Milli Mücadele'nin dönüm noktalarından, 103 yıl önce Atatürk'ün öncülüğünde Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı Erzurum Kongresi, Türkiye tarihinde önemli bir yer tutuyor.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, 23 Temmuz 1919'da emperyalist güçlerin Osmanlı topraklarını paylaşmaya çalıştığı dönemde, Erzurum Kongresi ile Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atılmasını sağladı.
Düşman işgalindeki vatan toprağını kurtarmak için bağımsızlığa giden zorlu yolu Erzurum'dan sürdüren Atatürk ve beraberindekiler, bu kongre sayesinde ülkenin bağımsızlığa giden yolunu açtı.
Doğu vilayetlerinden Erzurum, Sivas, Van, Bitlis, Diyarbakır ve Elazığ'a yönelik Ermeni tehlikesi ve kurulmak istenen Ermenistan'a tepki ile Trabzon, Rize, Gümüşhane, Ordu, Giresun'da Rum Pontus iddialarına karşı tedbir için toplanan Erzurum Kongresi, bölgesel bir kongre olmasına rağmen bütün yurdu ilgilendiren nitelik taşıyor.
"Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz"
Erzurum Kongresi, hiçbir baskı ve yönlendirme olmadan, milletin hür iradesiyle aldığı milli bir kararın hayata geçirilmesiyle Türk milletinin var olduğu ve var olmaya devam edeceğinin en önemli göstergesi oldu.
Türk milletinin var olma mücadelesindeki ilk refleksini ve kararlılığını gösterdiği tarihi kongrede alınan "Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz." kararı ile Milli Mücadele yolunda büyük bir aşama kaydedildi.
Erzurum Kongresi'nin kapanışındaki konuşmasında "Tarih, bu kongremizi şüphesiz ender ve büyük bir eser olarak kaydedecektir." diyen Gazi Mustafa Kemal, 103 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı kongrenin önemine dikkatleri çekti.
Mustafa Kemal Paşa, "Milletimizin kurtuluş umuduyla çırpındığı en heyecanlı bir zamanda, fedakar sayın heyetimiz her türlü zahmete katlanarak Erzurum'da toplandı. Duygulu, asil bir ruh ve çok güçlü bir inançla vatan ve milletimizin kurtuluşuyla ilgili köklü kararlar aldı. Özellikle bütün dünyaya karşı milletimizin varlık ve birliğini gösterdi." sözleriyle kongrenin önemine vurgu yaptı.
Tarihi kongrede alınan kararlar
Yoğun çalışma sonrası 14 gün süren ve bugünlere de ışık tutan 23 Temmuz Erzurum Kongresi'nde alınan kararlar şöyle:
- Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz.
- Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet topyekun kendisini savunacak ve direnecektir.
- Vatanı korumayı ve istiklali elde etmeyi İstanbul Hükümeti sağlayamadığı takdirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet üyeleri milli kongrece seçilecektir.
- Kongre toplanmamışsa bu seçimi Temsil Heyeti yapacaktır.
- Kuvayımilliye'yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır.
- Hıristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez.
- Manda ve himaye kabul edilemez.
- Milli Meclisin derhal toplanmasını ve hükümet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışılacaktır.
Tarihi kongrenin 103. yılının kutlandığı bugünlerde, Atatürk öncülüğünde kurulan meclisin görüşmelerini gerçekleştirdiği Erzurum Kongre Binası, büyük ilgi görüyor.
"Erzurum ve çevresi ciddi bir Ermeni tehlikesi ile karşı karşıya kaldı"
Erzurum Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu, 1. Dünya Savaşı'nın sonunda 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi ile Osmanlı Devleti'nin savaştan yenik ayrıldığını söyledi.
Anadolu'da yer yer işgallerin başladığını anlatan Küçükuğurlu, "Bu süreçte Erzurum ve çevresi ciddi bir Ermeni tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. 1. Dünya Harbi'nde Erzurum Ruslar tarafından işgal edilmişti. Sonrasında bölgede Ermeni devleti kurma hayalini güden Ermeniler bunu gerçekleştirememişlerdi. Osmanlı yenik ayrılınca bu ümitleri tekrar yeşerdi. Bu süreçte Doğu Anadolu'da Ermeni, Doğu Karadeniz'de ise Rum devleti planları vardı. Bu iki büyük tehlike karşısında Doğu Anadolu vilayetleri ve Doğu Karadeniz vilayetleri Erzurum'da büyük bir kongre topladılar." diye konuştu.
"Delegeler Erzurum'a canlarını tehlikeye atarak gelmişlerdi"
Küçükuğurlu, kongreye delegelerin seçilerek geldiklerini belirterek, bu nedenle kongreyi aslında milletin yaptığına işaret etti.
Erzurum Kongresi'nin bir üst irade tarafından planlanmadığını aktaran Küçükuğurlu, şöyle devam etti: "Erzurum'da bu kongre uzun süre ciddi müzakereler yaptı ve kararları ortaya çıktı. Bu süreçte kongrenin başlangıcında özellikle Mustafa Kemal Paşa'nın Erzurum'da bulunması ve Erzurum delegesi olarak katılması kongrenin havasında önemli bir değişiklik meydana getirdi. Ayrıca 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa'nın Erzurum'da bulunması kongre için çok önemliydi, koruma kalkanı sağlıyordu. Çünkü delegeler Erzurum'a aslında canlarını tehlikeye atarak gelmişlerdi."
Küçükuğurlu, Erzurum Kongresi'nin Cumhuriyet'in temellerinin atıldığı sivil bir inisiyatif olduğuna dikkati çekti.
Halkın kendisinin bu kongreyi topladığını ve liderini seçtiğini vurgulayan Küçükuğurlu, "O dönemde Erzurum'da bulunan özellikle İngiliz görevliler ve yazarlar, hatıralarını yazarken, Erzurum'da Cumhuriyet'in temellerinin atılmakta olduğunu söylemişlerdir. Nitekim Mustafa Kemal Paşa da bunu ifade etmiş, Milli Mücadele'nin ardından zaferden sonra 'Hükümetin şekli cumhuriyet olacak.' demiştir ve bu bizzat Erzurum'da uygulanmıştır. Yani Erzurum'da bir halk iradesi ve bu iradenin ortaya koyduğu seçimle halkın lideri seçilmiştir." değerlendirmesinde bulundu.