Konya Ticaret Odası’nda (KTO) 2021 yılının ilk meclis toplantısı gerçekleştirildi. KTO Başkanı Selçuk Öztürk toplantıda 2020 yılında Türkiye ve Dünya ekonomisindeki gelişmeler ve 2021 yılı beklentileri ile ilgili bir sunum yaptı.
KTO Ocak Ayı Meclis Toplantısı, dijital ortamda gerçekleştirildi. Meclis Başkanı Ahmet Arıcı’nın yönettiği toplantıda gündemdeki maddeler görüşülerek kabul edildi. KTO Başkanı Selçuk Öztürk toplantıda yaptığı konuşmada ekonomideki gelişmeleri değerlendirerek oda faaliyetleri hakkında meclis üyelerini bilgilendirdi. Başkan Öztürk, yüksek faiz ve enflasyon oranlarının görüldüğü ekonomide Konya olarak başarılı bir sınavdan daha geçtiklerini ifade ederek, “Konya’da 2020 yılında kurulan şirket sayısı 2019 yılına göre yüzde 32,6 artarak 2 bin 147 oldu. 2019’da bu rakam bin 618’di. Konya’da 2020 yılında kurulan kooperatif sayısı ise 2019 yılına göre yüzde 82 artarken, gerçek kişi ticaret işletmesi sayısı da 2019 yılına göre yüzde 42 arttı. Konya’da 2020 yılında kapanan toplam şirket, kooperatif ve gerçek kişi ticaret işletmesi ise 673 oldu. 2019’da bu rakam 625’di. Kapanan şirket sayısında artış yüzde 7,1 olarak gerçekleşti. Konya'da 2020 yılında tasfiye edilen şirket ve kooperatif sayısı ise 2019’a göre yüzde 9,1 azalarak 209 oldu. 2019’da bu sayı 230’du. Bir diğer önemli veriyi de ihracat rakamlarından aldık. Türkiye’nin 2020 yılında ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 6,26 azalarak 169 milyar 514 milyon dolar olarak gerçekleşti. Konya, 2019 yılı ihracat rakamına göre yüzde 8,28 oranında artış sağlayarak, 2020 yılında toplam 2 milyar 185 milyon 137 bin 36 dolarlık ihracat gerçekleştirmiştir. Türkiye ihracatından almış olduğu pay ile en fazla ihracat yapan iller arasında yüzde 1,40 oranla 12. sıradan 11. sıraya yükselmiştir. 2020 yılında şehrimizdeki ihracatçı firma sayımız da 251 artarak 2 bin 668'e yükselmiştir. 2020 yılında hem kurulan şirket sayımızdaki artış hem de ihracatçı firma sayımızdaki artış Konya’nın özel sektörünün inancını, azmini ve başarısını göstermiştir. Böylesine zorlu bir dönemde bir kez daha elini taşın altına koymaktan çekinmeyen tüm müteşebbislerimizi kutluyorum” dedi.
Selçuk Öztürk, Türkiye’de 2020’nin son çeyreğine ilişkin öncü göstergelerin ekonomik toparlanmanın hız keserek de olsa sürdüğüne işaret ettiğini söyleyerek, “Kasım ayından bu yana ülkeye yönelik risk algısında gözlenen iyileşmenin belirginleştiği görülüyor. Özellikle virüsün yayılımını sınırlandırıp kontrol altına almak adına uygulanan izolasyon tipi tedbirler ile zorlu bir süreç yaşayan ekonomimizdeki sıkıntıların etkilerini 2021’de de hissetmeye devam edeceğiz. Korona virüsün ekonomiye etkilerine yönelik tedbir ve destekler kapsamında hükümetimizin bazı uygulamalarında taleplerimize yönelik düzenlemeler devam etmektedir. Ancak Türkiye’nin esas üzerinde durması gereken konu yapısal reformlardır. Türkiye’nin kısa vadeli sermaye girişlerinden uzun vadeli sermaye girişi çeken bir ülke modeline dönüşmesi için iş yapma hukukuyla ilgili reformları gündeme getirmesi gereklidir. Türkiye, alışagelmiş kısa vadeli sermayeyi bir süre daha çekmek zorundadır. Yani hem salgınla önlem anlamında maliye politikası daha fazla kullanılmalı, hem de buna uzun vadeli sonuç almak için reformlar eklenmelidir. Bu çerçevede Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yapılacak yapısal reformların son aşamaya geldiği açıklamasını memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye’nin en büyük sorunu cari açık. Üretim yapımızı bir an önce değiştirmeye odaklanmalıyız, özellikle de sanayi üretiminde dışa bağımlılığı azaltılmış bir yapıya dönmemiz gerekiyor. Ülke ekonomisinin, mevcut olumsuz konjonktürü geride bırakıp, tekrar yüksek büyüme patikasına girebilmesi için; verimlilik, insan kaynağı planlaması, rekabet gücü ve ihracat artışına yönelik ekonomi politikaları revize edilerek, üreten, katma değer oluşturan bir ekonomi yapısına dönüşmesi gerekiyor” diye konuştu.