Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

Körfez uzmanı El-Havas Takıyye, KİK üyesi ülkelere "ASEAN" önerisinde bulundu:

30.01.2021 14:14:00
"Körfez ülkeleri ortak eylem geliştirerek, birbirinin egemenliğine saygı duyarak, farklılıklara rağmen bağlarını güçlendirerek yeni temeller üzerine ilişkiler inşa edebilir ve uzlaşıyı fırsata çevirebilir. Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkeler de Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ülkeleri gibi ilişkiler geliştirebilir"
DOHA (AA) - SERDAR BİTMEZ - Al Jazeera Araştırma Merkezi Körfez Araştırmaları Bölümü Direktörü El-Havvas Takıyye, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi 6 ülkenin Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ülkelerinin tecrübesine benzer şekilde ilişkiler inşa ederek uzlaşıyı fırsata çevirebileceği değerlendirmesinde bulundu.

Katar'ın başkenti Doha merkezli Al Jazeera Araştırma Merkezinde yönetici olan Takıyye, 5 Ocak'ta 41. Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Zirvesi'nde varılan uzlaşıyı, sonrasındaki olası süreci, Körfez ülkelerinin önceliklerini ve hala askıda bekleyen sorunlarını AA muhabirine değerlendirdi.

Takıyye, "Körfez ülkeleri ortak eylem geliştirerek, birbirinin egemenliğine saygı duyarak, farklılıklara rağmen bağlarını güçlendirerek yeni temeller üzerine ilişkiler inşa edebilir ve uzlaşıyı fırsata çevirebilir. KİK üyesi ülkeler de ASEAN ülkeleri gibi ilişkiler geliştirebilir." dedi.

- "ABD politikalarındaki olası değişiklikler körfez krizini yenileyebilir"

Körfez uzlaşısının yeni ABD Başkanı Joe Biden idaresiyle ilişkili olduğunu ifade eden Takıyye, söz konusu uzlaşının sağlam temeller üzerine tesis edilmediğini, Biden'in başkanlık süresinin 4 yılla sınırlı olduğunu hatırlattı.

Körfez ülkelerinin süregelen anlaşmazlık dosyaları ve ABD politikalarındaki olası değişikliklerin bölge ülkelerine yansımaları konusunda endişesini dile getiren Takıyye,"ABD politikalarındaki muhtemel değişiklikler körfez ülkelerini yeniden anlaşmazlıklara odaklanmaya itebilir ve kriz yenilenebilir." uyarısında bulundu.

Takıyye, yaptığı analizin doğruluğuna ilişkin ise, Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman'ın Arap dünyasındaki çeşitli siyasi gruplara Katar tarafından saygı duyulduğunu ifade ettiği ve Mısır'ın yasakladığı, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) de bölge güvenliği ve istikrarı için tehdit gördüğü Müslüman Kardeşler Teşkilatı'na zımnen işaret edildiği açıklamayı delil olarak gösterdi.

Körfez ülkelerinde İran'la ilişkiler konusunda karşıtlıklar bulunduğunu belirten Takıyye, "Doha anlaşmazlıkların giderilmesi için diyalog ilkesine dayanmak gerektiğinin zorunlu olduğu çağrısını defalarca yaparken, Riyad, Tahran'ın izole edilmesi ve sıkıştırılması yönünde çalışarak zıt tavır takınıyor." dedi.

Takıyye, Körfez'deki benzeri tezat bakış açılarına ilişkin bir başka örneği ise Türkiye üzerinden verdi. Katar'ın Türkiye'yi güvenilir, etkin ve stratejik bir ortak olarak kabul ederken, BAE, Bahreyn ve Mısır'ın ise Afrika Boynuzu, Libya, Doğu Akdeniz'deki gelişmelerde Türkiye karşısında bölgesel rakip olarak yer aldıklarını vurguladı.

Türkiye ile Suudi Arabistan'ın yakınlaşma çabası içinde olduğunu, BAE'nin de iyi ilişkiler kurmayı arzuladığını kaydeden Takiyye, bunlara rağmen başta Müslüman Kardeşler konusu olmak üzere birçok dosyanın hala sonuçlanmayı beklediğini hatırlattı.

- "Uzlaşı konusunda Katar ve Suud istekli"

Körfez uzlaşısının hala "eksik bir uzlaşı" ve krizin taraflarının farklı öncelikleri olduğuna işaret eden Takıyye, uzlaşı konusunda Katar ve Suudi Arabistan'ın istekli olduğunu ancak BAE, Bahreyn ve Mısır'ın tutumunun net olmadığı görüşünü paylaştı.

Takıyye, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Ula Zirvesi için ülkesine gelen Katar emirine sıcak bir karşılama yaparken, BAE Veliaht prensi, Bahreyn kralı ve Mısır Cumhurbaşkanının zirveye katılmadığına dikkat çekti.

Körfez ülkelerinin farklı önceliklere sahip olduğunu söyleyen Takıyye, "BAE ve Bahreyn Katar'la hala askıda olan sorunların olduğunu belirtirken, Suudi Arabistan Körfez krizinin tamamen sona erdiğini düşünüyor. Bu da Körfez ülkelerinin kendi aralarında farklı öncelikleri olduğunu gösteriyor." ifadelerini kullandı.

Takıyye, Suudi Arabistan'ın Katar'la uzlaşmacı bir tutum sergilemesini ise şu şekilde açıkladı: "Riyad, Biden yönetimiyle ilişkilerini iyileştirmek istiyor. Biden daha önce gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinden Suudi Arabistan'ı sorumlu tutacağını ve Yemen'deki savaşta ülkesinin Suudi Arabistan'a verdiği desteği keseceğini açıklamıştı."

ABD ile ittifakın Suudi Arabistan'nın güvenliği için en önemli dayanaklardan biri olduğunun bilindiğini belirten Takıyye, Beyaz Saray ve ABD Kongresinin Riyad karşıtı bir tavır takınmasının ardından iki ülke ilişkilerinde gerginliğin söz konusu olabileceği değerlendirmesinde bulundu.

Takıyye, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu nedenle Suudi Arabistan ABD ile ilişkilerini iyileştirmek için önceliklerini Katar ile uzlaşmaya kaydırarak Körfez bölgesini istikrara doğru götürdüğü imajını vermeye çalışıyor."

- 41. KİK Zirvesi'nde varılan uzlaşma

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır, 5 Haziran 2017'de "terör gruplarını desteklediği" suçlamasıyla Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmiş ve bu ülkeye ekonomik ambargo uygulamaya başlamıştı.

Katar, söz konusu ülkelerin tüm suçlamalarını reddederken bu durum Körfez bölgesinde krize yol açmıştı.

Krizin sona erdirilmesi için yürütülen çabalar bu yılın başında sonuç vermişti.

Kuveyt Dışişleri Bakanı Ahmed Nasır Muhammed es-Sabah, 4 Ocak'ta, Suudi Arabistan ile Katar arasındaki kara, deniz ve hava sınırlarının açılması için anlaşmaya varıldığını duyurmuştu.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan Al Suud da 5 Ocak'ta El-Ula kentinde düzenlenen 41. Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Zirvesi'nde, Katar'a ambargo uygulayan ülkelerin Doha ile diplomatik ilişkilerini yeniden tesis ettiğini ve ambargonun kaldırıldığını açıklamıştı.

DİĞER HABERLER