.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanvekili de olan AK Parti İstanbul Milletvekili Çonkar, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin her vesileyle objektif olarak gündeme getirdiği tezlerinin, raporda korunduğunu ve raporun bu haliyle kabul edilerek NATO PA kayıtlarına tescil edildiğini kaydetti.
- Toprak bütünlüğü vurgusu
Raporda Irak'ın toprak bütünlüğünün öneminin vurgulandığını belirten Çonkar, 20 yıldır ABD işgali, iç savaş, terör, mezhepsel bölünme, devlet organlarının çöküşü gibi süreçlerin yaşandığı Irak'ta, güvenliğin 2019'dan bu yana gözle görülür biçimde geliştiğini, buna rağmen ülkenin içeriden ve dışarıdan birçok tehditle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Çonkar, bölgenin en güçlü dış aktörü olarak Irak'ta mevcudiyetini devam ettiren ABD'nin yanı sıra geleneksel olarak İran, Körfez ülkeleri ve Türkiye'nin Irak'ın güvenliği konusunda etkili olduğuna işaret etti. Çonkar, buna karşılık içeride faaliyet gösteren ve her biri bağımsız hareket eden güvenlik kurumlarının varlığının soru işaretleri ve sorunlar doğurduğunu bildirdi.
Özellikle DEAŞ ve PKK gibi terör örgütlerinin, Bağdat, Tahran ve Erbil tarafından desteklenen güvenlik kurumlarının parçalanmışlığından faydalandığını, hem Irak içinde hem de komşu ülkelerde faaliyet gösterebildiğini ifade eden Çonkar, şunları kaydetti:
"Mustafa El Kazımi'nin Başbakanlık görevini devralmasından bu yana Irak'ın komşu ülkelerle ve küresel güçlerle ilişkilerinde değişimler gözlemlenmektedir. Daha önceki Irak yönetimlerinin Körfez ülkelerindeki Şii protestocuları desteklemesi sebebiyle gerilen ilişkiler son dönemde daha sağlıklı ilerlemektedir. Körfez ülkeleri, Irak'a yapabilecekleri yatırımlar karşısında Irak'ın İran ile olan ilişkilerinde daha mesafeli olmasını beklemektedir.
Enerji ihracatına bağımlı olan ve yıllardır süren istikrarsızlık sonucunda zaten kötü durumda olan Irak ekonomisi, Kovid-19 salgının başından bu yana daha da kötüleşmiştir. Petrol fiyatlarının düşüşü, yaygın yolsuzluk ve piyasalardaki güvensizlik algısı yabancı yatırımcıları ürkütmekte, özel sektörün de istihdam yaratma kapasitesini baltalamaktadır. Mezhepçiliğin ekonomi ve kamu maliyesi üzerindeki etkileri de eklendiğinde durumun gitgide kronikleşmiş, 2019 yılında ülkenin her yanına yayılan gösteriler ortaya çıkmıştır. Toplumun her kesiminin devlete ve kurumlarına olan güvensizliğinin iyice gün yüzüne çıktığı bu protestoların ardından daha kucaklayıcı ve mezhepleri ön plana çıkarmayan siyasi hareketlerin ortaya çıktığı gözlemlenmektedir."