Konya’nın Karapınar ilçesinde bulunan "dünyanın nazar boncuğu" diye tanınan Meke Gölü 2020 yılı sonlarında tamamen kurudu. Uzmanlar, Meke’nin ancak yer altı suyu seviyesi yükselirse kurtulma şansı olduğunu, mevcut yağış periyodu içerisinde yağışlar iki katına çıkmaz, tarımsal sulama azaltılmazsa Meke’nin doğal olarak geri dönmesinin mümkün görünmediğini bildirdi.
Meke Krater Gölü, iki aşamalı olarak yaşanan bir volkanik patlama sonucu kraterin zamanla suyla dolmasıyla meydana geldi. Kaynaklara göre, yaklaşık 8 bin yıl önce ise gölün ortasında ikinci patlama gerçekleşti ve gölün ortası da suyla doldu. Meke Gölü yer altı su kaynaklarından beslenerek günümüze kadar geldi.
Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Jeoloji Bölümü Başkanı ve Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şubesi Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, bölgede özellikle kuraklığa bakıldığında Konya Kapalı Havzasını dışardan besleyen herhangi bir akarsu olmadığını, o nedenle kapalı havza denildiğini hatırlatarak, “Bu havza içerisinde kullanılan suyun tamamı yağışlara bağlı. Bölge içerisinde bol miktarda baraj yaptık, özellikle küçük ölçekli sulama projeleriyle birlikte ve havzaya gelen akarsuların önemli bir bölümü şu anda gelmemeye başladı. Özellikle 2000’li yıllardan sonra bu bölgede yapılmış olan çalışmalara göre yer altı suyu seviyesi giderek düşüyor. Yer altı suyu seviyesinin düşmesinin en temel nedeni ilk olarak kuraklık, yani Türkiye ortalamasının yarısından daha az yağış alıyor olmamız. İkincisi de aşırı ve kontrolsüz olarak yer altı suyu kullanıyor olmamız. Türkiye’de ortalama olarak metrekareye yıllık 643 milimetre yağış düşüyor. Konya Kapalı Havzasında bu 300 milimetre seviyesindedir. Yani metrekareye 300 kilogram yağış alıyor. Karapınar - Tuz Gölü arasındaki bölgede ise 250 kilogram. 250 kilogram da tüm dünyada kabul edilen çölleşmenin sınırıdır” dedi.
“Meke Gölü 2020 yılının son aylarında tamamen kurudu”
Ancak havzanın geçtiğimiz 8 bin yıllık dönemde kuraklık yönünde sürekli bir değişiklik izlediğinin görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Arık, “Özellikle 2020 yılı son 20-30 yılın en kurak dönemi olarak nitelenebilir. Bu bağlamda baktığımız zaman sulak alanlarımızın önemli bir bölümü kurumuştur. Bazılarında su alanları oldukça daralmıştır. Meke Gölü’nü de bu çerçevede değerlendirmek gerekirse, Meke Gölü özellikle son 10-15 yıllık periyot içerisinde kurudu kuruyacak şeklinde devam ederken, 2020 yılının son aylarında Eylül Ekim gibi tamamen kurumuş noktaya geldi. Sadece kış yağışlarıyla birlikte sadece ön tarafta su birikintileri meydana geldi ama Meke Gölü şu anda kuru bir göl halinde. Çünkü Meke dünyada ender rastlanan jeolojik yapılardan bir tanesi. İki evreli bir patlama ile meydana gelmiş olan bir yapı. Bu yapının korunuyor ve gelecek nesillere aktarılıyor olması gerekiyor. Ancak bölgedeki bu şekilde yer altı suyu kullanılmaya devam ederse Meke’nin geri dönmesi doğal şartlarda zor görünüyor. Son günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Meke Gölü’nün kurtarılabilmesi için alternatif su kaynağı arayışlarını sürdürüyor. Bununla ilgili Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüz ve bakanlıkla ilgili projeler geliştiriyoruz” şeklinde konuştu.
“Meke’nin doğal olarak geri dönmesi mümkün görünmüyor”
Doğal şartlarda Meke Gölü’nün bu koşullar altında geri dönüşünün mümkün değil gibi göründüğünü kaydeden Prof. Dr. Fetullah Arık, “Çünkü devam eden yer altı suyu düşüşüne baktığımız zaman 1960’lardan sonra ortalama yıllık 1 metre, son yıllarda yılda 2-3 metrelik yer altı seviyesi düşümü var. Meke Gölü’nde gördüğümüz su, yer altı suyuna bağlı olarak biriken bir suydu. Şu anda yer altı suyu seviyesi düşük olduğu için Meke’nin ancak yer altı suyu seviyesi yükselirse kurtulma şansı var. O da mevcut yağış periyodu içerisinde yağışlar iki katına çıkmaz, biz de tarımsal sulamayı azaltmazsak Meke’nin doğal şartlarda geri dönmesi mümkün görünmüyor” diye konuştu.