Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

Milli Savunma Bakanı Akar, AA Editör Masası'na konuk oldu: (3)

01.08.2022 14:41:00
"Oradaki bölgeyi (Suriye'nin kuzeyi) kontrol etmemizden sonra 1,1 milyon civarında Suriyeli kardeşimiz güvenilir, gönüllü ve saygın bir şekilde Birleşmiş Milletlerin tabir ettiği gibi herhangi bir zorlama olmadan evlerine döndü. Bunların takriben 500 bini de İdlib bölgesine döndü" "(F-16 uçakların satışına ilişkin) Hem Senatoda hem de Beyaz Saray'da Başkan Biden tarafından oradaki notların çıkarılması ve herhangi bir şart olmaksızın parası mukabilinde aldığımız uçakların Türkiye'ye verilmesi kon

ANKARA (AA) - Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) başarılı operasyonları sonucunda Türkiye'nin kontrolüne geçen Suriye'nin kuzeyindeki bölgelere 1,1 milyon sığınmacının gönüllü olarak döndüğünü açıkladı.


AAtölye'de Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Bakan Akar, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye'nin kuzeyinde 30 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturulacağına ilişkin açıklamasının hatırlatılması üzerine Bakan Akar, Suriye'de iç savaşın çıkmasının ardından Türkiye'nin sınırlarına ve vatandaşlarına karşı saldırılar olduğunu, önlem alınması için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sürecin muhataplarına güvenli bölge oluşturulması için çağrıda bulunduğunu anlattı.


Hem sınırların korunması hem de bölgedeki terör gruplarının etkisiz hale getirilmesi için Türkiye'nin girişimleri karşısında muhatapların sessiz kaldığını belirten Akar, "Bunun üzerine Fırat Kalkanı Harekatı'nı, Zeytin Dalı Harekatı'nı, Barış Kalkanı Harekatı'nı Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk Silahlı Kuvvetleri kendi başına yapmak mecburiyetinde kaldı ve çok şükür bunları başarılı bir şekilde icra etti." dedi.


Son zamanlarda terör örgütü PKK'nın uzantısı PYD ve YPG'nin bu bölgelere saldırıda bulunduğunu, Türkiye'nin bazı müttefiklerinin hataya düşerek bu yapılanmaları PKK'dan ayrı düşündüklerin aktaran Akar, şöyle devam etti:


"Bu kesinlikle doğru değil, kesinlikle yanlış. Aklımızla alay etmek gibi bir şey bu. Çünkü YPG'nin PKK ile hiçbir farkı yok. Oradaki gidişler, gelişler, onların elebaşları, sistemleri aynı. Bir gün orada görev yapıyor, bir gün bilmem Zap'ta, bir gün Hakurk'ta görev yapıyor, aynı kişiler. Bunları görüyoruz, duyuyoruz, istihbarat raporlarında var, açık kaynaklarda var, konuşmalarda var. Son derece pervasız bir şekilde Kandil'dekiler dahi bunu konuşuyor. İşte, 'YPG şunu yaptı, bunu yaptı, Kobani'de bunu yaptık'... Bu kadar açıkken YPG'nin PKK olmadığını söylemek gerçekten akıllara ziyan. Biz bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Bu son derece yanlış. Dolayısıyla PKK eşittir sonuna kadar YPG. Yani bunun bilinmesi lazım. Birinci husus bu. İkinci husus da hem Amerika ile hem Rusya ile yaptığımız mutabakat muhtıraları var. Biz muhataplarımıza bunu tekrar tekrar hatırlatıyoruz. O muhtıralarda bize düşen ne varsa bunları yapmak için azami gayret gösteriyoruz. Muhataplarımızın da bize verdikleri sözleri yerine getirmelerini istiyoruz.


Söz konusu terör örgütlerinin bir an önce bölgeden çıkarılması için gerekli görüşmeleri yaptıklarını, her vesileyle bu konuyu gündemde tuttuklarını belirten Akar, "Maalesef bu konuda bir zafiyet var ve zafiyet o kadar açık ki özellikle bu Tel Rıfat ve Münbiç bölgesinden, unsurlarımıza ciddi şekilde saldırılar var. Biz bunlara misliyle cevap veriyoruz. Biz şunu söylüyoruz, herhangi bir şekilde bizim bu tacizlere, tecavüzlere karşı duruşumuz itibarıyla hakkımızı, hukukumuzu, sınırlarımızı ve vatandaşlarımızı korumada hiçbir kaydı, hiçbir tahlili kabul etmiyoruz. Biz hudutlarımızın ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için nerede, ne zaman, ne lazımsa bugüne kadar bunu yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Bunu yaparken de daha öncesinde müttefiklerimizle oradaki muhataplarımızla konuştuk, teröristi gösterdik." diye konuştu.


- "Teröristlerin bölgenin geleceğinde yeri yok"


Müttefik ülkelerin kimi zaman DEAŞ'ı gerekçe göstererek söz konusu terör örgütlerine karşı Türkiye aleyhinde tutum sergilendiklerini aktaran Akar, DEAŞ'a karşı Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin mücadele verdiğini söyledi.


Akar, "Fırat Kalkanı Harekatı çerçevesinde 4 bin 500 teröristi etkisiz hale getirdik hem de göğüs göğüse savaşarak. Bugüne kadar oradaki koalisyon kuvvetlerinin hangisi bunu yapabildi? Hangisi DEAŞ ile göğüs göğüse mücadele etti? Biz ettik. Dolayısıyla bu konuda bizim bazı ilkelerimiz var. Biz terörist ya da hain ayrımı yapmıyoruz. Bir teröristle bir başka terörist grup etkisiz hale getirilemez. Bu son derece yanlış bir yol. Dolayısıyla biz buradayız. Türk Silahlı Kuvvetleri burada. Eğer herhangi bir terörist grup varsa biz mücadele yapıyoruz. Eğer bir ihtiyaç varsa müttefiklerimiz, dostlarımızla beraber DEAŞ dahil tüm terör örgütlerine karşı mücadelemizi sürdürebiliriz. Dolayısıyla biz şunu söylüyoruz, teröristlerin herhangi bir şekilde oradaki bölgenin geleceğinde yeri yok." ifadelerini kullandı.


- "Türkiye'nin yaptıklarının kıymeti bilinmeli"


Akar, terör örgütlerine karşı bugüne kadar kayıtsız şartsız mücadele verdiklerini belirterek bundan sonra da aynı mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerinin altını çizdi. Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çizdiği çerçeve kapsamında görev yürüteceklerini anlatan Akar, "Biz Türkiye'de ve Suriye'de 9 milyon Suriyeli kardeşimizin hayatını kolaylaştırıyoruz. Onlarla beraber yaşıyoruz. Onlara destek sağlıyoruz ve dolayısıyla bu sağlanan desteğin görülmesi lazım. Bunun kıymetinin bilinmesi lazım. Yaptığımız çalışma sadece kendimiz için değil, aynı zamanda Suriye'nin, Irak'ın, bölgenin güvenliği bakımından; ilaveten, Avrupa'nın, NATO'nun, Avrupa Birliği'nin güvenliği bakımından da çok değerli ve önemli olduğunu herkesin görmesi lazım." diye konuştu.


Bölgenin bir an önce istikrara kavuşması ve insanlık trajedisinin sona ermesi için Türkiye'nin samimi ve ciddi katkılar yaptığını, bu kapsamda ortaya çok önemli bir güç koyduğunu vurgulayan Akar, Türkiye'nin bu çabasının diğer ülkelerce anlaşılmasını, makul, mantıklı, objektif ve tarafsız değerlendirilmesini beklediklerini kaydetti.


Türkiye'nin normalleşme için Birleşmiş Milletler ile Irak ve Suriye'nin kuzeyine yönelik girişimlerinin olduğunu aktaran Akar, "Türkiye Cumhuriyeti, bu konuda bölge ve dünya barışına nasıl katkı sağladığının en önemli örneklerinden birini de Suriye'nin kuzeyinde verdi. Bir an önce Suriye'de anayasanın, seçimlerin yapılması ve meşru hükümetin kurulması ile herkesin sulha kavuşması en samimi dileğimizdir." dedi.


- "Güvenilir bölgelere geri dönüşler oluyor"


TSK'nın Suriye'nin kuzeyindeki operasyonları sonucu Türkiye'nin kontrolüne geçen bölgelere Suriyeli sığınmacıların gönüllü olarak geri döndüklerine işaret eden Akar, şunları söyledi:


"Oradaki bölgeyi kontrol ettikten sonra 1,1 milyon civarında Suriyeli kardeşimiz güvenilir, gönüllü ve saygın bir şekilde, Birleşmiş Milletler'in tabir ettiği gibi herhangi bir zorlama olmadan, topraklarına, evlerine döndü. Bunların takriben 500 bini de İdlib bölgesine döndü. Bizim buradaki yaptığımız şey ilave göçü ve radikalleşmeyi önlemek. Oradaki insanların sulh ve sükun içinde yaşamasını sağlamak. Hatırlayın bunların başlangıcında varil bombaları, uçak taarruzları, topçu ateşleri vardı. Orada sivil insanlar katledildi rejim tarafından. Bunlara karşı Türkiye uluslararası hukuk çerçevesinde hem sınırlarının korunması, göçün önlenmesi hem de oradaki masum insanların korunması bakımında gerekeni yaptı. Müttefiklerimizden destek bekledik maalesef beklenen desteği göremedik, göremiyoruz."


- "YPG'li teröriste taziye mesajı akıl tutulmasıdır"


Soru üzerine Bakan Akar, Türkiye'nin bölgedeki huzur ve barış ortamının güvence altına alınması için terör gruplarına karşı operasyon yaptığı dönemde, etkisiz hale getirilen terörist için ABD Savunma Bakanlığının sosyal medya hesabından taziye yayımlanmasının müttefiklik ruhuyla bağdaşmadığını vurguladı.


Bu konuyu detaylıca görüştüklerini bildiren Akar, "Gerçekten bu taziye mesajı bir akıl tutulması, izahı yok bunun. Yıllardan beri mücadele ettiğimiz PKK'nın ayrılmaz bir parçası, yani ta kendisi olan YPG'li bir teröristle alakalı böyle bir taziye mesajı yayımlanması gerçekten kabul edilemez. Amerikalı müttefiklerimiz yarın bir gün bunu hatırladıkları zaman üzülecekler. Çok yanlış bir şey yaptıklarını fark edecekler. Nitekim akabinde burada Amerikan Büyükelçiliği bizim şehitlerimizle alakalı bir mesaj yayımladı. Bir anlamda belki de durumu kurtarmaya, dengeyi sağlama gibi amaçla böyle bir şey yapmış olabilirler." değerlendirmesinde bulundu.


ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile yaptığı görüşmede Türkiye'nin hassasiyetlerini, rahatsız olduğu konuları ve beklentilerini çok açık ve net bir şekilde aktardığını belirten Akar, "Hiçbir şekilde yılmadan, bıkmadan kendi tezlerimizi, bildiklerimizi, ortaya koyduğumuz gerçekleri tekrar tekrar kendilerine söylüyoruz. Milletvekilleri, senatörler, askerler ve sivillere yaptığımız konuşmalarda bu konuları gündeme getiriyoruz. Tabii Amerika'da bazı emekli general ve emekli diplomatların bu konularda Türkiye'nin tezlerine sahip çıkıyor olmaları gerçekten bizi ümitlendiriyor. Onlar da açık açık 'PKK eşittir YPG' diyor." ifadelerini kullandı.


"ABD, PYD-YPG'den vazgeçer mi?" sorusuna Bakan Akar, "Vazgeçecek, teröristin ve terörün kalıcı olması mümkün değil. Yani terörle teröristle yaşanmaz. Bunun birinci özelliği geçicilik dolayısıyla eninde sonunda bunu anlayacaklar. Ama zarar ziyan vermeden, zaman kaybetmeden, dostluğumuza hale getirmeden, bir an önce bunun anlaşılması için çalışıyoruz." cevabını verdi.


- "F-16'ların Türkiye'ye verilmesini bekliyoruz"


Yunanistan'ın girişimleri sonucunda Amerikan Temsilciler Meclisinin Türkiye'ye satışı yapılması beklenen F-16'lar için bazı şartların yer aldığı yasa tasarısına da değinen Akar, güçlü bir Türk Hava Kuvvetlerinin aynı zamanda güçlü bir NATO anlamına geldiğini, bu nedenle F-16 konusunu önemsediklerini ifade etti.


Türkiye'nin 18 uçağının NATO'nun talebi üzerine alarm seviyesinde hazır bekletildiğini söyleyen Akar, şöyle devam etti:


"Bu uçaklar NATO çerçevesinde verilecek görevleri bekliyor. Bizim tanker uçaklarımız var. Havada ikmal yapıyor. Türk Hava Kuvvetleri NATO ile beraber çalışıyor. 70 yıldan beri bu işi eksiksiz yapıyoruz. Şimdi gelelim bu F-16 konusuna. 'F-16'ların ömrü doluncaya kadar F-35'lerle boşluğu doldurur, daha sonra da milli muharip uçağımız ile ihtiyaçlarımızı karşılarız' diyorduk. Fakat F-35'lerde çıkan bir sıkıntıdan dolayı durumu yeniden değerlendirdik. Yıllardan beri kullanmakta olduğumuz, eğitim, bakım ve ikmalinin yanı sıra araç gereçlerimizle uyumu itibariyle F-16 ile devam etmenin uygun olacağı noktasına geldik. Milli Güvenlik Kurulunda, Savunma Sanayii İcra Komitesinde bunların hepsinin çalışmaları yapıldı, Bakanlar Kurulunda konuşuldu ve Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da olurunu almak suretiyle biz bu yöne girdik. Bununla alakalı '40 adet yeni F-16 Block 70'lerden alalım, 79'unu da modernize edelim'. dedik. Bununla alakalı Haziran 2021'de girişimler oldu. Bu normal rutin bir faaliyet. Türkiye ile Amerika arasındaki tedarik konusu. Buna ilişkin yazımızı, daire başkanı arkadaşımız buradaki ataşeye verdi. O da götürdü verdi, süreç başladı. Şu ana kadarki bütün temaslar bununla alakalı. Aralıkta şubatta, martta çeşitli toplantılar yaptık. Türkiye'de üç toplantı yapıldı. Heyetler arası geniş çaplı, geniş katılımlı bütün boyutlarıyla konu konuşuldu. 15 Ağustos'ta da Amerika Birleşik Devletleri'nde tekrar bir toplantı yapılacak. Amerikan Savunma Bakanı ile yaptığımız temaslar, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın Sayın Biden ile yaptığı temaslarda, yönetimin son derece pozitif olduğunu, destekleyici olduğunu, olayın öneminin anlamının farkında olduklarını, büyük bir memnuniyetle müşahede ettik."


Bu gelişmelerin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile baş başa görüşmesinde Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları iki ülkenin çözmesi gerektiğini, üçüncü ülkelerin bu sürece dahil edilmemesi noktasında söz veren Yunanistan Başbakan Kiryakos Miçotakis'in Amerikan Kongresinde diplomatik nezaket, müttefiklik ve iyi komşuluk ilişkilerine sığmayan bir tutumla uçakların Türkiye'ye verilmemesini istediğini hatırlatan Bakan Akar, "Bir başbakan kendi ülkesi için lobi yapar, görüşme yapar, temas yapar. Burada anlaşılmaz bir şekilde 'Başka ülkeye vermeyin.' demek suretiyle bir girişimde bulundular. Bunun tutar yanı, kabul edilebilir tarafı yok. Bu gerçekten son derece ama son derece, en hafif tabirle talihsiz bir girişimdi ve bu girişimler sonucunda Kongreden birtakım şartlar da koymak suretiyle yasa tasarısı çıkarıldı. Şimdi bunun Senato ayağı var, Beyaz Saray ayağı var ve başkanlık onayı söz konusu." diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla bir heyetin ABD'ye giderek Kongre'de temaslarda bulunduğunu bildiren Akar, şunları kaydetti:


"Çok olumlu izlenimlerle döndüler. Bundan sonra bu yöntemi devam ettirebiliriz. Bunun takibini yapacağız, yapıyoruz. Hem Senatoda hem de Beyaz Saray'da Sayın Başkan Biden tarafından oradaki notların çıkarılması ve herhangi bir şart olmaksızın parası mukabilinde aldığımız uçakların, Türkiye'ye verilmesi konusunda olumlu adım bekliyoruz."


(Sürecek)


DİĞER HABERLER