Konya'da 9 yaşındaki kızı B.Ş.'ye cinsel istismarla suçlanan M.Ş. (43) hakkında 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan 22 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. İlk kez hakim karşısına çıkan M.Ş., "Suçlamayı reddediyorum. Beraatımı ve tahliyemi istiyorum. Çiftçiyim; mahsulüm tarlada kaldı, kaldıramadım" dedi.
İlkokul 3'üncü sınıf öğrencisi B.Ş., nisan ayında, annesi S.Ş.'ye nisan ayında babası M.Ş.'nin kendisine cinsel istismarda bulunduğunu söyledi. S.Ş., bunun üzerine Beyşehir Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek eşi hakkında şikayetçi oldu. Jandarma tarafından gözaltına alınan M.Ş., 1 gün gözaltında kaldıktan sonra 6 Nisan'da tutuklandı. M.Ş., ifadesinde, "Eşimle aramızda zaman zaman tartışmalar yaşanıyordu. Kayınpederimle de aramda husumet bulunuyordu. Bana iftira attıklarını düşünüyorum. Kızım ara ara gelip, bana dokunuyordu. Ben de bu konuda kendisini uyarmıştım. Hatırlamadığım bir zamanda oyun oynarken kızımın poposunu ısırmıştım. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
EŞİNE YAZDIĞI MESAJDA İSTİSMARI KABUL EDİP, AF DİLEMİŞ
Seydişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, M.Ş. hakkında 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan 22 yıl hapis cezası istemiyle dava açtı. İddianamede; Mağdur B.Ş.'nin babası tarafından cinsel istismara maruz kaldığı, durumu annesi S.Ş.'ye anlatması üzerine olayın ortaya çıktığı, anne S.Ş.'nin eşi M.Ş.'ye 'İnsan kendi çocuğuna bunu yapar mı?' mesajına 'Hayatımın en büyük hatası bu biliyorum. Senden utanarak af diliyorum. Affet beni yalvarıyorum. Şimdi herkes duyacak mı? Benim bu hatam affedilecek gibi değil; biliyorum ama beni affet yalvarıyorum sana' dediğinin belirlendiği, mağdur ve müştekinin şüpheliye iftira atmadığı, iftira atmayı gerektirir bir neden bulunmadığı kanaatine varıldığı, mesajları gönderenin şüpheli olduğunun kesin ve net bir şekilde tespit edildiği, bu deliller doğrultusunda mağdure ve müştekinin beyanları ciddi ve inandırıcı olduğu görülmekle, şüphelinin eylemlerinin nitelikli cinsel istismar suçu oluşturduğu nedeniyle 22 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına kamu adına iddia ve talep olunur" denildi.
'BENİM EN BÜYÜK HATAM; BU TELEFON'
İddianame, Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İlk duruşmaya sanık M.Ş., anne S.Ş. ve taraf avukatları katıldı. S.Ş., ifadesinde, "Yanlış anlaşılmanın düzeltilmesi için buradayım. Eşimle tartışmıştım. Öncesinde bir kadınla görüşmelerini yakaladım ancak affettim. Bir daha asla böyle bir şey olmayacağına dair bana söz verdi. Tekrar yakalayınca konuşmadım. Bana neden uzattığımı söyledi? Ben de söz vermiştin, yapmayacaktın deyince tartışma başladı. Çocuklar tartışma anımıza şahit oldular. Çocuklar da kötü oldular. Kızım yanıma geldi ve 'bir şeyler söyleyeceğim' dedi. 'Babam bana bunları yapıyor' dedi. Başımdan kaynar sular döküldü. Kızım bana bunları anlatırken eşim de evdeydi. Ancak farklı odadaydı. İhtimal vermedim ancak tekrar anlattırdım. Yatak odasına eşimle konuşmaya gittim. Bağırıp, çağırdım. 'Ne biçim insansın' dedim. Bana kesinlikle böyle bir şey yapmadığını söyleyip, telefonu gösterdi, 'Benim en büyük hatam; bu telefon' dedi. Dinlemedim zaten çok sinirliydim. Kayınvalidemi aradım ve yanına gittim. 'Çok utanıyorum. Böyle bir durum var' dedim. Oğlunu çağırdı, orada kabul etmedi. Böyle bir şey yapmadığını söyledi. Evdekiler gidince durumu aileme anlattım. Ertesi gün adliyeye gittik" dedi.
EŞİ, MAHKEMEDE ŞİKAYETİNİ GERİ ALDI
Eşinden şikayetçi olmadığını belirten S.Ş., ''Zaten eşim tutuklandı. Çocuk durgunlaştı. Kızım yanıma geldi ve babasının çıkıp çıkmayacağını sordu. Bana, 'Telefonda izlediğim bir videoda bir çocuk babasının yaptıklarını anlatıyordu. Ben de sizin ayrılmanız için aynılarını söyledim. Babamın hapse gireceğini bilmiyordum’ dedi. Savcılığa gittiğimde eşim beni aradı, 'Adliyede olduğumu, boşanma davası açacağımı' söyledim. 'Çok utanıyorum, yapma' dedi. Benim boşanmamdan korktuğu için bunları söyledi. Çocuğuma inanıp şikayette bulunmuştum. Ne kadar sağlıklı bir evlilik olur bilmiyorum, ama boşanma davası da açmadım. Olay sebebiyle şikayetçi değilim" diye konuştu.
SAVCI VE HEYETTEN 'KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİ' VURGUSU
M.Ş. ise savunmasında suçlamaları reddedip, "Gerçekten suçsuzum. Beraatımı ve tahliyemi talep ediyorum. Çiftçi biriyim. Her şeyim tarlada kaldı, kaldıramadım”"dedi. Mahkeme heyeti de olay günü eşi S.Ş.'nin, "İnsan kendi çocuğuna bunu yapar mı?" mesajına sanığın verdiği cevabı hatırlattı. Bunun üzerine M.Ş., "Bu mesajı, mesajlaştığım kadınlar için yazdım. Çocuğumu kastettiğine dikkat etmedim" diyerek cevap verdi. Savcı, sanığın üzerine atılı suçun işlendiği yönünde sanık savunması, dosyadaki delillerin kuvvetli suç şüphesi bulunması nedeniyle tutukluluk halinin devamını talep etti. Mahkeme heyeti de sanığın deliller kapsamında kuvvetli suç şüphesi nedeniyle tutukluluk halinin devamına, akıl sağlığının yerinde olup olmadığınına ilişkin rapor alınmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.