Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Siber Güvenlik Kümelenmesi bünyesinde bugüne kadar yerli ve milli imkanlarla geliştirilen 275’ten fazla ürün ve 400’den fazla hizmetin iç ve dış piyasaya sunulduğunu belirterek, "Tüm kamu kurumları, iletişim ve dijital sistemle ilgili tüm birimler, veri biriktiren ve işleyen tüm birimle, milli ve yerli sistemlere güvenmeli." dedi.
Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi'nin Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi himayesinde düzenlediği "Siber Güvenlik Haftası" etkinlikleri, Milli Siber Güvenlik Zirvesi ve Fuarı ile başladı.
Demir, açılış töreninde yaptığı konuşmada, bugünün dünyasında teknolojiye ve veriye hükmedenin, veriyi dijital ortamda üreten, kullanan ve saklayan tüm unsurlara da hükmedebildiğini söyledi.
Bu çerçevede "güvenlik" kavramının anlamının da dijitalleşmeyle birlikte büyük ölçüde değiştiğini vurgulayan Demir, bir ülkenin güvenliği ve savunması için dijital platformun önemine işaret etti.
Demir, hizmet verdikleri Türk Silahlı Kuvvetlerinin, İçişleri Bakanlığının ve Milli İstihbarat Teşkilatının geniş ölçüde siber güvenlikle ilgili projeler yaptığını ve talepte bulunduğunu aktararak, bu talepleri karşılamak için bir an önce ürünleşmeye, yerlileşmeye ve millileşmeye ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
Kamu başta olmak üzere çok geniş ölçüde siber güvenlik ürünlerinin yabancı kaynaklı olmasının kendilerini bir anlamda alarma sevk ettiğini ve bir an önce adım atılması ihtiyacını gündeme getirdiğini belirten Demir, bu doğrultuda Türk Silahlı Kuvvetlerine ait Siber Savunma Merkezi (SİSAMER) Projesi'ni yürüttüklerini bildirdi.
Demir, savunma sanayisine hizmet edecek test ve değerlendirme altyapılarının geliştirilmesi, işletilmesi ve idamesi gibi faaliyetlerin etkin şekilde yürütülmesini sağlamak üzere TRTEST Test ve Değerlendirme AŞ'yi kurdukları bilgisini paylaştı.
275’ten fazla ürün ve 400’den fazla hizmet
Siber güvenlik kümelenmesinde 200'e yakın firmanın yer aldığını dile getiren Demir, şöyle devam etti: "Türkiye Siber Güvenlik Kümesi'nin ana hedefi; Türkiye’deki siber güvenlik firmalarının sayısını artırmak, üyelerinin teknik, idari ve finansal açılardan gelişimine destek olmak, siber güvenlik ekosisteminin standartlarını geliştirmek, üyelerinin ürün ve hizmetlerinin markalaşmasına yardımcı olmak, üyelerinin ulusal ve global pazarda rekabet gücünü artırmak, siber güvenlik alanındaki insan kaynağı sayısını artırmak, niteliklerini geliştirmek ve bütün toplumda siber güvenlik bilincini geliştirmektir. Çünkü siber güvenlik meselesinin merkezinde insan bilinci var."
Demir, dijitalleşmenin hayata etkileri ve buna karşı nasıl teyakkuza geçileceğinin öğrenilmesinin önemini vurgulayarak, "Siber güvenlik, 'savunma' kavramı içerdiği kadar savunmanın içinde her zaman bir taarruz unsuru da vardır. Bunu unutmamak lazım." dedi.
Kümelenme bünyesinde bugüne kadar yerli ve milli imkanlarla geliştirilen 275’ten fazla ürün ve 400’den fazla hizmetin iç ve dış piyasaya sunulduğunu söyleyen Demir, "Tüm kamu kurumları, iletişim ve dijital sistemle ilgili tüm birimler, veri biriktiren ve işleyen tüm birimler, milli ve yerli sistemlere güvenmeli." ifadesini kullandı.
Demir, yerli ve milli ürünlerin geliştirilmesi ve kullanımına yönelik verdiği destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkürlerini iletti.
Farkındalığın artmasıyla yerli ürün sayısı ve bu ürünlerin kullanımının artmasını beklediklerine dikkati çeken Demir, "Bu anlamda bağımsızlığımızı koruma ve devam ettirme yolunda kararlılıkla yürüyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
"Bir günde ortalama 42 kez dijital dünyaya ayak izimizi bırakıyoruz"
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç da "Türkiye'deki bir kişinin ortalama olarak günde veri paylaştığı, etkileşimde olduğu cihaz veya sensör sayısı 42. Yani biz, 42 kez dijital dünyaya ayak izimizi bırakıyoruz." dedi.
Yeni gelecek teknolojiler, 5G, nesnelerin interneti, giyilebilir teknolojilerle, temas edilen cihaz sayısının daha da artacağını dile getiren Koç, şu ifadeleri kullandı:
"Ne yapmamız gerekiyor? Tabii ki dijital teknolojileri kullanacağız, çünkü hayatımızı kolaylaştırıyor. Dijital ayak izlerimizin, siber tehditlere karşı yüzeyini de artırdığını unutmamamız gerekiyor. Savaşta yeni cephe açmak gibidir, yeni dijital ayak izi bırakmak. Tüm paydaşlarla yapmak istediğimiz en önemli şeylerden bir tanesi, dijital dünyada bıraktığımız ayak izinin farkında olmak."
Koç, siber güvenliğin olmazsa olmazı olan insanda farkındalık yaratıldığında bu maça 1-0 önde başlandığını dile getirerek, "İnsanda farkındalık yaratıldıktan sonra bu verileri, yerli ve milli ürün ve yazılımlarla da korursak bu maçı kesinlikle alırız." diye konuştu.
Siber Güvenlik Haftası etkinlikleri 26 Kasım'a kadar devam edecek.