Maden ocağındaki patlamadan sorumlu tutulan TTK Amasra Müessese Müdür Yardımcısı ifadesinde, "Sadece oturdum, maaşımı aldım." dedi. Olayın yetersiz havalandırmadan kaynaklandığı belirtildi.
Bartın'daki maden ocağında 14 Ekim akşamı grizu kaynaklı patlama yaşandı. Olayda 11 işçi yaralanırken 41 işçi ise hayatını kaybetmişti. Dün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesinde tedavi gören bir işçinin daha hayatını kaybettiğini duyurdu.
24 gözaltı
Olaya ilişkin geniş çaplı inceleme başlatıldı. Yürütülen soruşturma kapsamında 24 kişi gözaltına alınarak, adliyeye sevk edildi.
8 tutuklu
Amasra Sulh Ceza Hakimliği, TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, TTK Amasra Müessese İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi, teknikten sorumlu müessese müdür yardımcısı Salih Atmaca, TTK Amasra Müessese İşletme Baş Mühendisi Mehmet Tural, iş güvenliği şube müdür vekili Volkan Soylu, maden mühendisi Levent Aydın, maden mühendisi İbrahim Hakan Mengeş ve emniyet mühendisi Şahan Kahraman ‘Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak’ suçundan tutuklanmalarına karar verdi.
Soruşturma kapsamında 9 kişi savcılık sorgusunun ardından, 3’ü nöbetçi mahkeme tarafından serbest bırakılırken, 4 kişi nöbetçi mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
"Hiçbir sorumluluk altında da değildim"
Tutuklanan TTK Amasra Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, mahkemedeki ifadesinde, "Üretim teknik müdür muavini olarak Ağustos 2020 yılından itibaren görevleri benden alındığı için bu görevleri yapmıyorum. 2020 Ağustos ayından sonra hiçbir iş yapmadım, talimat almadım, emir vermedim, hiçbir sorumluluk altında da değildim. Sadece oturdum, maaşımı aldım. Üretim iltisak müdürü olarak boş kadro üzerimde duruyordu ancak bana bir şey yaptırılmıyordu.
2020 Ağustos ayından sonra iş icabı ocağa girmem, bana bağlı birimlere emir vermem, bilgi almam hem şifahen hem de yazılı olarak yasaklanmıştır. İş güvenliği uzmanlığım vardı. 16 Kasım 2021'de yazılı olarak benden iş güvenliği uzmanlığım düşürüldü. Ocağa girdiğim tarih kazadan 1-1,5 sene öncedir. Bu tarihten sonra ocağa girmedim. Benim idari görevim yerine Müessese Müdürü Cihat Özdemir bana bağlı olan birimleri kendisine bağlayarak bakmaya başladı." dedi.
"Benim hiçbir yerde imzam yoktur"
Sayıştay raporunda isminin geçmesine değinen Atmaca, şöyle ifade verdi: "2020 yılı Sayıştay denetim raporunda komite üyesi olarak ismim geçmekteyse de benim hiçbir yerde imzam yoktur. Bana hiçbir şey sorulmadı. Daha önceki Sayıştay raporunda belirlenen eksikliklerin ne olduğunu şu an bilmem mümkün değildir."
"Ocağa iş güvenliği uzmanı olarak indiğimde bir aksaklık yoktu"
İş güvenliği uzmanlığı sırasında bir aksaklık olmadığını ifade eden Atmaca, "Son 1-1,5 yıldır yani ben görevde değilken iş güvenliği işçi sağlığı ve eğitim şube müdürlüğü direkt müessese müdürlüğüne yani Cihat Özdemir'e bağlandı. Ben 2021 yılı sonbaharında ocağa iş güvenliği uzmanı olarak indiğimde bir aksaklık yoktu. Ben görevde olsaydım, o servisin yani emniyet servisinin tekrardan işletme müdürlüğüne sağlanmasına müsaade etmezdim, suçsuzum serbest bırakılmayı talep ediyorum." dedi.
"Kaza günü gündüz vardiyasındaydım"
Tutuklanan emniyet mühendisi Şahan Kahraman, ifadesinde şunları söyledi: "Yaşanan kazanın sorumlusu ben değilim. Emniyet mühendisi olarak 6 aydır görev yapmaktayım. 6 ay öncesinde 5,5 yıldır maden mühendisi olarak çalıştım. Emniyet mühendisi olarak biz yangın bekleme barajlarını yaparız. Onların kapatılmasını gerçekleştiririz. Maden sahasının havalandırılmasından biz sorumlu değiliz ama her birim gaz ölçümünden sorumlu olduğu için bizler de ölçüm yaparız. Kaza günü gündüz vardiyasındaydım. Çıkarken herhangi bir sıkıntı yoktu. Gaz seviyesiyle ilgili herhangi bir ihbar gelmemişti. Gaz seviyesi çalışma seviyelerinin altındaydı. Kazadan bir hafta önce ölçüm yapıldığında gaz seviyesi 3,5-4 seviyelerindeydi. Bu değer -310 kotundaydı. Bu seviyeyi öğrendiğimde maden işçilerini tahliye ettim. Bana bu seviyeyi gaz izleme servisindeki çalışanlar söyledi. 1 gün sonra gaz seviyesi normal değerlere dönmüştü.
Ayak arkası denilen tavan göçmesi sonucundaki oradaki metan gazı havaya kalkar ancak bu kalkan hava zamanla örneğin bir saatte eski normal çalışma seviyesine iner. Eksi 350 kotundan eksi 320 kotuna hava basan 4 pervaneden bir tanesi arızalı durumdaydı. Bu durumu şefim olan F.G.’ye iletilmiş, o da arızayı gidermeye çalışmış ancak yukarıdan gelmesi gereken kelepçe gelmediği ve vardiyası da bittiği için müteakip vardiyaya tamir için hazırlanan parçayı teslim ettik. Bir sonraki vardiya bu parçayı takacaktı. Bu havalandırma arızası gaz seviyesinde bir sıkıntıya yol açmamıştı. Bu arıza kaza günü gündüz vardiyasında gerçekleşen arızadır. Öncesinde böyle bir arıza yoktu." şeklinde konuştu.
"Olaydan önce bize iletilen bir sorun olmadı"
TTK Amasra İşletme Başmühendisi Mehmet Tural, olay günü mesainin 16.30’da bittiğini söyleyerek, "Kazadan sonra madene geldim. Son 1 hafta içerisinde gazla ilgili bir problem yaşanmadı. Çalışanlarımıza maske eğitimlerini ve iş güvenliği eğitimlerini tam olarak verdik. Kaza olayından önce bize iletilen bir sorun olmadı. Üretim başmühendisi olarak yaklaşık olarak 10 yıldır kurumda çalışmaktayım. Olay günü ve öncesinde gaz seviyesinin yükselmesiyle ilgili bana bir şikayet ya da bildirim yapılmadı. Maden içerisindeki havalandırmalar yeterliydi." dedi.
Gerekçe açıklandı: Yetersiz havalandırma
Sulh Ceza Hakimliği, tutuklamalarda kişilerin uzmanlığına göre kömür tozu ile mücadelenin yetersiz olması, kazadan 1 hafta önce metan oranının yüzde 3,5 seviyelerine yükseldiği, bu tarihten sonra ocakta gerekli kontrollerin yeterli olarak yapılmadığı, kaza günü yaşanan pervane arızasının giderilip giderilmediğine ilişkin takibin sağlanmadığı, çalışanlara yeterli ve gerekli iş güvenliğini sağlamadığı, 2019 ve 2020 Sayıştay raporlarında belirtilen maden ocağı ile ilgili eksikliklerin ikmali konusunda girişimde bulunulmaması gerekçe gösterdi.
"Gaz oranının yüksek seviyede olduğu anlaşıldı"
Tutuklamalarda en fazla gerekçe gösterilen konu, "Dosya kapsamına göre son zamanlarda ocağın yetersiz havalandırma sebebiyle gaz oranının yüksek seviyede olduğu, bu havalandırmanın yeterli düzeyde sağlanması için gerekli girişimlerde bulunmadığı anlaşılmakla, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesini gösterir." ifadelerine yer verildi.