Olay, 21 Ağustos’ta saat 18.00 sıralarında Süleyman Çelebi Mahallesi İsmail Kaya Caddesi'nde meydana geldi. Çiftçi Bekir Durmaz, çocuklarına alışveriş yapma bahanesiyle ikna ettiği boşanma aşamasındaki ayrı yaşadığı eşi Elif Durmaz'ı, otomobilde arka koltukta oturan zihinsel engelli oğlu Ö.F.D.'nin (11) gözleri önünde vücudunun 30 yerinden bıçakladı. Ardından polis merkezine gelip, otomobildeki eşini bıçakladığını söyleyerek sağlık ekibi çağrılmasını istedi. Ekipler yaptığı kontrolde Elif Durmaz'ın öldüğünü belirledi. Durmaz'ın cenazesi, otopsinin ardından Sarayönü ilçesi Kadıoğlu Mahallesi'nde toprağa verildi. Gözaltına alınan Bekir Durmaz da çıkarıldığı mahkemede tutuklandı.
'HAKSIZ TAHRİK' VE 'İYİ HAL' İNDİRİMİ UYGULANDI
Mahkeme heyeti, Durmaz'ı önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Ardından suçun haksız tahrik altında işlendiğine kanaat getirilerek, ceza 21 yıla düşürüldü. Heyet, 'sanığın yargılama sürecindeki davranışları ve verilecek cezanın fail üzerinde olumlu etki yapacağı hususunda olumlu kanaat hasıl olduğunu' belirterek, 'iyi hal' indirimi uygulayarak 17,5 yıl hapis cezasına karar verdi.
Mahkeme, gerekçeli kararında Anayasa’nın 10 ve 41’inci maddeleri ile Türk Medeni Kanunu’nun 161, 162 ve 163 maddelerine atıf yaparak, “Somut olayda maktulün tanık olarak dinlenen Hilmi Tunç ile uzun süreli bir görüşmesinin bulunduğu açıktır. 2009-2010 yıllarında telefon ile başlayan bu görüşmelerden dolayı sanık ailesini korumak amacıyla köyünü terk etmiş ve Konya’ya yerleşmiştir. Maktulün tanık olarak dinlenen Hilmi Tunç ile Konya’ya yerleştikten 10 sene kadar sonra yeniden görüşmeye başlamış olması ve tanık Hilmi'nin beyanlarına göre en az 7-8 kez baş başa tanığın ablasının evinde bir araya gelmiş oldukları dikkate alındığında, sadakat yükümlülüğünün kadın tarafından ihlal edildiği açıktır. Sadakat yükümlülüğünün ihlali nedeniyle evlilik birliğinin temelinin sarsıldığı ve sanık lehine haksız bir saldırı olduğu da ortadadır. Olay günü de maktulün sanığa yönelen ‘gavat’ kelimesini kullanması da bu haksız eylemi kuvvetlendirmiş ve sanığın kendisini kaybetmesine neden olmuştur. Olayın maktulden kaynaklı haksız bir eylem neticesinde gerçekleştiği mahkememiz vicdani kanaatinde olduğundan, sanık lehine 'Haksız tahrik' hükümleri indirim nedeni olarak kabul edilmiş, haksız eylem olarak kabul edilen sadakatsizliğin boyutu ile olay günü gerçekleşen hakaret eyleminin ağırlığı birlikte değerlendirilerek tahrik hükümleri uygulanırken takdiren sanığın cezası 21 yıl olarak belirlenmiştir. Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ve verilecek cezanın fail üzerinde olumlu etki yapacağı hususunda mahkememizde olumlu kanaat hasıl olduğundan 5237 sayılı TCK'nın 62’nci maddesi hükmü uyarınca cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak 17 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir” denildi.