Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

Kuraklık su kuşlarının beslenme alışkanlığını da değiştirdi

01.07.2021 11:16:00
Konya'da kuraklığa bağlı olarak göllerin sularının çekilmesi ve kuruması, ev sahipliği yaptıkları yüzlerce göçmen kuşu olumsuz etkiliyor.
Konya'daki Akşehir, Düden, Bolluk ve Küçük Göl, geçmişte çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapıyordu.

Son dönemde yağış azlığına bağlı olarak bu göllerdeki suların çekilmesi; leylek, balıkçıl, turna, pelikan, flamingo, çeltikçi ve kız kuşları gibi türlerin azalmasına neden oldu.

Kulu ilçesindeki "flamingo cenneti" olarak bilinen Düden Gölü, kurumaya yüz tutarken yanı başındaki Küçük Göl, bölgedeki yoğun yer altı suyu kullanımı ve kuraklık nedeniyle kurudu.
Cihanbeyli ilçesindeki Bolluk Gölü'nde ise son yıllarda su kuşlarının sayısında yaşanan gözle görülür azalma, doğaseverleri derinden üzüyor.

"Küçük Göl kuş cennetiydi ama şimdi su yok"
Kulu Doğal Hayatı Koruma Derneği Başkanı Murat Uludağ, kuraklığın bölge çiftçisini derinden etkilediğini belirtti.

Kuraklığın çiftçileri zor duruma düşürdüğünü ifade eden Uludağ, "Küçük Göl, adı gibi küçük göldü ama şimdi göl vasfını kaybetti. Eskiden burada 170'in üzerinde kuş türü vardı. Kuş cennetiydi ama şimdi su yok. Geçen sene de su yoktu, bu yıl kuraklık daha çok etkiledi. Şu anda gölümüz bitti." diye konuştu.

Uludağ, bölgeye başka havzalardan su getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Göçmen kuşlar, sulak alan bulmakta zorlanıyor
Selçuk Üniversitesi Kuş Gözlem Topluluğu Akademik Danışmanı Araştırma Görevlisi Osman Nurullah Berk ise Türkiye'nin dönemsel olarak çoğunluğu su kuşu olmak üzere yırtıcı ve ötücü kuşlara ev sahipliği yaptığını söyledi.

Su kaynaklarının, canlılar için taşıdığı öneme dikkati çeken Berk, "Tıpkı kuşlar da insanlar gibi sulak alanlar etrafında toplanarak yaşamlarını sürdürmekte ve o bölgede sosyalleşmektedir. Küresel ısınma, kuraklık, bilinçsiz tarımsal sulamalar, su kaynaklarının azalmasına neden olmaktadır. Bu durum göçmen kuşları önemli derecede etkilemektedir. Göç boyunca genellikle sulak alanlarda beslenerek, dinlenerek rotalarına devam eden göçmen kuşlar, artık kendilerine uygun sulak bir alan bulmakta zorlanmakta." diye konuştu.
Berk, kurumak üzere olan Akşehir Gölü ve benzerlerinin durumun ciddiyetini gözler önüne serdiğine işaret ederek, su kuşlarının kuraklığa bağlı yaşamının tehdit altında olduğunu vurguladı.

"Kuşların beslenme alışkanlıklarının da değiştiğini söyleyebiliriz"
Suların çekilmesinin, kuşlara yuva olacak liman bırakmadığını ve bu hayvanların beslenmekte zorluk çektiğini anlatan Berk, şöyle konuştu: "Meteoroloji Genel Müdürlüğünün 12 aylık kuraklık raporuna göre, hem bizler hem de başta kuşlar olmak üzere tüm canlılar, ilerleyen dönemde kuraklığa bağlı olarak büyük sıkıntılar çekecek. Son yıllarda yaptığımız gözlemlere bağlı olarak, kuraklık sonucunda kuşların beslenme alışkanlıklarının da değiştiğini söyleyebiliriz. Sulak alanlarda yeterince beslenemeyen martı ve leylek gibi türler, artık şehir çöplüğünde insan atıkları ile beslenmektedir. Gündelik gözlemlerimizde şehir çöplüğü ve kuş yuvaları arasında düzenli olarak kuşların git-gel yaptıklarını görmekteyiz. Suların çekilmesi ile kuruyan bataklıklarda sakarmekeler yuvalarını kurmakta zorlanmakta, üreme alanları her geçen gün daralmaktadır. İlkbahar aylarında oluşan bataklıklara gelen kıyı kuşları, son yıllarda Beyşehir Gölü kıyısında eskisi kadar sıklıkla görülmemektedir. Her yıl nisan ayında bir-iki hafta beslenme amacı ile gelen çeltikçi kuşu son iki yıldır maalesef görülmemektedir."
İklim değişikliği, göçmen kuşların rotasını da değiştiriyor
Berk, mevsim normallerinin dışındaki hava koşullarının kuşların göçünü de zorlaştırdığına değinerek, "Mart ayının sonlarında sıcak iklimlere doğru göçe başlayan kuşlar, soğuk hava dalgalarının etkisi altında kalarak güçsüz düşmekte, bazıları göçlerini tamamlayamamaktadır. Daha önce ülkemiz sınırları içerisinde kaydı alınmamış olan bazı göçmen kuşlar göç sırasında değişen hava koşullarına bağlı olarak yollarını şaşırmakta ve ülkemiz sınırlarında kayıt altına alınabilmektedir. Yakın dönemde Hatay'da ilk kez kayıt altına alınan kıyı balıkçılı ve ibibik toygarı buna örnek." ifadelerini kullandı.

DİĞER HABERLER